9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre; Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından düzenlenen ikinci İzmir Basın Kampı, ülkenin dört bir yanından deneyimli gazeteciler ve genç muhabirleri buluşturmaya devam ediyor. Gerçekleştirilen paneller ve etkinliklerle yerel ve ulusal basında gazeteciliğin nasıl daha iyi yerlere geleceği tartışılıyor. Medya Ekonomisi ve Finansal Sürdürülebilirlik paneli kapsamında Levent Özen, Alphan Manas ve Murat Attila konuşmalarını gerçekleştirdiler.

Gazeteci Murat Attila oturumu şu şekilde açtı;

"Bugün yaşananların geleceğin temelini oluşturduğunu unutmadan, mevcut sorunları göz ardı etmeden gazeteciliğin gelecekte nasıl şekilleneceğini konuşacağız. Günlerdir konuşuyoruz, asıl sıkıntımız belli; medya finansmanı. Bizim düşünce şeklimiz aslında net; barınma hakkı, beslenme hakkı gibi temel hakların yanında haber alma hakkını da biz temel hak olarak görüyoruz. Haber üretim maliyetleri çok pahalı, ancak haber almak oldukça ucuz. Habercilik pahalı bir iş. Tüketici alışkanlıklarının değiştiğinden ve dijital-basılı ortamlarda haberlerin satmadığından şikayet ediyoruz. Madem haber alma hakkı temel hak, o zaman sosyal devlet anlayışı bünyesinde haberciliğin kamu kaynakları ile desteklenmesi ve bu desteklerin tarafsız ve objektif olması lazım. Hepimiz küresel bilişim sektörünün içerik üreten köleleri olduğumuzu unutmadan, konunun uzmanlarından durumu dinleyelim" dedi.

MESLEKTE İNSAN SAYISI AZALACAK

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Dijital Medya Danışmanı Levent Özen konuşmasında şunları söyledi:

"BİK bazı kriterler getirdi. Bunlar arasında bazı şartlar vardı. Bu gelir gelmez internet siteleri çok büyük zorluklar yaşadı. Çünkü internet siteleri çok fazla önemsenmiyordu. Ağrı'daki bir arkadaşımız Ağrı'dan da trafik almak zorunda, Türkiye'den de trafik almak zorunda. Yerel habercilikle bu şekilde bir trafik almak çok zor. Bizler bununla birlikte bir adım attık. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de burada. Bizle birlikte herkes bu adımı attı. Bu çalışma içerisinde sadece SEO çalışması yok. Yapay zeka ile birlikte artık arama motorları daha farklı bir yere girdi. Tekillik diye bir kavram var. Bu kavram yıllar önce konuşuluyordu; 2035'te insan ve robot tekil olacak. Karşı tarafta insan mı var robot mu var test edemeyeceğiz diyorlar. Bunun için 1950'lerde Turing testi var. Bir insan, bilgisayar ve bir hakem tarafından yapılıyor. Hakem bu yazılan yazıları sorularla test ediyor. Bu insan veya robot tarafından yazılmıştır diye karar veriyor. İki tane intihal kontrolü yapıyoruz: bir yazının komplo olup olmadığını ve bir de yapay zeka olup olmadığını kontrol ediyoruz. İleride yapay zeka tamamen kontrolü ele alacak ve sonrasında insanlar kontrol edecek bir noktaya geleceğiz. Şu anda yapay zeka yalnızca kontrol etme noktasında bir şeyler yapamıyor. Şimdi bu karar verme ile ilgili aynı şeyi dijital medya ve haber yazılımında da görüyoruz. İçerik insan tarafından yazılıyor ve bu konuya editöryal kurul karar veriyor. Bu kaçamayacağımız bir gerçek. Editöryal işler oldukça azalacak. 20-25 kişinin çalıştığı editöryal ekip azalacak artık. Yapay zeka sizin bir yardımcınız. Bir araç olarak yapay zeka telefon veya bilgisayar gibi bir araç" ifadelerini kullandı.

'CHATGPT BİZDEN AKILLI OLACAK'

Yapay zeka ile değişen gazeteciliğin altını çizen Özen şu şekilde konuştu:

"Bu finansal rakamlar bizlere şunu söylüyor; ileride bütün ekonomi teknoloji ve bilişim üzerinde dönecek. Maalesef bu firmalar gelirlerini paylaşmıyorlar. 250 milyar dolar Google'ın geliri var. YouTube'da yayın yapan bir Türk gazeteci ona nazaran hiçbir şey almıyor. Buna ilişkin bir denetim süreci veya dijital medya yasaları ortaya çıkar. Hepimiz yapay zeka ile ilgili ChatGPT'yi kullanıyoruz. Sırasıyla 4.0'a kadar geldik. 2025 yılında ise ChatGPT 5 gelecek. ChatGPT 2'nin IQ'su 85'ti. ChatGPT 3'ün IQ'su 105, günümüzde kullandığımız ChatGPT 4.0 ise 125. Önümüzdeki sene çıkması beklenen ChatGPT 5'in 150'nin üzerinde olması tahmin ediliyor. Aslında 2025 yılında halka açık olarak kuantum bilgisayarlarında çalışan ChatGPT 5, bizim akademideki arkadaşlarımızdan daha zeki olacak. ChatGPT'nin dünyanın en zeki insanı olması için 2 yıl var. 230 IQ'lu bir yapay zeka dünyanın en zeki bilişim zekası olacak. Robotların sendikasını ve robot haklarını konuşuyor bile olabiliriz ilerleyen süreçte. Buradaki gelirlerimiz ve giderlerimiz ne olacak? Bizim matbaa gelirlerimiz var. Matbaa olmayacak. Sunucular olmayacak. Muhabir, editör ve yöneticiler çok az olacak. Karar verici eğer robot ise o karar verecek. İleride haber alma tekniği nasıl olacak dersek, benim tahminim çok fazla robotik teknoloji kullanılacak. Avrupa Birliği de bir yasa çıkarıyor, burada veri koruma ile ilgili bir problem yaşanıyor. Bizim yapay zeka için kullandığımız bütün veriler bir bulutta toplanıyor, bu bulut bizim için çok değerli. ChatGPT gibi yapay zekalar sadece bunları analiz edip bize cevap veriyor. Avrupa Birliği diyor ki; sosyal skorlama hiçbir şekilde kullanılamaz ve yasalara göre kişisel haklar ihmal edilemez. Yüksek riskli yapay zeka diye bir kavram getirmiş Avrupa Birliği; IQ seviyesi yüksek olan yapay zekaların 'özgürlük üzerine tehlikesi düşünülerek karar verilecek' diye geçiyor. Bir de habercilik ile ilgili bir skorlama var. Google sıralamalarda bunu kullanıyor. Habercilikte doğru haber sıralaması yapılıyor. Tamamen artık doğru haberciliğe yöneliniliyor. Bizim intihal yaptığımız siteler var. Hem yapay zeka kontrolü yapılıyor hem de sahte olup olmadığını kontrol ediyor. Orijinal içeriği skorluyor aslında. Kişiselleştirilmiş haberlerden de bahsetmek istiyorum; sadece spor haberi okumak istiyorsanız kurum size sadece spor haberi verebilir. Onu da özel haber olarak isterseniz. Veya özel bir film ve özel bir haber oluşturabilir. Eğer gelecekteki finansmanı konuşursak, ileride özel haberlerden söz edebiliriz gibi geliyor. İnsanlar sadece anlamak istedikleri haberleri görmek isteyecek."

Adana'dan Ankara'ya yürüyor: Bıçak kemiğe dayandı Adana'dan Ankara'ya yürüyor: Bıçak kemiğe dayandı

'BU ŞİRKETLER BİZİ KONTROL ALTINA ALIYOR!'

İş insanı ve girişimci Alphan Manas ise şunları söyledi:

"Aslında olay şuraya doğru gidiyor; iki türlü haber var. Birincisi muhabir arkadaşlarımızın yaptığı haberler. Bu bir ekip işi. Bu haber, kaynağından toplandığı an yürürlüğe girecek bir haber. Bunu ister yayın kuruluşu ister taşıyıcı tarafından yapılırken bir ücretlendirme söz konusu olacak. Aynı şekilde köşe yazarları. Ben ileride köşe yazarlarının tıklama başına para kazanacaklarını söylemiştim. Şimdi buraya doğru gidiyoruz. İnternette izlenme veya tıklanma başına artık paralar alınıyor. Ancak bu çok düşük ücretler elbette. Bizler bir internet feodalizmine doğru da gidiyoruz. Para kazanan oyuncular şunlar aslında: Alphabet, Meta, Alibaba; bunlar dünyada toplanan reklam gelirlerinin yüzde 80'ine sahipler ve bizimle bunları paylaşmıyorlar. Web 3.0 dediğimiz şey aslında içeriği üreten ile tüketen arasında kimse olmaması. O yüzden de Amazon gitti MGM stüdyolarını satın aldı. Netflix bundan sonra kendi içeriğini üretmek zorunda kalacak. Artık başkasının içeriğini satma durumu ortadan kalkıyor. İçeriği ürettiğimiz anda, o içeriğin üreticisi, o film veya içerik izlendiği anda ne kadar para kazandırdıysa, o para üreticinin cebine girecek. Bizim komşudan eski bir bakan var. Teknofeodalizm dediği bir kavram var. Diyor ki; bizler Apple, Amazon, Meta gibi şirketler tarafından kontrol ediliyoruz. Buradaki tehlike; bunlar bizi kontrol altına alıyor. Yani günün sonunda birebir ilişkimizde bu şirketler artık kontrolümüzde. Sınırsız haber kaynağınız olamayacak."

'GAZETECİLER KÖŞEYE SIKIŞTIRILDI!'


İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi katılım göstediği Medya Ekonomisi ve Finansal Sürdürülebilirlik panelinde şu şekilde sordu; 


"Gerçekten inanılmaz bir oturumdu biz gaetecile için de tespit noktasına varan konuşmalar bizlere büyük bakış açıları gösteriyor. Alphan bey bilir Türklerin en çok kullandığu futuristik cümle şudur Allah büyüktür ancak Türk basının günümzde geldiği nokta gösteriyor ki artık bizler gazeteciler olarak köşeye sıkıştık. Dünyada bütün bilginin 5 e katlandığı süreçt yaşıyoruz. Bu noktada yapılanlar var; farklı finansal modellerimiz var. Biz hangi modelleri uygulayacaksak somutlaştırıp biraz daha o noktadan hareket etmemiz gerekiyor. Geldiğimiz noktada sıkışmış durumdayız. Biz üyelik modelleri mi yaratacağız yoksa yazarlara telif mi vereceğiz. Günümüzde biraz daha somut bir çözüm önerisi var mdır?"


Yanıt veren Murat Attila ise, "Benim kendi fikrim hiç bir zaman bir hap model yok. Geçen kampımınız teması yol arıyoruzdu. Arkdaşlar bulunacak bir yol yok. Hepiniz çeşitli deneyimler edinerek yeni bir yol açmış olacaksınız dedi. Burada her medya kuruluşu kendi yolunu kendisi bulmak durumunda kalacak. Bilimsel buluşları takip edecek, yeni finansal mdoeller bulacak ve en önemlisi gazeteciliği neden yaptığını hiç unutmayacak" şeklinde konuştu.
 

Muhabir: Fevzi Efe Sekitmez