9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre; Sevgi onun pusulası, müziği ise kalbindeki rüzgarlarla yön buluyor. Kendi duygularını anlattığı her notayı, özgür bırakılan bir kuş gibi dinleyicilerine ulaştırıyor. Müzik kariyerindeki adımlarını sevgiyle attığını ve şarkılarının hayatın kendisinden ilham aldığını söyleyen sanatçı 9 Eylül Gazetesi'nin sorularını yanıtladı. Aslı Güngör, çocukluğundan bu yana müzikle iç içe bir hayat sürüyor. Kendi duygularını notalara dökerek, içindeki enerjiyi dinleyicilerine ulaştırıyor. "Sevgi her zaman yol gösterir" diyerek müziğinde duyguların derinliğini keşfetmeye devam ediyor.
'KENDİMİ BİLDİM BİLELİ SAHNEDEYİM'
-Müzik kariyerinize nasıl başladınız ve bu süreçte en büyük motivasyonunuz ne oldu?
Müzik benim doğal halim. Kendimi bildim bileli hem yazıyorum hem de şarkı söylüyorum. Her zaman söylerim, anlatırım içimden geleni. Kendimi bildim bileli sahnedeyim o yüzden hiç meslek ve kariyer konusunda düşünmedim. Sadece olduğum kişi oldum. İş konusunda da en büyük motivasyonum sevgi. TRT Gençlik Korosu’na katıldım ve DEÜ GSF Müzikoloji okudum, bu işin eğitimini almak, ne yaptığımı bilerek yapmak çok önemliydi benim için. Her konuda öyle. Bilgiyi, bilgeliği, yaptığım işin hakkını vermeyi çok önemsiyorum.
-Müziğinizin dışında sizi tanımayan biri için Aslı Güngör kimdir? Hangi kişisel değerler hayatınıza yön veriyor?
Hayat amacını yerine getirmeye gayret eden biriyim; Sevgiyi hatırlatmak. Yazarım, konuşurum, şarkı söylerim. Theta Healing uzmanıyım. Her şeyi ilerletmek, iyileştirmek, farkındalık ve ışık getirmek motivasyonum. Dünya çok zor bir zamandan geçiyor. Işık yükselirken insanları hala korku ile yönetmeye çalışan güç odakları var. Karanlık noktalar aydınlanırken şahit olduğumuz çok üzücü durumlar ve olaylar var. Bunların üstesinden gelmek için insanlara kendi içlerine bakma cesareti vermeye çalışıyorum. İçimizden huzur yayıldığında çevremizde de huzuru deneyimleyeceğiz.
'SEVGİ HAYATIN KENDİSİ'
-Şarkılarınızda sıklıkla hangi temaları işliyorsunuz? İlham kaynaklarınız neler?
Sevgi, hayatın kendisi… Kendimizle ve diğerleriyle ilişkilerimiz. İçe bakış ve farkındalık benim için çok önemli. Yaşamadan da yazabilirim. Kaldı ki planlayarak yazmıyorum. Genellikle yüzeyde bir his ya da konu var ise veya bir konuya odaklanmaya niyet ettiysem ona dair bir yükleme alıyorum diyebilirim. Kanallıkla yazıyorum. Halk arasında ilham olarak söz edilen durum. Bu sadece aklımıza bir fikir gelmesi demek değil, bilgi paketi gelmesi söz konusu. Bunu çocukluğumdan beri yapıyorum. O enerji paketini cümlelere dökebiliyorum.
DİNLEYİCİLERE ALBÜM MÜJDESİ!
-Gelecekte dinleyicileriniz için planladığınız yeni projeler var mı?
Evet, yakın gelecek diyebilirim. Şimdilik üstüne çok konuşmuyorum ama müthiş müzisyenlerle çalıştığımız bir albüm geliyor. Şarkı yayınlama sıklığım malum, eskisi gibi tüm vaktimi stüdyoda geçirmiyorum fakat beklediklerine değecek.
ŞİRKETLER MANİPÜLASYON YAPIYOR!
-Müzik endüstrisinin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Dijital platformların müzik kariyerinize etkisi oldu mu?
Ben öncelikle Youtube ve müzik platformları ile tanınmış bir sanatçıyım. Dijital platformlarda defalarca satış rekoru kırdı şarkılarım. Bu teknolojik gelişmeler zaten olması uygun olanlar. Fakat bazı yapımcı şirketler tarafından manipülasyon söz konusu olduğunda, sistem adil olmadığında, müzik bilgisi ve deneyimi olmayan insanlar bile başarıyı şans işi zannedip iki günde hazırladıkları şarkıları platformlara yüklemeye başladılar. Böyle bir kalabalığın içinde ve bu kadar sıradanlığın içinde müziğin, eserlerin hakkını vermek için çalışanlar azaldı çünkü haklarını alamıyorlar. Her ay şarkı yayınlamıyorum mesela, ayak uydurmak değil, en nitelikli olanları yapmak benim işim. Beni arayan, takip eden nasılsa bulur dinler.
'KURBAN BAYRAMLARINDA KALBİM PARAMPARÇA OLURDU'
-Hayvansever kimliğinizle de tanınıyorsunuz. Bu sevgi nasıl başladı?
İnsan bilinci lineer düşünmeye çok alışık, başlangıç ve bitiş arıyoruz fakat aslında öyle değil zaman olgusu. Ben bir ruhum ve buna zaten sahibim. Aslında bu özel olarak ele alınmış bir konu değildi bizim için çünkü şefkatli insanlarız. Köpekli bir evde doğdum. Her hayvana her zaman sevginin gözüyle baktım. Korkutucu olanlara bile bakarken bir yanım hep bunun farkındaydı. Mesela annem yılanları da çok sever, çocukken de yılan görünce uzaklaşırdık ama zarar vermeyi düşünmezdik. Kurban bayramlarında çocuk kalbim paramparça olurdu. Onların da bir yaşam sebepleri var, aileleri var. Dünyada ise düalite var. Zıtlıklarla hatırlamaya ve öğrenmeye programlı insanlar. Sevginin ortaya çıkmasına acılar vesile oluyor. Artık bunları bilinçli olarak değiştirelim istiyorum. İnsanın, hayvanın, doğanın acısına şahit olmadan öğrenelim erdemlerle yaşamayı, sevginin derinliklerini…
-Toplumun hayvan hakları konusunda daha bilinçli hale gelmesi için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Toplumun genel anlamda bilinci yükseldikçe zaten her konuda erdemli, sevgi ve şefkat dolu, adil davranacaktır insanlar. Bu hayvan- insan meselesi değil. Bilinç meselesi. Her zaman erdemli olanı yapmak önemli. Önce kendini gör, sev, değer ver. Sonra var olan her şeyin değerini görürsün. Ama önce bir tek varlığı bütünüyle sevmeyi öğrenmek önemli. Sonra bütünü sevmek kendiliğinden gelir.
-Kariyeriniz boyunca sizi en çok etkileyen şarkı hangisiydi ve neden?
Kariyerimde en önemli şarkı, büyük bir adım olarak Kalp Kalbe Karşı. Beni Türkiye’ye ve dünyaya açtı. Dinleyen insanların çokluğuna baktığımda toplumu da derinden etkilediğini düşünüyorum.
Aslı Güngör Doludizgin Yıllar dizisine verdiği parçayı nasıl değerlendirir, o günlerde diziyi takip etti mi ve Uçurumlar şarkısının hikayesini nedir?
Doludizgin Yıllar dizisi başladıktan sonra onlardan bana gelmişti teklif. ‘’Bu şarkıyı sen yorumlar mısın?’’ diye. Benim dizilerde şarkılarım çok fazla kullanılıyor ve çalınıyordu o dönem. Uçurumlar da çok derin bir şarkı. Sözleri Yiğit Güralp ve müziği Cem Erman’a ait. Zaten dizinin senaryosu ve müzikleri yani tüm hikaye onlardan çıkıyordu. Çok beğendim ve okudum. Hem dizide ses getirdi hem de Aslı Güngör 2009 albümümde var, hala çok mesaj alıyorum, ne mutlu… Diziyi de takip ettim o dönem ve gerçekten çok güzel bir projeydi. Sayısız kalbe dokunmuştur.