Yargıtay’ın adli yıl açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “85 milyonun tamamının sahipleneceği yeni ve sivil bir anayasa zamanının geldiğini” vurguladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adli yıl mesajında, "insan haklarına dayanan, hukukun üstünlüğünü temel alan, demokratik, özgürlükçü, çoğulcu ve kuşatıcı bir sivil anayasa yapmanın, en büyük öncelikleri olacağını” söyledi. TBMM başkanı Numan Kurtulmuş röportajlarında yeni ve sivil bir anayasa söylemlerine ağırlık veriyor.
Sivil anayasa çıkışlarını değerlendiren Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, derneğin, kurulduğu 2014 yılından bu yana yargı bağımsızlığını güvenceye alan bir anayasa için çalıştığını belirtip, bu amaçla 2016’da “Adalet Yüksek Kurumu” önerisini kamuoyu ile paylaştıklarını, 2017’de “Türkiye’nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu” isimli çalışma ile yeni ve sivil bir anayasa yapılabilmesi için metodoloji kanunu çıkarılmasını önerdiklerini, 2021’de yayınlanan "A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu” çalışmasındaki önerileri arasında da anayasanın yargı bölümüne ilişkin, detaylı taslak anayasa hükümleri bulunduğunu hatırlattı.
İktidarın sivil anayasa çağrısı olumlu
Türkiye’de hemen herkesin arzusu olan “sivil anayasa”yı iktidarın da gündemine almasını olumlu bulan Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, “Adli yıl açılışında sivil anayasa için çalışmaya başladığımızı, kuracağımız komisyona, derneğimize üye olması gerekmeden iş dünyası, STK’ler, akademi, medya ve ilgili kesimlerden herkesin katılabileceğini duyurmuştuk. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sivil anayasa için ‘Siyasi partilerimizi, yüksek mahkemelerimizi, üniversitelerimizi, devlet kurumlarımızı, barolarımızı, meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve milletimizin her bir ferdini bu sürece katkı vermeye davet ediyorum’ çağrısında bulunması cesaret verici” dedi..
Sivil anayasa için önce gerçekçi bir altyapı oluşturulmalı
“Ancak iktidarın beyanlarının temenni olmaktan öteye geçebilmesi ve yeni ve sivil bir anayasa yapabilmek için öncelikle gerçekçi, sağlıklı ve sağlam bir metodoloji ile sekreteryaya sahip bir altyapının oluşturulması gerekir” diyen Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, şu değerlendirmede bulundu:
“Cemil Çiçek’in TBMM Başkanlığı döneminde girişilen anayasa yazma çabasının toplumun tüm kesimleri, STK'ler, siyasi partiler ve milletvekilleri yıllarca emek vermesine rağmen sonuç vermemiş olmasından ders çıkarılmalı. İktidarın bir anayasa taslağı ile ortaya çıkması bir dayatma olarak algılanacak ve anayasa konusunda toplumsal uzlaşmayı daha başından imkansızlaştıracaktır. Zira sivil anayasa dayatılamaz, uzlaşma ile oluşturulur. Dayatanın asker ya da sivil olması fark etmez. Şili tecrübesinde de görüldüğü üzere sivil anayasa akademisyenlerin, milletvekilleri veya siyasetçilerin en iyi anayasa metnini yazmasıyla da yapılamaz. Sivil anayasa, halkın yeterince tartıştığı, karşıt, muhalif, azınlık ve marjinal grupların kendini ifade edebildiği, anlaşıldığı, karşılık bulduğu, ikna edildiği, mutabık olduğu veya endişelerinin giderildiği bir sivil müzakere süreci sonucunda oluşturulabilir. İşte bunun için karşılıklı tarafları uzlaştıracak tarafsız bir uzlaştırıcı bulunması, sağlam bir metodoloji yasası ile yasal altyapısı, sekreteryası ve kaynakları oluşturulmalıdır.”
Sivil anayasanın olmazsa olmazları
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, bir sivil anayasanın olmazsa olmazlarını ise şöyle sıraladı:
“Ülkemizin içine düştüğü orta gelir ve orta demokrasi tuzaklarından kurtularak ekonomik istikrara kavuşması ve ileri demokrasi seviyesine gelmesi için sürdürülebilir yargı bağımsızlığı şart. Ekonomik istikrarın şartı, gerçeklere dayalı, rasyonel, öngörülebilir ve tutarlı karar alan istikrarlı yönetim. İstikrarlı yönetim, iktidarların değişmez olması değil devlet ve ekonomi yönetimine ilişkin alınan kararların istikrarlı olması demek. Yönetim kararlarında rasyonellik, isabet ve istikrar, yargının gerçeklere aykırı, hatalı ve keyfi karar almayı önleyebilir ve yöneticilere hesap sorabilir olması ile sağlanabilir. Bu temel görevini yapabilmesi için yargının tam bağımsız, kaliteli hizmet verir ve hesapverir olması gerekir. Yargının bağımsızlığı, bir yandan tarafsızlığının ve kaliteli hizmet vermesinin, diğer yandan da devlet yönetiminde ve ekonomide istikrarın birinci şartı. Bize göre, ileri demokrasi, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir refah artışı için, yönetimde istikrarı sağlayan, sürdürülebilir yargı bağımsızlığını güvenceye alan bir sivil anayasaya kavuşmamız gerekli.”