Bodrum Belediyesi’nde yaklaşık 10 yıldır çalışan ve 35 yıllık gazetecilik geçmişiyle tanınan Deniz Özbaş, CHP’li Başkan Tamer Mandalinci tarafından hiçbir geçerli gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı. 11 Temmuz 2025’te görevine son verilen Özbaş, o tarihten bu yana belediye binası önünde oturma eylemi yapıyor. En dikkat çekici nokta ise Başkan Mandalinci’nin Basın Bayramı’nda gazetecileri kutlamasıydı. Aynı saatlerde Özbaş, işini geri almak için direnişteydi.

Şırnak sıcaklıkta Avrupa rekoru kırdı
Şırnak sıcaklıkta Avrupa rekoru kırdı
İçeriği Görüntüle

522433836 10162885313933290 2922191317986370985 N

“Kitaba, belleğe, kültüre gerek yok” diyerek tüm arşiv çalışmalarını durdurdu

Bodrum’un kültürel hafızası niteliğindeki yayınlara imza atan Özbaş, sadece belediye bültenleriyle değil, akademik tez taramaları, çocuk kitapları ve kent belleği projeleriyle öne çıkıyordu. 2 bini aşkın akademik tez üzerinde çalışarak oluşturduğu “Bodrum Belleği” projesi ile ilçeye dair en kapsamlı arşiv sistemlerinden birini kurmuştu.

Ancak 31 Mart 2024 seçimlerinin ardından göreve gelen Tamer Mandalinci, bu çalışmaları gereksiz bularak sonlandırdı. Özbaş, kendisine Başkan’ın bizzat “Belleğe, kitaba, kültüre gerek yok” dediğini belirtti. Bu açıklama sonrası işine son verilmesi, kamuoyunda sert tepkilere neden oldu.

“Belediyeyi babasının çiftliği gibi yönetiyor”

Gazeteci Özbaş, yalnızca kendi yaşadığı mağduriyeti değil, belediye genelindeki uygulamaları da sert bir dille eleştiriyor. “Belediyeyi 5 yıl yönetmekle her istediğini yapma hakkını kendinde görüyor,” diyen Özbaş, onlarca işçinin sendikasızlaştırıldığını, görevlerinden uzaklaştırıldığını ve hukuksuz soruşturmalarla cezalandırıldığını dile getirdi.

Özbaş’ın iddiasına göre, Başkan Mandalinci “Ben istediğimle görüşür, istediğimi yaparım” anlayışıyla hareket ederek hem işçileri hem de örgütlü emeği hedef alıyor. Özbaş, bunun sadece kişisel bir mesele değil, sendikal örgütlenmeye karşı topyekûn bir saldırı olduğunu ifade ediyor.

Belediye-İş destekli eylem: “Sadece işimi değil, adaleti de istiyorum”

Sendika üyesi olan Özbaş, Belediye-İş Sendikası ile birlikte hukuki süreç başlattı. Ancak davanın 1,5 ila 2 yıl sürebileceğine dikkat çeken gazeteci, bu süreçte yaşanacak ekonomik ve psikolojik mağduriyetin göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca, tazminatların halkın cebinden ödendiğini belirterek, “Keyfi alınan kararların bedelini halk ödüyor” diyerek tepkisini dile getiriyor.

Özbaş’ın tek talebi, işine geri dönmek değil. Aynı zamanda CHP’nin savunduğu hukuk ve adalet ilkelerinin kendi içinde de uygulanmasını istiyor. “Tutuklu ya da kayyum atanmış belediye başkanları için hukuk isteyen CHP, kendi belediyesindeki hukuksuzluğu görmezden gelmemeli” diyen Özbaş, mücadelesini sürdüreceğini vurguluyor.

Üç buçuk yıllık kitap projesi çöpe gitti

Deniz Özbaş, son olarak “Son CHP Genel Başkan Vekili Mustafa Hilmi Uran” hakkında hazırladığı kapsamlı araştırma kitabı üzerinde çalışıyordu. 1923-1950 dönemini kapsayan bu çalışmayı tamamlamak üzereyken, kendisine görev sonlandırma tebliği ulaştırıldı. Özbaş, üç buçuk yıl boyunca emek verdiği bu projenin de siyasi gerekçelerle engellendiğini düşünüyor.

Özbaş’ın kurduğu “Bodrum Belediyesi Halikarnas Balıkçısı Belleği” de yeni yönetim tarafından kaldırıldı. Bu durum, yalnızca bir personelin işine son verilmesinden öte, kültürel birikimin ve yerel hafızanın silinmesi anlamına geliyor. Özbaş, özellikle genç kuşaklara bırakılacak kültürel mirasın yok edilmesinin kasıtlı bir tercih olduğunu iddia ediyor.

Basın emekçisinin başlattığı direniş, Bodrum’da yerel demokrasinin sınavı olarak görülüyor. Özbaş’ın ifadesine göre, demokrasinin tabandan başlaması gerektiği ve bunun da özgür basın ve kültürel üretimle mümkün olabileceği gerçeği, şu an için görmezden geliniyor. “Eğer biz kendi içimizde adaleti uygulamazsak, başkalarına da demokrasi dersi veremeyiz” sözleriyle çağrısını yineliyor.

CHP yönetimi sessizliğini koruyor

Tüm bu gelişmelerin ardından CHP Genel Merkezi’nden veya partinin il örgütlerinden herhangi bir açıklama yapılmadı. Deniz Özbaş’ın çağrıları ve direnişi ise sosyal medyada geniş yankı buldu. Pek çok gazeteci, yazar ve sendika temsilcisi yaşananlara tepki gösterirken, CHP’nin kendi belediyelerinde yaşanan hak ihlallerine sessiz kalması sorgulanıyor.

Kaynak: haber merkezi