İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Sadun Engin, Paşa Durmuş, Orkun Şimşek ve 4 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada taraf avukatları hazır bulundu. Sanık avukatları örgüt merkezinin Anadolu yakasında olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek davanın Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesini talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi oybirliğiyle reddetti.
"ORALARDA HİZMETLERİMİZDEN BAHSETTİK"
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ali Sadun Engin, "Seküler bir çevrede büyüdüm. 12-13 yaşından itibaren evrim teorisini öğrendim. Din eğitimi haftada 1 saat ve çok yüzeyseldi. Sonra arkadaşlarla tanıştım ve sorduğum sorulara çok güzel cevap verdiler. Bundan sonra hayatımı değiştirdim ve dine yöneldim. Ben dinimi yaşamak için kimseden emir almak zorunda değilim. Allah yolunda harcadığımız bütün emeklerimiz kapatılmak isteniyor. Biz bunları bütün varımızla yoğumuzla yaptık. Hayatımın her evresinde suça karşı olduk. Karakolun yolunu bilmezdim. Biz sivil toplum kuruluşuyuz. Gönüllülük esastır. Oralarda hizmetlerimizden bahsettik. İsrail ile köprü görevi gördüğümüz yazıyor. İllegal işler için de köprü oluşturulabilir, doğruyu hakkı anlatmak için de köprü kurmuş olabiliriz" diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Savunma yapan tutuklu sanık Paşa Durmuş, "HTS çakışmaları işim nedeniyledir. Verdiğim hizmetler nedeniyle yaptığım görüşmelerden dolayıdır. Adnan Bey'i eserlerinden tanıyorum. Milli şuurumun gelişmesinde çok faydalı oldu bu eserler. Çok ilgimi çektiği için bu camiadan tanıdığımız insanlarla sohbetimiz gelişmiştir. Bir kere Adnan Oktar’ı gördüm" ifadelerini kullandı.Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Paşa Durmuş’un tahliye edilmesine karar verdi. Diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek duruşma 15-16-17 Ekim tarihlerine ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 42'si firari toplam 72 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma kapsamında bin 17 sayfalık iddianame düzenlenmişti. İddianamede Adnan Oktar, Ulviye Didem Ürer, Tarkan Yavaş ve Alev Babuna'nın aralarında bulunduğu 13 şüphelinin birden fazla kez "Nitelikli cinsel saldırı", "Çocuğun cinsel istismarı", "Cinsel taciz", "Basit cinsel saldırı", "Nitelikli dolandırıcılık" ve "Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçlarından bin 938'er yıldan 2 bin 758 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. 59 şüphelinin "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçundan 2.5 yıldan 6'şar yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken, bu sanıklardan 27'sinin "Nitelikli cinsel saldırı", 8'inin ise "Cinsel taciz" suçundan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edilmişti. 9 banka ise suçtan zarar gören sıfatıyla iddianamede yer aldı.