Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı'nın 'İnsan Hakları Eğitim Programı’nda, 'Sosyal Politikalar ve İnsan Hakları' konusunda sunum gerçekleştirdi. Göktaş, bakanlık olarak aileyi temele alarak uyguladıkları sosyal politikalarla çocukların, kadınların, engellilerin, yaşlıların, şehit yakını ve gazilerin refah ve huzurunu artırmayı hedeflediklerini belirterek, "Aileyi toplumun huzur ve refahının teminatı olarak görüyoruz. Cinsiyetsizleştirme, dijital tehditler, iş ve aile uyumunun zayıflaması, artan sosyal hizmet ihtiyacı aile kurumunun birliği, refahı ve yapısına yönelik risktir. Cinsiyetsizleştirme son dönemde dünya genelinde yayılan önemli bir risk. Sosyal medyada, televizyonda, olimpiyatların açılışında dahi cinsiyetsizleştirme ile ilgili yoğun bir propaganda olduğunu görüyoruz" dedi.

BM Türkiye Koordinatörü Ahonsi: 10 kişiden 1'inin aç uyuması utanç verici BM Türkiye Koordinatörü Ahonsi: 10 kişiden 1'inin aç uyuması utanç verici

'SOSYAL RİSK HARİTALARI ÇIKARACAĞIZ'

Türkiye’nin doğurganlık hızının azaldığını belirten Göktaş, "Nüfusun kendini yenileme eşiği yüzde 2,1 seviyesinde. Mevcut durumda ise doğurganlık oranımız yüzde 1,51. Bu da alarm verici bir durum. 2017’den bu yana nüfusumuz kendini yenilemiyor, git gide geriye gidiyor. Bu risklere karşı, ailenin hem kendi içinde hem de toplumla kurduğu ilişkilerde karşılaştığı sorunların üstesinden gelebilmesi için bütüncül bir anlayışla desteklenmesi, korunması ve güçlendirilmesi gerekiyor. Bu kapsamda, mayıs ayında ilk defa aileyi temel alan bir eylem planını hayata geçirdik; Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı. Bu eylem planı kapsamında, tüm ilgili kurumlarla iş birliği halinde uygulayacağımız eylemlerle, bu risklerle mücadele edeceğiz. Sunduğumuz sosyal hizmetlere erişimi artırmak ve daha etkin bir sosyal hizmet sunumu gerçekleştirmek için halihazırda yürütmekte olduğumuz önemli bir çalışmamız var. Ailelerimiz için daha etkin, sürekli ve sürdürülebilir bir hizmet modeli tasarlıyoruz. Mahalle bazlı bir sosyal hizmet modeli ile her mahallenin, büyüklüğüne göre, belirlenmiş meslek personelleri tarafından takip edilmesini sağlamak istiyoruz. Bu, temelinde aile hekimliğine benzer bir model. Her bir ailemizle ilgilenen belirli bir meslek personelimizin olmasını sağlayacağız. Bu model ile, aile odaklı sosyal politika ve hizmetlerin yerel düzeydeki risk ve tehditlere göre özelleştirilmesi için sosyal risk haritaları çıkaracağız. Olası risklere karşı önleyici tedbirler çerçevemizi de böylece geliştireceğiz" dedi.

'HEDEFİMİZ TÜM KADINLARIN GÜVENDE OLMASI'

Kadına yönelik şiddeti açık bir insan hakkı ihlali olarak gördüklerini söyleyen Göktaş, "Bu ihlal karşısındaki kararlı mücadelemizde tek bir vaka bile bizim için çok fazladır. Kadının yaşama, sağlık, güvenlik ve özgürlük gibi temel haklarını ihlal eden, aile ve toplum huzurunu tehdit eden şiddet karşısında duruşumuzdan asla taviz vermedik. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik boyutları olan bu sorunla mücadelemizi, 'sıfır tolerans' ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz. Nihai ve kati hedefimiz, tüm kadınların mutlu ve güvende olması, ülkemizde şiddetin tek bir türünün dahi yaşanmaması" ifadelerini kullandı. Sosyal yardım programlarının uygulamasında hayata geçirdikleri sistemle bürokrasiyi asgari seviyeye indirdiklerini ifade eden Göktaş, "Eskiden 12 işlem noktasında, 17 farklı evrak temini ile 15-20 günde tamamlanan bir sosyal yardım başvurusu süreci vardı. 1003 sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı tarafından kullanılan Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi ile vatandaşlarımız tek noktadan, herhangi bir evrak talebi olmadan, sadece kimlik kartları ile 1-2 dakika içerisinde sosyal yardım başvurusu yapabiliyor" diye konuştu. 

Kaynak: DHA