İz Gazete-Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından Seferihisar Belediyesi’nin katkılarıyla 10-13 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 2. İzmir Basın Kampı, ödül töreni ve İlkay Akkaya ve Geniş Merdiven konseriyle son buldu.

Türkiye’nin farklı şehirlerinden 100’ün üzerinde gazeteci, akademisyen ve uzmanın katıldığı, “Yol açıyoruz” temasıyla Seferihisar’da düzenlenen Basın Kampı, dört gün boyunca gerçekleştirilen panel ve atölyelere de sahne oldu. Kampın sonunda BAMAD tarafından verilen Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Ödülleri de sahiplerini buldu. Kampın kapanış konuşmalarını BAMAD Genel Başkanı Ümit Kartal ve Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin gerçekleştirdi. 

Whatsapp Image 2024 10 12 At 22.34.06

Basın Özgürlüğü ödüllerini Halk TV Muhabiri Ferit Demir ve Açık Radyo alırken, Medya Araştırmaları Ödüllerini Prof. Dr. Sevda Alankuş ve Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı aldı.
Ödül töreninin ardından İzmir’de kaçak inşa edilen bir tarikat yurdunu haberleştirirken tarikatçılar tarafından saldırıya uğrayan Halk TV Muhabiri Yağmur Beril Varol ve AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın işten attığı basın birimi çalışanları Başak Sopacı ve Nurcan Savran alkışlandı. Gazeteci Zafer Arapkirli ise Onur Konuğu olarak Teşekkür Plaketi aldı. Gecenin sunuculuğunu ise gazeteci Çağrı Sarı yaptı.

Geceye İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Büyükşehir Belediyesi de katkı sundu. 

İşte geceden konuşmalar:

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin:

“Geçen yıl ‘yol arıyoruz’ diyerek başlattığımız Basın Kampı’nın 2. Kampını ‘yol açıyoruz’ diyerek sonlandırıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından gelen gazeteciler tüm baskılara rağmen bir araya geldi. Sadece yol aramakla kalmadık, demokrasi, özgürlük ve adaletin yolunu açtık. Özgür basın demokrasinin can damarıdır.

Özgür basın ne demektir biliyor musunuz? Bugün kimsenin bilmediği bir köyde tacize uğrayan kız çocuğunun yardım çığlığı, köylünün direnişidir. Masum canlar için çınlayan vicdanın sesidir. Tarikat yurtlarına bırakılan öğrencilerin kurtuluşudur. İşte bu yüzden özgür basın ekmek kadar gereklidir. Doğruları yazan, halkın sesi olmaya çalışan gazeteciler baskı ve tehditlerle karşı karşıya. Ne olursa olsun buna karşı koyacağız.

Seferihisar Belediyesi olarak bu kampı destekledik ve üzerimize düşen kamu görevini yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz. Bu gece gerçeklerin peşinde koşan her bir gazeteciye teşekkür etmek için bir fırsattır. Yol arıyoruz dedik, bu yıl yol açıyoruz ve açtığımız yol sadece Seferihisar’da değil tüm Türkiye’de güzel günlerin yoludur. Bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu mücadeleye öncü olan BAMAD Derneği’ne yürekten teşekkür ediyor, ödül alan basın mensuplarını yürekten kutluyorum. Umarım önümüzdeki yılda daha geniş kapsamda, bu ödülleri özgürlük adına değil de diğer medeni ülkeler gibi güzel şeyler adına daha güzel haberler adına verebilmeyi umut ediyorum. Hepimizin yolu açık olsun, inşallah Seferihisar’da bir yol bulunmuştur diyorum.

Whatsapp Image 2024 10 12 At 22.34.07 (1)

BAMAD Genel Başkanı Ümit Kartal, 

Öncelik Fenerbahçe videosu yapay zeka ürünüdür. Biz kullanamazsak yapay zekayı, kullanan biz olmazsak tehlikeli şeyler çıkabiliyor. Öykü ile çıkmak istedim, dedi ki ‘benim çıkmama bir şey derler mi?’ aslında bu çaba tamamen çocuklarımız için. Gazetecilik bir direnç noktası, 4 erkin 3’ünün tek kişiye teslim edildiği bir dönemde medyanın bağımsız kalabilmesi için buradan ufak da olsa bir çaba içerisindeyiz. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Son 1 ay içerisinde İzmir’de bile yaşadığımız 2-3 olay bu kampın nedeni olabilir. İzmir Karabağlar’da bir tarikatın kaçak yapısını haberleştirmek için oraya giden Halk TV ekibini esir aldılar. Kameraların önünde bunu yaptılar. Çok cüretkarlar çünkü gizlemek istedikleri bir şeyler var. 2 hafta önce Yenigün Gazetesi’nin basılması engellendi çünkü Işıklar Cemaati’nin bir haberi vardı. Dün Tire’de gazeteciler bir hastanenin kirliliğini haberleştirdiği için ifadeye çağrıldı. Açık Radyo’ya ödül vermek istedik, dün kapatıldı. O yüzden bu çabaların tamamının ilerleyen yıllarda, mümkünse gazetecilik biraz da ayakta durmaya başladığında kıymeti anlaşılacaktır diye düşünüyorum.

Gazeteciliğe sahip çıkmak için biz çırpınıyorken böyle bir katkı sunup bir şey demeyen Seferihisar Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Bunu 2 yıldır yapıyorlar ve bu çok değerli. Dilerim Seferihisar Basın Özgürlüğü diyarı olur. Dilerim her yıl basın özgürlüğü için mücadele edenlerle güçlü bir mücadelenin ev sahibi haline gelir. Aynı zamanda başta Ulaş Aydın, Ferdi Zeyrek, İzBB, katkılar sunan Balçova Belediyesi’ne, Bornova Belediyesi’ne teşekkürü borç bilirim. Bu yıl şunu gördük ki ‘evet bu faydalıymış’, insanlar hatır gönül diyerek gelmediler, evet geliriz diye geldiler. 3 tane de selam ileteyim. İsmail Küçükkaya gelemedi ama selamlarını iletti, Özlem Gürses hep yoldaşımız oldu ve selamlarını iletti ama bir tanesinin biraz daha özel olduğunu düşünüyorum. Geçen yıl 2 kişiye ödül vermiştik ama ikisi de cezaevindeydi. Merdan Ağabey burada olsun istiyorduk, hepinize selamlarını iletti. İyi ki bir aradayız diyoruz. Haluk ağabey geçen yıl ‘yol yok, yol açmanız lazım’ dedi. Biz umuyorum bunu öğreneceğiz, ama sanırım memleket için de bir yol bulamayacağız. Hep beraber bir yol açmaktan başka çaremiz yok diyerek, hepinize teşekkür ediyorum."

Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ulaş Aydın:

“Bugün BAMAD’ın 2. Basın Kampı gerçekleşiyor ve Manisa BB olarak bu kampı desteklemekten gurur duyuyoruz. Derneğin 2 yıldır çabasını görüyor ve destekliyoruz. Seferihisar Belediyesi de çok değerli bir iş yapıyor. Bir çoğunuzu zaten biliyorum, emek mücadelesinden tanıyorum. Bugün zeytin katliamının 10’uncu yıldönümü ve bugün oraya ekilen zeytinlerin ilk hasadını yaptık. Yırca Katliamı sırasında Özgür Özel’in büyük bir çabası vardı ama sayın genel başkan orada özellikle Kazım Kızıl’a teşekkür etti. Oradaki zeytin katliamını Kazım Kızıl’ın tüm Türkiye’ye duyurması belki de daha fazla zeytin ağacının katledilmesini engelledi. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bundan sonra da basın kampına destek olmak için elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz."

Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülen Açık Radyo adına ödülü kabul eden Can Didem Gençtürk: 

“3 gün önce buraya geldim ve ben de burada haberi aldım. Dün radyomuzun yaptığı açıklamayı okumak istiyorum. Açık Radyo’nun kapatılıyor, yayın lisansımız RTÜK tarafından iptal edildi. Türkiye ve dünyada en geniş çapta ses ve ifade biçimlerine alan açmış radyomuz tamamen bürokratik bir gerekçeyle dinleyicilerinden mahrum bırakılıyor. Açık Radyo, bunca yıldır yaratmış olduğu toplumsal etki sayesinde susturulamaz."

Can Didem Gençtürk’e ödülünü takdim eden DİSK Basın-İŞ Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu:

“Buraya geldiğimde Halk TV’ye yapılanlar, arkasından Dicle Fırat Gazetecileri Derneği YK üyesinin gözaltına alınması, sonrasında Şule Aydın’ın evinin duvarına yazılan tehdit mesajını gördük, arkasından da Can Radyo’nun lisansının iptal edildiğini duyduk. İnsanın söyleyecek bir şeyi kalmıyor. Demokrasi ile yönetilen bir ülkede gazetecilere, basın özgürlüğüne karşı yapılan baskıları kaldıramıyoruz. Bu kadar çok sesliliğin yayınlandığı bir radyonun kapatılması için lisansının iptal edilmesini anlamakta zorluk çekiyorum. Radyonun bu devlete, bu halka, bu millete zararı nedir? Ne yapmak istiyorlar anlamak çok zor. Gazeteciler bu toplumda en örgütsüz meslek gruplarından birisidir. Yaklaşık yüzde 7’lik bir örgütlenme oranı var. En büyük sorunlarımız başında örgütsüzlük geliyor. Örgütsüzlüğün olduğu yerde dayanışma daha az oluyor. BAMAD’ın bu organizasyonu hem örgütlenmenin hem dayanışmanın önünü açıyor. Hem BAMAD’ı hem sevgili arkadaşımı aldığı ödülden ötürü tebrik ediyorum.”

Whatsapp Image 2024 10 12 At 22.34.07

Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülen Halk TV Muhabiri Ferit Demir:

“Demokrasinin kalesi olan İzmir’de böyle bir ödül almak son derece gurur verici. Hem BAMAD’a hem de İzmir’deki meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Aslında Türkiye’de basın özgürlüğü ödülünün verilmesi utanç verici ancak basının özgürlüğünün olmadığı ülkelerde bu ödül verilir. Birçok kanala ceza veriliyor, baskılar var. Bir de toplum içinde kendine rol biçip basına baskı uygulayan birileri var. Gazetecinin ilkesi ya bir yol açmak ya da bir yol açmaktır. Bizim de amacımız Anadolu’nun bir köyünde Narin’in bir kayanın altına gömülmesini ya da siyanürle toprakların kirletilmesi ya da Mardin’in bir köyünde üreticinin yaşadığı sıkıntıyı dile getirmek, depremde evi yıkılanın sesi olabilmektir. Gerçeklerle birlikte belgeli habercilik yapabilmektir. En büyük özlemimiz ise Uğur Mumcuların yolunda ve izinde yürüyebilmektir. Bir nebze, bir zerre de olsa gerçekleri anlatabildimse de ne mutlu bana!”

Halk TV Muhabiri Ferit Demir’e ödülünü takdim eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi:

“Önünde bir yol varken herkes gider, mesele yol açabilmektir. Geldiğimden beri çok kıvanç duydum. İzmir basının en önemli özelliği aslında birbirine dokunarak direnmeyi bilmesidir, ‘hayır’ demeyi bilmesidir. Üst üste olaylar yaşadık, susturmaya çalışıyorlar. ‘Tarikatlara el uzatma, haksızlıklara bakma’, ne yap, ‘her şey ne kadar güzel’ yaz diyorlar. Üniversitelerde tek tek gazetecilik bölümleri kapatılıyor, Yeni Medya bölümleri açılıyor. Genç arkadaşlarıma bunları gördükçe, ‘para kazanmak için girmeyin çünkü çok meşakkatli bir mesleğe geleceksiniz’ diyorum.” 

Medya Araştırmaları Ödülü kazananı Prof. Dr. Sevda Alankuş:

“Beni gururlandırdınız ve onurlandırdınız. Benim bu sene 2’nci ödülüm oldu. Çifte ödülle ama gönül borçlu olduğum gazetecilerdir. 2000 yılından beri hak odaklı habercilik ödülleri veriyorum ve bu hak haberciliği eğitimlerini vermeye beni tanıştığım hak haberciliği yapan gazeteciler cesaretlendirdi. Dolayısıyla aslında bu ödülü onlara atfetmek isterim. Bu kadar zor koşullarda hak haberciliği yapmaya çalışmak gerçekten çok zor bir şey, herkese saygı ve selamlar.” 

Prof. Dr. Sevda Alankuş’a ödülünü takdim eden Prof. Dr. Haluk Şahin:

“Doğrusu moralim güçlendi. Dünyada ve Türkiye’de iletişim özgürlüğünün durumu o kadar kötü ki bizimkine benzer sorunların yaşandığını ve derinleştiğini görüyoruz. Büyük bir dönüşüm ve değişime ihtiyacımız var. İletişim enteresan bir alan, teknolojiler sürekli değişiyor. Son yıllarda o kadar hızlı ki takip edemiyoruz. Birisinde ustalaşmaya çalışırken yeni bir tane çıkıyor. Bu yıl yapay zekayla uğraşmaktayız. Geçen yıl bu programa katılanlar hatırlayacaktır. Erkan ve Sinem hocalar bize yapay zekanın gazetecilikte uygulamalarını anlatmıştı ve çoğumuz bunu küçük azınlığın macerası gibi dinlemişti ama 1 yıl sonra burada yapılan konuşmalar gösteriyor ki yapay zeka bizim mutlaka iyi kullanmamız gereken bir teknoloji olmuş. Bu arada iletişim teknolojileri değişirken bir şey değişmiyor. Ta Aristoteles’in retoriğinden beri, nedir amacımız? Söylediklerimizin doğru ve etkili olmasıdır. Belirli kurallar var, bunlardan bazıları dil bilgissi, bazıları ahlak kuralları, bazıları etik, bazıları da meslek kurallarıdır. Özellikle de çatışmalarla ilgili alanlarda bu önem kazanıyor. Çatışmaları nasıl anlattığınız o çatışmaların nasıl yayılabileceğini de gösteriyor. 5 kelime ile 100 bin kişilik bir zayiat farkı ortaya çıkabilir. Sevda hocamız savaş haberciliği konusunda yaptığı araştırmalarda bu kanlı çatışma biçiminin nasıl yansıtıldığı takdirde nasıl daha az zayiata yol açabileceği konusuna parmak basmıştır. Bu konuda uzman olmak müthiş bir onurdur, bizim için de avantajdır çünkü o konuda uzmanlaşmış bir hocamız vardır.”

Medya Araştırmaları Ödülü kazananı Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adına Ümit Bol:

Sera Kadıgil Gebze'deki katliamı konuştu: Uyuyor musunuz? Sera Kadıgil Gebze'deki katliamı konuştu: Uyuyor musunuz?

“Eğitim sorumlusu olarak çalışıyorum, gururla görev yaptığım Uğur Mumcu Vakfı adına sizlere teşekkür ediyorum. Kısa adı BAMAD olan derneğin 2024 yılı basın araştırmaları ödülünün araştırmacı gazetecilik idealinde cesaretle devam eden vakfımıza verilmesi bizleri onurlandırdı. Medyanın en kısa tanımı 4. Kuvvettir. Bu tanım yasama, yürütme ve yargı erklerini kamuoyu adına denetlemekten üretilmiş bir kavramdır. Medyanın bu görevini yerine getirebilmesi için en önemli şey demokrasi ve basın özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü ‘gazetecilerin değil halkın haber alma özgürlüğüdür’. Eğer bu özgürlük kısıtlanırsa demokrasi sadece anayasada kalır ve medyanın gücü halka karşı kullanılır. UMAK, işte bu nedenle demokrasi ve basın özgürlüğünü geliştirmeye devam edecek. UMAK olarak devraldığımız mirasın bilincindeyiz. Büyük Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun değerlerini gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz. UMAK Araştırmacı Gazetecilik Kursundan mezun olan 200’e yakın gazeteci mirasını gururla sürdürüyor. Özellikle yerel medya çalışanlarına, kadın gazetecilere sayfalarını açarak basın özgürlüğüne destek veriyor. Bu uğurda cesaretle mücadele veren BAMAD ve Seferihisar Belediyesi’ne teşekkür ediyorum.”

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’na ödülünü takdim eden Seferihisar Belediye Başkan Yardımcısı Gökhan Pehlivan:

“Birçoğunuzu geçen seneden tanıyorum. Manşetlerimizi hep sizlerden takip ettik. İnşallah seneye bu kampı yaparken bu manşetlerden daha uzak, daha medeni ülkelere yakın konuşmalarımız olur. Uğur Mumcu ödülünü vermek benim için çok anlamlı. İnşallah onların açtığı yoldan devam edebiliriz.” 

Kampın Onur Konuğu Zafer Arapkirli:

“Beni de ödüllendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Faşistlerin, diktatörlerin ortak bir karakteristiği vardır ve bu hiç değişmemiştir. Ülkemizde de aynı şeyi uygulamaya devam ediyorlar. Kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen herkesi düşman, terörist, darbeci ve sakıncalı ilan ediyorlar ama özellikle de herkese ve her şeye düşman olduklarını gösterirler. Faşist ve diktatörlerin bu her şeye düşman olma tavrı topluma saçılır. Demokrasiye düşmanlar, denetlemeye düşmanlar, ölesiye öldüresiye nefret ederler bundan. İnsana düşmanlar, kadınlara, çocuklara, hayvanlara düşmanlar, doğaya, denize, nehre, ağaca düşmanlar ancak düşman oldukları bireylerin kendilerine muhalefet etme hakkına da düşmanlar ve medyadan ölümüne nefret ederler. O yüzden faşistlerin egemen olduğu bizim gibi ülkelerde gazetecilik yapmak son derece zordur. Türkiye’de gerçekten gazeteci olan insanlar gerçekten kahraman olarak sayılmalıdır. Gerçekten de bu yolda mücadele eden insanların başlarının dik olması lazım. Son nefesimize kadar gerçekleri halka iletmek, kamuoyunun bilmesini sağlamak, bütün yasaklara, bütün tehditlere rağmen ‘asla boyun eğmeyeceğiz’ demek hepimizin borcu olmalıdır. Yol açmak misyonunu yerine getirmek için hepimiz kamuoyunun önünde tek tek söz vermeliyiz. Bunun yolu da örgütlü mücadeleden geçiyor. Ben bütün onurlu meslektaşlarım adına söz veriyorum.”

Halk TV Muhabiri Yağmur Beril Varol:

“Çok da bir şey söylemeye gerek yok, işimizi yapmak için oradaydık. Teşekkür ya da ödül için değil dayanışma için teşekkür etmek istiyorum. Burada buluşabileceğimizi bildiğimiz zaman o gücü bulabiliyoruz.”

Kaynak: BÜLTEN