Bostancı sahili son günlerde müsilaj nedeniyle dikkat çekiyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sahildeki yüzeyde belirgin şekilde görülen müsilaj fotoğrafını “İlla yüzeye çıkmasını bekleyenler için” notuyla paylaştı. Prof. Sarı, bu görselin, Marmara Denizi'ndeki çevresel krizin ulaştığı boyutları bir kez daha gözler önüne serdi.
Marmara Denizi'nde müsilajın yayılma alanı genişliyor
Geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde müsilaj sorununun her geçen gün daha yaygın hale geldiğini belirtmişti. 2 Ocak 2025 tarihi itibarıyla yapılan dalışlar, müsilajın Erdek Körfezi, Gemlik Körfezi, İzmit Körfezi ve Prens Adaları çevresindeki 3,5 metreden 25 metreye kadar ilerlediğini ortaya koymuştu. Bu durum, Marmara Denizi'nin neredeyse her yerinde derinlik fark etmeksizin müsilajın bulunmasına yol açtı.
Prof. Sarı, 11 bin 350 kilometre kare yüzey alanına sahip olan Marmara Denizi'nde, 30 metre derinliklerine kadar müsilaj görülmeye başlandığını ve bu durumun denizin ekosistemi üzerindeki tehditleri artırdığını ifade etti. Sarı ayrıca, su sıcaklığının yüzeyde 11 derece olmasına rağmen, dipte 42,5 metre derinlikte 17 derece olarak ölçülmesinin, suyun dengesizliğine işaret ettiğini belirtti.
Çevresel önlemler için çağrı yapıldı
Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununun artmasının en önemli nedenlerinden birinin evsel ve endüstriyel atıkların artarak devam etmesi olduğunu söyledi. Denetimlerin başlamasının sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Sarı, “Ancak atıkların durduğu veya azaldığı söylenemez. Denetimlerin arttırılması, çalışmayan atık arıtma tesislerinin aktif hale getirilmesi ve kirli su akışlarının kontrol altına alınması gerekiyor” dedi.
Prof. Sarı, daha önce de bu soruna dikkat çekmiş, özellikle ilkbahar aylarında müsilajın yüzeye çıkma riskinin arttığını ve önlemler alınması gerektiğini belirtmişti. Bu uyarı, çevre bilincinin daha da artırılmasına ve daha etkin çözüm önerilerinin devreye sokulmasına olanak sağlayacak gibi görünüyor.