HABER/ Didar DEMİRCİ
İzmir Bayraklı’da bulunan Kırık Kalpler Dünkkanı isimli kahvaltı salonu ve lokantanın sahibi Celal Biter; AKP’nin milletvekili aday adayı ve AKP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı, babası Hasan Ayvalı ve İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Şikayetçi Celal Biter’in, suç duyurusunda bulunmasının sebebini avukatı Olgun Soydan, Kırık Kalpler Dükkanı’nda düzenlenen basın açıklamasında paylaştı. 
Sabah saatlerinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Avukat Soydan, AKP Millet Vekili Aday Adayı Emre Cemil Ayvalı’nın babası Hasan Ayvalı’nın lokantada müşteri olan kadınlara alkol aldıkları gerekçesiyle küfrettiğini ve işyeri sahiplerini de mekanı kapattıracağını söyleyerek tehdit ettiğini ve çıkan tartışmalar üzerine polis çağırdığını iddia etti. Soydan, şikayetçi oldukları Hasan Ayvalı’nın daha önce de pek çok kez asılsız ihbarda bulunarak işyeri faaliyetlerini engellemeye çalıştığını öne sürerek, işyerine yönelik ihbar ve denetimlerin araştırılmasını talep ettiklerini belirtti.

AKP’Lİ AYVALI “KÜFÜR ETTİ” İDDİASI 


Olaylar üzerine bir sonuç çıkmayınca Hasan Ayvalı’nın oğlu ve AKP Millet Vekili Aday Adayı Emre Cemil Ayvalı’nın telefonla kendisini arayarak küfür ettiğini iddia eden Avukat Soydan, küfür ve tehditlere yönelik Bornova Özkanlar Karakolu’na yapılan şikayetin devam ettiğini açıkladı. Öte yandan olaya ilişkin detayları aktaran Soydan, “Olaydan bir gün sonra 03 Nisan 2023 tarihinde sabah saat 10.00’da resmi üniformalı iki polis saat 10.30’da da iki sivil giyimli polis memuru işyerine gelerek olayla ilgili soruşturma yapmışlardır. Aynı gün akşam saat 21.20'de biri kadın 4 kişi müşteri gibi işyerinin içerisine girmiş ve kendilerini tanıtmadan bir masaya oturarak işlem yapmaya başlamışlardır. Gelen memurlar kimlik göstermedikleri gibi üzerlerinde polis olduklarını gösteren bir yelek de bulunmuyordu. İşyerinde bulunan radyoyu bahane ederek işyerine 29 bin TL para cezası uygulamışlar ancak tutanağın örneğini vermeden iş yerinden ayrılmışlardır. Bu grup ayrıldıktan 5 dakika sonra 3 adet sivil araç ile gelen şahıslardan 4 kişi dışarıda beklerken 8 kişi de işyerine girmiştir. Bunların 4 tanesinin bellerindeki silahları görünür şekilde ve üzerlerinde polis olduklarına dair herhangi bir işaret olmaksızın kalabalık müşterileri tedirgin ederek denetime geldiklerini söylemişlerdir. Bu nedenle bir gurup müşteri işyerinden ayrılmıştır. Bu grup da işlem yapmaya başlamışken olay yerinde bulunan bir müşterinin sorması üzerine daha önce ayrılan grupla aynı şubeden geldiklerini söylemişlerdir. Peş peşe aynı şubeden gelen kalabalık kolluk güçleri kendi aralarında konuşurken müvekkil İzmir Valisinin Emniyet Müdürüne verdiği talimatla işlem yapıp ceza uygulamak üzere işyerine geldiklerini duymuştur” sözlerini kaydetti.


TALİMAT ÜZERİNE Mİ HAREKET ETTİLER?


Şüpheliler hakkında soruşturma başlatılması ve ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunduklarını aktaran Soydan, ayrıca kamu görevlisi olan Vali Köşger ve Emniyet Müdürü Şahne hakkında da idari soruşturma talep ettiklerini açıkladı. Soydan, konuşmalarını şu şekilde sürdürdü:
“Görünüşte yetki kullanımı gibi olan bu olaylardan bir gün önce şüpheli Adalet ve Kalkınma Partisi merkez karar yürütme kurulu üyesi Emre Cemil Ayvalı ve babası Hasan Ayvalı'nın söylediği söz ve davranışlar, kolluk güçlerinin hangi talimatla geldiklerine dair beyanları, kolluk güçlerinin polis olduklarına dair işaret taşımaksızın ve silahları görünür şekilde kalabalık olarak işyerine girmeleri ve kapalı olan bir radyoyu bahane ederek haksız ve fahiş ceza uygulamaları birlikte düşünüldüğünde tüm şüphelilerin aynı amaçla birlikte hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Resmi hiçbir devlet görevi olmayan Emre Cemil Ayvalı’nın muhtemelen rica olarak açıklayacakları talimatı üzerine İzmir Valisi olan şüpheli Yavuz Selim Köşger İzmir Emniyet Müdürü Mehmet Şahne ye kanunsuz emir vermiş ve o da emrindeki diğer kolluğa birbirlerinden habersiz olarak bu kanunsuz emri uygulatmıştır. Bu işleyiş şüpheliler arasında hiyerarşik bir ilişki olduğunu, kamu gücünü de haksız ve yasal olmayacak şekilde kullanarak değişik gerekçelerle kişileri korkutmak, sindirmek amacı ile kullandıklarını, resmi görevlerin ve görevlilerin cebir aracına dönüştüğünü göstermektedir. Bu nedenle şüpheliler, ticareti engelleme, nüfuz ve yetkiyi kötüye kullanma, görevi kullanma suçları ile birlikte örgüt kurma suçlarına da işlemişlerdir.”