Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) verilerine göre, 2024 yılı içinde 1 Ocak - 20 Temmuz tarihleri arasında Türkiye genelinde 1830 orman yangını meydana geldi ve bu yangınlarda toplam 9114 hektar alan yandı. Özellikle 20-21 Haziran 2024'te Diyarbakır ve Mardin arasında 1500 hektardan fazla alanın yok olmasıyla büyük kayıplar yaşandı. İzmir ve çevresinde Selçuk, Çeşme, Menderes, Bergama, Manisa ve Foça gibi bölgelerde ise toplamda 2000 hektardan fazla alan yangınlardan etkilendi​. Orman yangınlarının yüzde 90'nı insan kaynaklı çıktı.  TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, konu hakkında bir açıklama yaparak, ormanların geleceğimiz için önemine dikkat çekti.

'MÜCADELENİN SADECE 'SÖNDÜRME' DÜZEYİNDE KALMASI YETERSİZ'

Çevre Mühendisleri Odası orman yangınları ile mücadelenin söndürme düzeyinde algılanmasının yetersiz olduğuna dikkat çekerken, "Orman yangınlarını söndürmek için fedakârca mücadele veren OGM çalışanlarının ve bu çalışmalara destek veren Belediye kurumları ve STK kuruluşlarının cansiperane çabaları yangınlarla mücadelenin yalnız “söndürme” düzeyinde ele alınması nedeni ile yetersiz kalmaktadır. Orman ve kırsal alan yangınlarının önlenmesi için OGM ile birlikte ilgili tüm kurum ve kuruluşlar birlikte çalışmalıdır. Yangınlara müdahale için özveri ile çalışılsa da yangın sayıları, kaybedilen alanlar göz önünde bulundurulduğunda yangın öncesi hazırlığın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Yangın riskini ve olası zararları azaltmak ve afet yönetim süreçlerini doğru bir şekilde tanımlamak için ilgili tüm kurumların işbirliği ile iklim değişikliği senaryoları da göz önünde bulundurularak yangın eylem planları hazırlanmalı, yeterli araç, gereç ve personel bulundurulmalıdır. Orman içi verilen izinlerin kapsamları daraltılmalı, koşul ve standartları net olarak belirlenmeli ve etkin denetimi sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.

'YANGINA DİRENÇLİ TOPLULUĞA DÖNÜŞMELİYİZ'

"Ülkemiz için en yıkıcı afetlerinden biri olan deprem de olduğu gibi orman yangınları için de  toplumun  acilen bilgi ve eğitim ile  yangına  dirençli topluluklara dönüştürülmesi,   bu toplu  değişimin sağlanması için bir seferberlik başlatılması gerekmektedir" sözleriyle devam eden açıklamada, "Kamuoyu baskısının karşısında özensiz ancak popülist ve kabul görmeyen söylemlerin ötesinde iklim değişikliğine dirençli ormanların oluşturulması için günümüzün koşullarına uygun yönetim süreçlerinin planlamasına bir an önce başlanmalıdır.  İnsan kaynaklı orman yangınları sayısı artarken, orman köylülerinin varlığını sürdürecek,  orman ve orman yangın kültürü olan orman köylüsünün istihdam yaratılarak şehirden köye geri dönüşünü sağlayacak kökten bir değişim öncelikli bir ülke politikası olarak hayata geçirilmelidir.  Yanan alanların miktarı ve yanık orman alanlarında yapılacak çalışmalar şeffaf şekilde Acil Eylem Planları hazırlanarak ve kamuoyu ile paylaşılarak yönetilmelidir. Yanan ve ardından ülke kaynaklarımız ile yenilenen bu alanların ise iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik ve ormanın sağladığı ekosistem hizmetleri önceliklendirilerek ele alınmalıdır" diye vurgulandı.

'TÜM HALKIMIZI ORMANLARA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ'

Açıklama, "Biyolojik çeşitliliği ve ekosistem hizmetleri ile yaşam kaynağımız olan ormanlarımızı korumak için tüm halkımızı ormanlar sahip çıkmaya,  orman yangınları başta olmak üzere ormanlara zarar verecek tüm tehditlere karşı sorumluları daha etkin tedbirler almaya davet ediyoruz. Yangında yaşamını yitiren tüm canların üzüntüsünü derinden hissediyor, kamu görevlilerimizin ve vatandaşlarımızın sevenlerine sabırlar diliyoruz" ifadeleriyle son buldu. 
 

Kaynak: HABER MERKEZİ