İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde 6.6 şiddetinde gerçekleşen ve 117 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan depremin dördüncü yılında İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığ Derneği (İz-Afed) tarafından Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi Benal Nevzat Salonu'nda düzenlenen etkinlikte katılımcılar, deprem felaketi ve yapılması gerekenler hakkında bilgilendirildi.
Etkinlik kapsamında bir de basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"DEPREM DEĞİL BİLİNÇSİZLİK VE İHMAL YIKAR
YAŞANANACAK BENZER BİR DEPREM ÇOK DAHA BÜYÜK YIKIM VE KAYIPLA SONUÇLANACAKTIR!
İzmir’de 117 yurttaşımızı kaybettiğimiz, çok sayıda binanın hasar aldığı 30 Ekim 2020 İzmir depreminin 4. yıldönümündeyiz. 30 Ekim 2020 İzmir depreminde kaybettiklerimizi bir kez daha özlemle anıyoruz.
Depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen aradan geçen 4 yıl boyunca deprem gerçeği ile gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe kat ettiğimiz söylenemez.
4 yılda afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı, binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi, kent merkezlerinde deprem toplanma ve barınma alanları oluşturulamadı, afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı.
Kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken yapı denetim sistemi tümüyle ticarileştirildi. Meslek odalarının mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gereklilikleri yapı denetim süreçlerinden dışlandı.
İmar Barışı adı altında projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar ruhsatlandırıldı. 10 milyonun üzerinde kaçak yapının ruhsatlandırıldığı bu imar affıyla birlikte yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığı konusunda denetlenme ihtimali ortadan kaldırıldı.
Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı.
Son yıllarda sıklıkla yaşadığımız her deprem, 30 Ekim 2020 İzmir depremi ve 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi yaşayacağımız büyük felaketi çağrıştırmakta, depremin ülkemiz için ne kadar yakın bir tehlike olduğunu hatırlatmaktadır. Mevcut durumda artan nüfus ve yapılaşma nedeniyle yaşanacak benzer bir felaketin sonuçları çok daha ağır olacaktır. Bütün bunların biliniyor olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda gerekli adımların atılmamasının sorumluluğu siyasi iktidarın üzerindedir.
Bölgesel ve kentsel ölçekte sakınım planları hazırlanmalıdır. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki güvensiz yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.
Afetlere karşı toplum bilincini yükseltecek eğitim programları oluşturulmalı; kent konseyleri, mahalle meclisleri, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar bu süreçte daha aktif rol almalıdırlar.
İmar Barışı adı altında ruhsatlandırılan yapılar derhal denetlenmeli, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir. Çıkarılan deprem yönetmelikleri geliştirilmeli ve harfiyen uygulamaya konmalı, yönetmeliklere aykırı tüm işlemlerin tesis edilmesi engellenmeli.
Ülkemizde yaşadığımız acıları yeniden yaşamamamız için ülke olarak depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı olmak için de bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor.
Daha büyük acılar yaşamamak için depremi unutma, unutturma!"
Bu arada etkinlik kapsamında İz-Afed Tiyatral Anlatım Ekibi tarafından Kentsel Çelişkiler Ofisi isimli oyun sergilendi.