Derya Şahin Şan-Dijital dönüşüm, günümüz dünyasında hem bireyler hem de kurumlar için kaçınılmaz bir gerçeklik haline geldi. Pandemi süreciyle birlikte dijitalleşmenin önemi daha da arttı. Ülkeler bazında ele alındığında dijital dönüşümün başarısı ekonomik, sosyal ve kültürel koşullara göre değişiklik gösteriyor. Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) her yıl yayınladığı bir raporla ekonomik ve toplumsal açıdan dijitalleşme durumumuzu inceliyor. 139 ülkeden toplanan verilerin analiz edilmesiyle oluşturulan rapor, ekosistem, yeterlilik, kullanım ve dönüşüm olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye’nin dijitalleşme performansını ortaya koyuyor.  

Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’na göre, Türkiye’nin 2022 yılı dijital dönüşüm endeksi 5 üzerinden 3,12 olarak ölçüldü. 2021 yılında bu oran 3,24 idi. TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak oranlardaki bu düşüşü ekonomik istikrarsızlığa ve dijital dönüşüm sürecinin dünyada ivmelenirken Türkiye’de yavaşlamış olmasına bağlıyor. Tombalak ile Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’ndan hareketle Türkiye’nin dijital dönüşüm karnesini ve bu alanda atılması gereken adımları konuştuk.

DÖNÜŞÜM İÇİN İSTİKRAR

Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği olarak hazırladığınız Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu’na (2022) göre ülkemizin dijital dönüşüm endeks oranı 2019-2021 yıllarında artarken 2022 yılında geriledi. Bu gerilemenin sebepleri nelerdir?
Ülkemizin dijital dönüşüm performansının zaman içinde ve diğer ülkelerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi açısından her yıl hazırladığımız Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi Raporuna göre, Türkiye’nin 2022 yılı dijital dönüşüm endeksi bir önceki yıla göre yüzde 2,8’lik bir düşüş yaşayarak 5 üzerinden 3,12 olarak ölçüldü. Genel endeks değerini oluşturan 64 alt göstergenin 35’i 2022 yılında gerilerken, 23 göstergenin endeks değeri arttı, 6 göstergenin değeri ise değişmedi. Endeks verileri, Türkiye’nin dijital dönüşüm için kapasitesinin uygun olduğunu ve 2019 yılından itibaren ilerleme kaydettiğini ancak 2022 itibarıyla dijital dönüşümün göreceli olarak duraksadığını gösteriyor. Rapor, 2022 itibarıyla gözlemlenen gerilemenin muhtemel iki nedeni olabileceğini ortaya koyuyor. Birincisi yaklaşık bir yıldan fazla süredir Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulması. İkincisi ise dijital dönüşüm sürecinin dünyada ivmelenme gösterirken Türkiye’de yavaşlamış olması.  

Rapora göre dijital dönüşüm endeksi dünyada ivmelenirken ülkemizde geriliyor. Bu durumu tersine çevirmek için neler yapılmalı?
Pandemiyle birlikte ivme kazanan dijitalleşme trendi etkilerini hâlâ devam ettiriyor olsa da diğer ülkelerin dijitalleşme hızlarına oranla düşüşte kalıyoruz. Avrupa Birliği’nin “2030 Dijital On Yıl” için koymuş olduğu iddialı hedefleri ülkemizin potansiyeli ve hedefleri dikkate alındığında, bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi, altyapı yatırımlarının hızlandırılması, girişimci ekosisteminin ve nitelikli iş gücü kaynağının geliştirilmesi gerekiyor. TÜSİAD ve TÜBİSAD iş birliğiyle hazırladığımız "Türkiye'nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji İçin Eylem Çağrısı" raporumuzda yenilikçi politikaların geliştirilmesinden finansal desteklere, altyapıdan yetkin insan kaynağına kadar, Türkiye’ye yüksek teknoloji atılımı sağlayacak tüm kaldıraçlar için mevcutta atılan adımlara ilave olarak ele alınması önemli değerlendirilen 18 Eylem Çağrısı'na yer verdik. Geleceğin ekonomisi teknoloji ve dijitalleşmeyle şekilleniyor. Rekabet kuralları yeniden yazılırken yarının ekonomisine hazırlıklı olmalıyız. Çağın dinamiğini yakalamak, diğer ülkelerin gerisinde kalmamak için tüm kaynaklarımızla, bilimi ve dijitalleşmeyi temel alacak adımları atacak politikaları ve stratejileri oluşturmalıyız. Dijital dönüşümü hızlandırmak için mevcut durumda özel sektör ve kamu önemli adımlar atıyor. En üst seviyede sahiplikle, kamu, özel sektör ve akademi iş birliğinde, ortak akılla ve bütüncül bir yaklaşımla gerekli çalışmaların yapılması çok önemli. 

Türkiye’nin dijitalleşmenin sunduğu fırsatları değerlendirebileceği potansiyeli yüksek alanlar hangileri?
Ülkemizde dijital dönüşüm ekosistemini güçlendirmek adına somut adımlar atıldığını görmek cesaret verici olmakla birlikte arzu edilen seviyeye ulaşabilmiş durumda değiliz. Dijitalleşmenin merkezde olduğu yeni dünya düzeninde, sürdürülebilir büyümenin anahtarı teknoloji atılımını gerçekleştirebilen ülkelerin ellerinde bulunuyor. Dolayısıyla dijitalleşme ve dijital ekonomiye geçiş, ülkemiz için uluslararası sahada akılla koşmamız gereken bir yarış ve birçok paydaşla birlikte yürüyeceğimiz stratejik bir yolculuk olmak zorunda. Temel hedefimiz, teknoloji atılımını gerçekleştirmiş ve dijital dönüşümü güçlü bir ekonomik değere dönüştürmüş bir Türkiye var etmek olmalı. 

Türkiye sahip olduğu genç nüfus ile teknolojiye yatkınlık, güçlü çözüm sağlayıcıların varlığı, inovasyon odağındaki motivasyon ile dijital ekonomi içerisinde güçlü bir şekilde yer alma potansiyeline sahip. Doğru yetenekler bir araya geldiğinde ülkemiz özellikle e-ticaret ile perakende, oyun, siber güvenlik, lojistik, fintek, telko, turizm alanlarında dünya çapında markalar çıkarabilir. 

TÜBİSAD'DAN EYLEM ÇAĞRISI

Ülkemizin dijital dönüşümünün önündeki en büyük engeller nelerdir?

TÜBİSAD olarak TÜSİAD ile birlikte yaptığımız “Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji İçin Eylem Çağrısı” raporunda da yer verdiğimiz üzere, küresel değer zincirinde söz sahibi konumda olabilmesini sağlayacak birçok fırsata sahip olan Türkiye’nin yüksek teknoloji atılımını gerçekleştirememesinin nedenlerini dört ana başlıkta toplamak mümkün. 

Birincisi, dijital dönüşüm ve teknoloji atılımının ihtiyaç duyduğu yetkinliğe sahip iş gücü ve inovasyon kültürü istenen ölçüde geliştirilemiyor. İkincisi, KOBİ'ler dijital dönüşümlerini tamamlamakta geri kalıyor. Üçüncüsü, yüksek teknolojinin iş ve kullanım modellerinin oluşması yatırım ve altyapı gerektiriyor, beklenen hızda katma değere dönüştürülemiyor. Son olarak, dijital girişimlerdeki potansiyele ulaşmak ve küresel pazarda rekabet gücünü artırmak için fon ve ekosistem desteği yetersiz kalıyor. 


Önemli eylem çağrılarımızdan birkaçını da yinelemek isterim. 
Türkiye Dijital Ekonomi Strateji ve Eylem Planı hazırlanmalı, sahiplendirilmeli ve izlenmelidir. Mevcut iş gücünü teknoloji çalışanına dönüştürecek veya temel seviye dijital okuryazarlık kazandıracak programlar tasarlanmalıdır. Uluslararası deneyimi ve iş gücünü Türkiye’ye taşıyacak inisiyatifler hayata geçirilmelidir. Dijital dönüşümün tamamlanmasını sağlayacak teşvik ve destek mekanizmaları yeniden yapılandırılmalıdır. Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun (KVKK) Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) uyum çalışmaları hızlandırılmalı, veri paylaşımını ilgilendiren mevzuat önceliklendirilmelidir.
Risk değerlendirme ve önleyici faaliyetler için yeni nesil teknolojilerden yararlanılmalı, dijital altyapı güçlendirilmeli ve güvenliği sağlanmalıdır. Teknopark avantajları teknoloji üreten ve Ar-Ge yapan şirketlerin tamamı için Türkiye genelinde yaygınlaştırılmalıdır.
Genişbant yatırımları ve yeni nesil iletişim teknolojisi çalışmaları hızlandırılmalıdır.
Platformlar ve platform paydaşları KOBİ’lerin ortak çıkarına olacak düzenlemeler yapılmalıdır.  

Türkiye'deki dijital dönüşümün geleceğine dair öngörülerinizi paylaşır mısınız?
Önümüzdeki süreçte sektör üzerinde etkili olacak teknolojiler bulut bilişim, 5G ve ötesi bağlantı teknolojileri, yapay zekâ, büyük veri, siber güvenlik ve blok zinciri teknolojileri olacak. Dijital dönüşüm politikalarının en önemli başlıklarından birini ise veri politikaları oluşturuyor. Veri üretiminde görülen üstel artış, ülkeler tarafından yürürlüğe koyulan düzenlemelerle siber güvenlik ve veri gizliliğinin önemi daha da artıracak. Yapay zekaya dayalı uygulama alanlarının artacağı, bulut bilişime yatırımın önceliğini sürdüreceği, siber güvenlik ve mevcut sistemlerin modernizasyonu gibi alanların öncelik kazanacağını öngörüyoruz. 2023 ve sonrasında üçüncü parti risk değerlendirmeleri ve risk yönetimi uygulamalarının şirketlerin odağında olması bekleniyor. Yakın gelecekte potansiyel tehditlerle mücadele amaçlı modeller ve yatırımların da artması muhtemel. 

Kaynak: HABER MERKEZİ