İsveç'in başkenti Stockholm'de Gazze halkıyla dayanışma için Paskalya kutlamasını iptal eden yüzlerce kişi, Filistin'e destek gösterisi yaptı.

Ülkedeki çok sayıda sivil toplum kuruluşunun çağrısıyla Stockholm'deki Odenplan bölgesinde toplanan yaklaşık 5 bin gösterici, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçunu durdurmasını istedi.

"Gazze'de çocuklar öldürülüyor", "Soykırımı durdurun" ve "Sonsuza kadar Filistin" yazılı pankartların yanı sıra Gazze'de öldürülen çocukları temsilen maketler taşıyan göstericiler, "Özgür Filistin", "İşgale son" ve "Katil İsrail" şeklinde sloganlar attı.

Gösteriye katılan yazar ve aktivist Samuel Girma, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 11 Mayıs'ta İsveç'in Malmö kentinde yapılacak Eurovision Şarkı Yarışması'na İsrail'in katılmamasını istedi.

Girma, "İsrail Eurovision'a katılmayı hak etmiyor. Katil ve soykırımcı bir ülke müzik yarışmasına katılamaz. İsrail soykırımcı bir ülkedir." ifadelerini kullandı.

İsveç'te 30 Mart cumartesi Paskalya bayramında ailesi ile geleneksel Paskalya yemeği ve kutlamasına katılmayan yüzlerce kişi, Gazze halkı ile dayanışma gösterisine katılma kararı aldı.

Hollanda

Dam Meydanı'nda toplanan grup, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını protesto ederek, merkezi tren istasyonuna yürüdü.

Eylemciler, "Amsterdam soykırıma hayır diyor", "Açlığı durdur", "Özgür Filistin", "Gazze'deki soykırımı durdur, "Hollanda utan, ellerinde kan var" ve "İsrail terörist, Netanyahu terörist" sloganları attı.

Göstericiler ellerinde, "Topraklar işgal altındayken adalet sağlanamaz", "Soykırımı durdur" ve "İsrail'in suçlarına para yok" yazılı dövizler taşıdı.

Hollanda'nın bir an evvel İsrail'e desteğini kesmesi talebinde bulunan göstericiler, İsrail'in Filistinlilere ait toprakları işgal ederek ve binlerce dönüm araziye el koyarak baskı ve zulüm yaptığına, Gazze'deki insanların açlığa terk edildiğine dikkati çekti.

"İsrail, Gazze'de açlığı silah olarak kullanıyor"

Gösteriyi organize eden gruplardan Avrupa Gençlik Derneği (AGD) Hollanda sorumlusu Murat Gök, konuşmasında İsrail'in işgal ve ilhak politikalarını eleştirerek, "İsrail, Gazze'de açlığı silah olarak kullanıyor. İsrail, son altı ay içinde Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 14 binden fazlası çocuk olmak üzere 32 binden fazla Filistinliyi öldürdü, şimdi de milyonlarcasını açlığa terk ediyor." dedi.

Göstericilerden Nanda Milbreta, İsrail'in, Gazzelileri aç bırakmasının berbat bir şey oluğunu ve savaş suçu teşkil ettiğini belirterek, "Bu bir savaş suçu. Metrelerce ötede dünyadaki birçok şeye ulaşabiliyorken Gazzedekilerin suya, elektriğe, gıdaya erişimi yok. Bu kasıtlı olarak yapılıyor ve insanların ve çocukların kıtlığa terk edildiğini görmek çok kötü. Bu onların vücudunda kalıcı hasarlara ve sağlık problemlerine sebep olacak, tabi hayatta kalabilirlerse." ifadelerini kullandı.

Filistinliler için Toprak Günü'nün önemini "Filistinli Cesur Kız" olarak tanınan aktivist Ahed Tamimi'nin "Bana Dişi Aslan Derler: Filistinli Bir Kızın Özgürlük Mücadelesi" başlıklı kitabından öğrendiğini anlatan Milbreta, "Toprak gününe özel bir gösteri yapılmış olmasını görmek beni sevindirdi." diye konuştu.

Yağışlı havaya rağmen katılımın yüksek olduğu gösteri yaklaşık 2,5 saat sürdü.

Almanya

Başkent Berlin’de "Savaşa hazır olmak- bir daha asla!" sloganıyla düzenlenen "Paskalya Yürüyüşü"ne yaklaşık 4 bin kişi katıldı.

Göstericiler, Ukrayna ve Gazze’de ateşkes sağlanması ve diplomatik çözümün bulunması için çaba sarf edilmesi çağrısında bulundu ve Ukrayna ve İsrail’e silah sağlanmamasını talep etti.

Eylemde üzerinde "Rusya ile dostluk- Yaşasın Filistin", "Gazze’de soykırım", “Gazze’ye özgürlük. 32 bin ölü ve dünya seyrediyor" ve "Rusya karşı savaşı durdurun" yazan dövizler taşındı.

Yürüyüş kapsamında yapılan konuşmalarda, Almanya’nın NATO’dan ayrılması, silah ihracatlarının durdurulması, sığınmacıların haklarının artırılması ve Avrupa’nın güvenlik düzenine Rusya’nın da dahil edilmesi istendi.

Gösteriye katılan Rosmarie Matros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşananların tamamen felaket olduğunu belirterek, "Dünya seyrediyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Politikacılar bunun için boş konuşuyor. İsrail'e durmaksızın silah ve para sağlanıyor." dedi.

Birleşmiş Milletler'de (BM) tüm kararların sonuçsuz kaldığına dikkati çeken Matros, "Gazze'de akıl almaz bir sefalet olduğunu düşünüyorum. Burada hayal bile edemeyeceğimiz bir şey. Altyapı çöktü, insanlar öldürülüyor, hastaneler artık yok. Hiçbir şey yok. Çocuklar için üzülüyorum. Bence bu kötü bir şey. Ayrıca savaşı bitirmek için bir reçetem var. Eğer bir günden diğerine İsrail'e hiç para ve silah gönderilmezse, savaş çok hızlı bir şekilde biter." şeklinde konuştu.

"Paskalya Yürüyüşleri" ülkenin diğer şehirlerinde de düzenlendi.

Stuttgart’ta 2 bin, Bremen’de 1000, Köln’de 700 ve Münih’te 500 kişinin gösterilere katıldığı bildirildi.

İngiltere

Tarihi Filistin topraklarındaki İsrail işgaline karşı direnişin sembolü haline gelen 30 Mart Toprak Günü'nün 48'inci yıl dönümünde başkentteki Russell Meydanı'nda toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayrakları ve pankartlarla şehrin merkezindeki ünlü Trafalgar Meydanı'na yürüdü.

Göstericiler, Gazze'de soykırımın durdurulması çağrısında bulunarak, İsrail'e silah satışı nedeniyle İngiliz hükümetini "soykırımın suç ortağı" olmakla itham etti ve bir an önce silah ihracatının durdurulmasını istedi.

Ellerinde "Gazze'de katliam var", "Bizim vergilerimiz İsrail'in savaş suçlarını fonluyor" ve "Ellerini Refah'tan çekin" yazılı pankartlar taşıyan Filistin destekçilerinin yürüyüşü Trafalgar Meydanında son buldu.

Acil ateşkes çağrısıyla 11'incisi düzenlenen ulusal yürüyüşe Mısır asıllı İngiliz aktör Khalid Abdalla, komedyen Alexei Sayle, Filistin asıllı İngiliz müzisyen Reem Kelani gibi ünlü isimler de katılarak destek verdi.

Öte yandan bir grup İsrail yanlısı da, Waterloo Köprüsü yakınlarında bayraklar ve pankartlarla karşı gösteri düzenledi. İngiliz polisi iki grubun karşı karşıya geldiği güzergah boyunca yoğun güvenlik önlemleri aldı.

Polis, Filistin'e destek yürüyüşüne katılan göstericilerden bazılarını ise gözaltına aldı.

Filistin yanlılarının gözaltına alınmasına yürüyüşe katılan vatandaşlar tepki gösterdi.

İsviçre

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği önünde toplanan göstericiler şehir merkezinde saatlerce yürüdü.

İsrail aleyhinde Fransızca, İngilizce ve Arapça slogan atan göstericiler, yoğun saldırılar altındaki Filistin halkına desteğini bildirdi.

7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in yoğun saldıralar düzenlediği Gazze'de yaşananları "açıkça bir soykırım" olarak niteleyen eylemciler, acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulundu.

Eylemciler, ellerinde "Filistin'in özgürlüğüne kavuşmasını" destekleyen pankartlar taşırken, eylemcilere destek için çevredeki binalardan da bayraklar açıldı.

Öte yandan, bir binadan İsrail bayrağının açılması ise göstericilerin kısa süreli tepkisine neden oldu.

"Bu benim için bir soykırım ve buna tahammül edemiyorum"

Eyleme katılan İsviçre vatandaşı Janos Pasztor, AA muhabirine yaptığı açıklamada, siyasi güce sahip kişilere, dünyanın her yerindeki insanların Filistin'de olup bitenlerle gerçekten ilgilendiğini ve İsrail hükümetine savaşı durdurması için baskı yapmaları gerektiğini göstermek için mitinge katıldığını bildirdi.

Ateşkes sağlanmasının insani yardımların acilen Gazze'ye ulaşmasına imkan tanıyacağını belirten Pasztor, daha sonra 75 yıldır Filistin'de devam eden soruna çözüm bulunabileceğini söyledi.

Pasztor, "(Gazze'de yaşananları soykırım olduğunu belirten BM raporu) Evet buna katılıyoruz. Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Gazze'de soykırım olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Bu nedenle UAD, İsrail hükümetinin bazı adımlar atmasına karar kıldı ancak İsrail buna uymadı." dedi.

Marie France isimli gösterici ise, "Gazze'deki duruma çok üzülüyorum. Bu benim için bir soykırım ve buna tahammül edemiyorum. Bu durdurmalı, bir şeyler yapmalıyız. Ben bir İsviçreliyim, gerçekten utanıyorum. Çünkü İsviçre İsrail'e silah satıyor, buna bir son vermeliyiz. Bu yüzden bugün bütün Filistin halkına destek vermek için buradayım." diye konuştu.

İrlanda

Başkent Dublin'de, 30 Mart Filistin Toprak Günü'nün 48'inci yılı dolayısıyla etkinlik düzenlendi.

Etkinlik, İrlanda Filistin Dayanışma Kampanyası (IPSC) tarafından başkent Dublin'deki Grafton Caddesi'nde organize edildi.

Bir grup İrlandalı'nın Filistin'e destek sözleri içeren kendilerine ait şarkıyı söylediği etkinlikte, Filistinlilerin geleneksel halk oyunlarından Dabke de oynandı.

IPSC Başkan Yardımcısı Filistin asıllı Fatin Al Tamimi, AA muhabirine Filistin Toprak Günü'nün önemine yönelik açıklamalarda bulundu.

Tamimi, Filistin Toprak Günü'nün 1976'ya dayandığını belirterek, 48'inci yıl etkinliği için bir araya geldiklerini söyledi.

IPSC Başkan Yardımcısı Tamimi, "Filistin, bizim sadece toprağımız değil aynı zamanda kimliğimiz, onurumuz, geçmişimiz ile olan bağımız ve ailemiz anlamına gelmektedir. Uluslararası alanda toprağımıza dönme hakkımız var. Bu yüzden dünyanın neresine gidersek gidelim Filistin'i kalbimizde, düşüncelerimizde ve hayatımızda her zaman koruyacağız." dedi.

Toprak Günü nedir?

İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymuştu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gasbı protesto etmek için genel greve gitmiş ve gösteriler düzenlemişti.

İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi öldürmüş, binlerce kişiyi yaralamıştı.

İsrail'in kuzeyindeki Celile bölgesinde bulunan Deyr Hanna beldesinde yaşanan bu olay, polis ile İsrail vatandaşı olan Filistinli kitleler arasında yaşanan ilk kitlesel çatışma olması sebebiyle büyük önem kazanmıştı.

Olayın gerçekleştiği tarihte Deyr Hanna beldesinde yaşayan Filistinlilerin yaklaşık yüzde 20'sini Hristiyanlar, geri kalanını ise Müslümanlar oluşturuyordu.

"Toprak Günü" olarak anılan bu olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.

Filistinliler topraklarının yüzde 15'ini kullanabiliyor

Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" (Büyük Felaket) olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.

Filistin İstatistik Merkezinin Mart 2015'teki verilerine göre İsrail, 27 bin kilometrekarelik Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler kendi vatanlarının sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor.

Milyonlar sürgünde yaşıyor

Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta hayat süren milyonlarca Filistinli, hala yüzlerinin "çalınan cennet" olarak tanımladıkları Filistin'e dönük olduğunu her fırsatta dile getiriyor.

Birleşmiş Milletler'in (BM) "Evlerine geri dönmeyi ve komşularıyla huzur içinde yaşamayı arzulayan mültecilerin, mümkün olan en yakın zamanda bu arzularını gerçekleştirmelerine izin verilmeli ve geri dönmemeye karar verenlerin arazileri için de tazminat ödenmeli" şeklindeki 194 sayılı kararını ise İsrail uygulamayı reddediyor.

Kaynak: AA