9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre; Türkiye’deki tarım alanlarının büyük bir kısmının ekonomik nedenlerle ekilemediğini ifade eden Dr. Hakan Çakıcı, küçük çiftçinin elinden arazisinin alınmasının tarım sektöründe mülkiyet değişimlerine yol açabileceği uyarısında bulundu. Tarım arazilerinin neden ekilemediğini sorgulamanın önemini vurgulayan Başkan Çakıcı, ekonomik zorluklar ve küçük çiftçinin yaşadığı sermaye yetersizliğine dikkat çekti.
'TARLAYA ŞİRKETLER GİRDİ'
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, tarım alanlarındaki bu uygulamanın küçük çiftçinin bitirilmesine yönelik bir karar olduğunu belirterek, " Bu kararla ekilmeyen alanların tekrar ekilebilir hale getirilmesi amaçlanıyormuş gibi görünüyor. İlk bakışta doğru bir adım gibi duruyor, ancak bazı eksiklikler var. Bu tarım alanlarının neden ekilmediğini, niye tarım dışı kaldığını sorgulamak lazım. İnciraltı örneğini verdik. Keyfilik konusu zaten ayrı bir hukuki boyut içeriyor. Türkiye’de çok büyük tarım alanlarının ekonomik olmadığı için ekilemediğini biliyoruz. Orada alacağınız ürün, yaptığınız masrafı karşılamıyor çünkü inanılmaz bir maliyet enflasyonu var. Yaklaşık 2,5-3 milyon hektar tarım alanı şu an ekilemiyor. Bu durumu sorgulamak gerekiyor. Bu ekilmeyen alanlar genellikle küçük çiftçiler tarafından kullanılmıyor. Sermaye yetersizliği gibi sebeplerle ekilemiyorlar. Haliyle son alınan kararla birlikte tarıma girmesi hedeflenen büyük sermaye gibi görünmekte. Tarımda küçük çiftçinin. Aile şirketlerinin ve atadan miras toprağını işleten çiftçinin bitirilmesi söz konusu" dedi.
'BU YÖNTEMLE BÜYÜK SERMAYENİN ÖNÜ AÇILIYOR'
Başkan Çakıcı, , çiftçinin elindeki tarlanın el değiştirdiğini ve sermayenin tarıma girmesiyle mülkiyet toprak mülkiyeti kavramında değişiklikler yaşadığımızı söyleyerek, "Büyük tarım alanlarında el değişimi zaten tartışılıyor. Hem çiftçi tanımı değişiyor hem de küçük çiftçi çok zayıf durumda olduğu için mülkiyet değişimi söz konusu oluyor. Bu yöntemle sermayenin önü açılıyor. Özellikle büyük şehirler ve çevresindeki tarım alanlarının el değiştirmesi gündeme geliyor. Peki, çiftçi tarım arazisini vermek istemiyorsa, devlet bu araziyi kiralamak istediğinde ne olur? İşin hukuki yönü burada devreye giriyor. Mülkiyet yasası dünyanın her yerinde temel yasadır. Toprak hukuku da bu çerçevede değerlendirilmeli. Hukukçuların bu konuyu tartışması gerekiyor. Zaten Türkiye’de kiralamayla tarım yapmak çok yaygın. Çiftçi bunu zaten yapıyor. Herkesin, atadan dededen kalma bir tarım alanı var. Bir köyde, bir yerde, bir parselde bir hissemiz var. Zaten tarım yapılmayan bu alanlar başkaları tarafından ekiliyor. Kiralama yöntemiyle yapılan tarım normal bir durum. Ancak başkasının orayı ekme ihtimali varken, bu işin neye hizmet edeceği şüpheli. Bizim korkumuz, tarıma sermayenin girmesi ve mülkiyetin el değiştirmesi" diye konuştu.
'KİRALANACAK ALANLAR BELİRSİZ, ELİMİZDE VERİ YOK'
Küçük çiftçinin ürünleri tarlada kalırken devletin tarım arazisi kiralamasının neye hizmet ettiği sorusunu soran Çakıcı şunları söyledi:
"Biz hep küçük çiftçiyi savunuyoruz. Bu tür uygulamalar küçük çiftçinin ortadan kalkmasına sebep oluyor. Önerimiz şu: Ekilmeyen alanların %90’ı kuru tarım arazileridir. Bu alanlarda tahıl ve hububat tarımı yapılır. Temel masraf sulu ve kuru tarım arazilerinde aşağı yukarı aynıdır. Ancak bir yerde 300 kilo ürün alırsınız, diğer tarafta 1000 kilo. Maliyet, onu oransal olarak karşıladığı için kafa kafaya gelir. Ancak 300 kilo ürün alan çiftçi buradan kar elde edemediği için küçük alanlarda ekim yapmaz. Şimdi, ürünler tarlada kalırken, çiftçiler isyan ediyor. Çiftçilerin para sıkıntıları var, ürünleri elde kalıyor. Bu durumda devlet, kiraladığı arazilerde mi üretim yapacak? Devlet, araziyi kiraya verecek ama alan kişi neden alsın? Kiralamadığı toprak sahibi kim olacak? Devlet sadece fiyatı belirleyecek; bunlar da ayrı bir soru. Altyapısının nasıl oluşturulduğunu bilmediğimiz bir sistem. Çiftçi Kayıt Sistemi üzerinden mi yapılaca bu kiralamalar? Kim gidecek arazide ekilmemiş alanı belirleyecek? Çünkü çiftçi kayıt sistemine de kayıtlı olmayan çok fazla arazi var. Bu ekilmeyen araziler nasıl belirlenecek? Bunlar şüpheli şeyler. Bizim toprak haritalarımız yok. Nerede ne ürün yetişiyor diye bir veri yok elimizde."