KAZİM BOZKURT/Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi'nde yaşanan personel eksikliği ve yetersiz çalışma koşulları, hizmetlerin aksamasına ve tepkilere neden oldu. Acil servisinin fakülte tarafından yapılan açıklamaya göre ‘tadilatta’ olduğu belirtilirken, Birlik Sağlık Sendikası Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, “ Biz inandırıcı bulmuyoruz. En büyük sorun personel eksikliği” diye konuştu. Meslek örgütleri, yetkililerin duruma acil çözüm bulmasını istiyor.
Konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir 1 No'lu Şube Sekreteri Günseli Uğur, acil servisinin içinde bulunduğu durumun vahametini gözler önüne serdi. Uğur, acil servisinde yeterli doktor olmadığını ve asistanların 24 saat aralıksız nöbet tutmak zorunda kaldığını belirterek, yaşananların sağlık hakkı ihlali olduğunu söyledi.
Nefes almadan nöbetlere gelmek zorunda kalıyorlar
Uğur açıklamasında, “Acil servis tamamen kapatılmadı, kırmızı alandaki hastalara bakılıyor. İki aylık bir tadilattan bahsediliyor. Çalışanların söylediği, şahit olduklarımız, asistan hekimlerimizin imzasız mektuplarını görüyor. Toplamda 36 tane asistan, 5 tane profesör hekim istifa etti" dedi.
Son olarak acil serviste çok az hekim kaldığını ve diğer branşlardan hekimlerin rotasyonla geldiğini belirten Uğur, “Kırmızı alanın açık olması, halkın bu durumdan haberdar olmaması çok ciddi bir sorun. Hala çalışmakta olan asistanlar için iş yükü arttı. Hiç nefes almadan mola vermeden sık nöbetlere gelmek zorunda kalıyorlar" diye konuştu.
Uğur, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nin İzmir ve çevresi için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nin acil servisi tam ortak nokta. Bir sürü yerli turistin arttığı bir dönem. Çeşme, Urla, Seferihisar’da acil servisler var ama en yakın üniversite hastanesi yalnızca Dokuz Eylül. O hastanelerden de DEÜ’ye sevk oluyor" ifadelerini kullandı.
Uğur, sağlık hizmetine erişim noktasında yaşanan sıkıntılara da dikkat çekerek, "Normal polikliniklere randevu almakta sıkıntılar yaşanıyor. Hafta sonu mesai saatleri dışında polikliniklerin açık olmadığı zamanlarda bu insanlar nereye gidecekler?" sözlerini aktardı
Yaşanan durumun sağlık çalışanlarını da olumsuz etkilediğine değinen Uğur, “Çalışanlar açısından kötü. Diğer bölümlerde çalışanlara da yansıyor. İş yükü artıyor" dedi. Asistan hekimlerin ülke genelinde sorunlar yaşadığını belirten Uğur, DEÜ Hastanesi'nde ise durumun daha da vahim olduğunu söyledi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nin İzmir'in güney ve batı bölgeleri başta olmak üzere geniş bir alana hizmet verdiğini belirterek, hastanenin geldiği noktanın endişe verici olduğunu söyledi. Personel eksikliğinin alarm verici boyutta olduğunu belirten Doğruyol, acil servisinde 24 saat boyunca tek bir asistanın görev yaptığı iddialarının vahametini gözler önüne serdiğini ifade etti.
Tadilat inandırıcı değil
Acil servisindeki hizmet kısıtlamasına gerekçe olarak hastane yönetimi tarafından tadilat çalışmaları gösterilirken, Birlik Sağlık Sendikası Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, bu açıklamanın inandırıcı bulunmadığını belirtti. Ahmet Doğruyol, "DEÜ Acil Servisi’nde en az 4 asistanın görev yapması gerekirken, personel eksikliği nedeniyle hizmetler aksıyor. Bu durum sadece DEÜ'nün değil, Sağlık Bakanlığı’nın ve genel olarak sağlık sistemimizin sorunudur. Ekonomi Bakanlığı’nın kadro vermemesi nedeniyle sağlık personeli alımları yapılamıyor. Sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması için Sağlık Bakanlığı’nın göreve davet ediyoruz." şeklinde konuştu.
İzmir halkı için hayati önem taşıyor
Ahmet Doğruyol, kırmızı kod uygulamasının hayati risk taşıyan hastaların atlanmasına neden olabileceği uyarısında bulunarak, "Her hasta rahatsızlığını doğru bir şekilde ifade edemeyebilir. Kırmızı kod uygulaması nedeniyle hayati riski olan bir hasta, yanlışlıkla normal hastalar kategorisinde değerlendirilebilir. Bu durum, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. 40 yıldır hizmet veren DEÜ Acil Servisi’nin bir an önce eski kapasitesine kavuşturulması, İzmir halkı için hayati önem taşıyor." dedi.
TTB'den açıklama
Türk Tabipleri Birliği (TTB), acil servisinin kapatılmasını sağlıkta yaşanan çöküşün bir göstergesi olarak değerlendirdi. Açıklamada, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın tamamen başarısız olduğu ve üniversite hastaneleri ile kamu sağlık kuruluşlarının sorunlarının liyakatsiz yöneticilerle çözülemeyeceği vurgulandı.
TTB'den yapılan açıklama şöyle:
İzmir’de köklü üniversitemiz Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ülkemizdeki ilk Acil Tıp Anabilim Dalı olarak 30 yıl önce hizmet vermeye başlayan acil servisinin kapatılması kabul edilemez.
Uzun yıllardır İzmir merkezi ve çevre ilçelerdeki acil vakalar için yoğun sağlık hizmeti ve bilim üreten bir merkezin; liyakatsiz idarecilerin öğretim üyeleri, asistan hekimler ve sağlık çalışanların üzerindeki baskıları sonucu içi boşaltılmış ve işlemez hale dönüştürülmesi kent halkının sağlığı ve tıp eğitimi için bir tehdit oluşturmaktadır.
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi yetişkin hastanesi acil servisinin kapatılması ve pandemi döneminde İstanbul’da havaalanı sahasına apar topar açılan hastanenin yenidoğan servisinde yaşanan olay üzerinden söylemek isteriz ki; Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm yönleriyle iflas etmiş durumdadır. Üniversite hastanelerinin ve kamu sağlık kuruluşlarının sorunları liyakatsiz, yandaş yöneticilerle çözülemez. Sorunlar bilimsel veriler ışığında demokratik katılım sağlanarak öğretim üyesi, asistan hekimler ve sağlık çalışanlarıyla birlikte ele alınmalı, çözüm yolları açılmalıdır. Yıllardır kendi alanında yetkin hekimler yetiştirmiş tıp fakültelerimizi kendi kaderiyle baş başa bırakmak yerine her yönüyle güçlendirmek sağlık otoritesinin ana hedeflerinden olmalıdır. TTB olarak halkın sağlık hakkına erişiminin önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve hekimlerin güvenli çalışma ortamlarına kavuşması için çalışmaya, üretmeye, ürettiklerimizin hayata geçmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisinin kapanmasıyla ilgili sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyurmak isteriz.