Hazine ve Maliye Bakanlığı, akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında ticari araçlar için Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) zorunluluğu getirdi. 5 Ekim 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle, ticari amaçla kullanılan tüm araçlara bu sistemin takılması şart koşuldu. Sistemin, akaryakıt harcamalarının muhasebe kayıtlarında şeffaf bir şekilde takip edilmesini sağlaması hedefleniyor.
20 milyon araç sisteme dahil edilecek
Sistemin ilk aşamada 15 milyon, ardından toplamda 20 milyon aracı kapsaması bekleniyor. Araç sahipleri, TTS cihazlarını yetkili firmalardan temin ederek araçlarına monte ettirecek. Sistemin zorunlu hale getirilmesiyle birlikte, cihazı olmayan araçlar 2025 yılından itibaren akaryakıt istasyonlarından yakıt satın alamayacak.
Araç sahiplerine 2 bin 172 TL maliyet
TTS cihazının araç başına maliyeti 2.172 TL olarak belirlendi. Bu düzenlemenin toplamda 43 milyar 440 milyon TL’lik bir gelir oluşturacağı öngörülüyor. Ayrıca, 8 bin akaryakıt istasyonuna cihaz yerleştirilmesi için de 5 milyar TL’lik bir maliyet planlanıyor. Yeni uygulama, hem ticari hem de bireysel araçları kapsayacak şekilde genişletiliyor. Özellikle 1 Temmuz 2025’ten itibaren trafiğe çıkacak tüm sıfır araçlarda bu sistem zorunlu hale gelecek.
CHP’den uygulamaya tepki
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, düzenlemeye ilişkin eleştirilerde bulunarak, uygulamanın vatandaş ve akaryakıt firmalarına büyük bir yük getirdiğini ifade etti. Yavuzyılmaz, "Her bir araç sahibinden 2 bin 172 lira alınacak ve bu toplamda 43 milyar lirayı aşacak. Bunun yanında, 8 bin akaryakıt istasyonunun da 5 milyar liralık bir masraf yapması gerekecek. Mevcut taşıt tanıma sistemleri birleştirilseydi, bu kadar masraf çıkmazdı. Ancak yeni bir sistem dayatılarak vatandaşın cebine yük biniyor" dedi.
Uygulama kapsamı genişliyor
Yeni düzenlemenin, mevcut taşıt tanıma sistemlerinden farklı olarak tüm ticari ve bireysel araçları kapsayacak şekilde tasarlandığı belirtildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu sistemle akaryakıt harcamalarının kontrol altına alınmasını ve vergi kayıplarının önlenmesini amaçlıyor. Ancak yüksek maliyetler ve mevcut sistemlerin entegrasyonu konusundaki eksiklikler eleştiri konusu olmaya devam ediyor.