FİKRET YÜCE- İzmir’de hem ciğerleri hem yürekleri yakan orman yangını söndü ama tartışmaları uzun süre sıcak kalacak gibi. Yangının ilk sirayet ettiği yer olan Doğançay’ın Mahalle Muhtarı Arzu Nisan, Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) saatlerce keşif yapmadığı için yangına müdahale edilmediğini söyledi.
‘ERKEN MÜDAHALE OLSAYDI CEHENNEM ATEŞİ OLMAYACAKTI’
Dördü tamamen olmak üzere 13 evin yandığı Bayraklı Doğançay Mahallesi’nde tam bir yas havası hâkim. Alevlerin cehennem döndürdüğü kızıl gecenin dehşeti hala çok sıcak. Evleri, bahçeleri, hayvanları, kovanları yanan vatandaşlar telaş ve üzüntü içinde ne yapacaklarını düşünüyorlar. Onların dertlerine derman olmaya çalışan Muhtar Arzu Nisan ise yaşadığı şoku hala üzerinden atabilmiş değil. Akşam saatlerinde başlayan yangını anlatırken gözyaşlarına boğulan Muhtar Nisan, müdahale için çok geç kalındığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Orman Genel Müdürlüğü çok geç kaldı. Açık açık söylüyorum. Orman Genel Müdürlüğü’nden talimat geldi. Ondan sonra müdahale ediliyormuş. Ben bunu da yeni öğrendim. OGM’den iki itfaiye geldi, suları yarımmış. OGM talimat verene kadar o itfaiye araçları müdahale edemiyor. Çünkü kontrolü onlar yapıyorlar. Araçlar orada ama müdahale etmeden itfaiye araçları orada bekledi. "Dozer gelecek" dediler. Yangın söndürme alanını açması gereken iş makinesi geldi, çalışmaya başladı. Yarım saat kadar çalıştı, sonra mazotu bitti, geri çektiler. Bir yandan su takviyesi yapılıyor, bir yandan elektrik yok, ışık yok. Uçak kaldırın diye yalvarıyorum, bana "Gece görüşlü helikopterimiz yok" diyorlar. Helikopter gelene kadar yandık biz! Eğer o iş makinası karanlık basmadan dere yatağını aşağıya kadar açsaydı belki de bu kadar yayılmayacaktı. Herkes Karagöl mevkisine gitmiş. Arıyorum, ekip geldi diyorlar. Ekip yok. Çok kişi aradı sadece ben değil. Keşif daha erken olsaydı, iş makinası da erken girseydi, ben göz yaşı dökmeyecektim, bu insanlar ağlamayacaktı, cehennem ateşi de olmayacaktı”
‘BÜYÜKŞEHİR İTFAİYE EKİPLERİ ETRAFI SULADI’
Nisan, “Geç kalındı. İki gece görüşlü helikopter ile havadan müdahale edilse, OGM’nin kendi araçları ve dörtte yerellerin araçları girseydi buralara hiçbir şey olmayacaktı. Ama Büyükşehir Belediyesi itfaiye araçları şunu yaptılar; OGM gelene kadar etraflarını suladılar. Beklerken itfaiye tankerlerini boşalttı, Bayraklı Belediyesi ise sulamayı yaptı. OGM gelene kadar etraf çamur oldu. Olduğu yeri ıslatması çok mantıklı bir iş oldu. Bu sayede bazı bölgelere hiçbir şey olmadı” dedi.”
'İTFAİYECİLERLE HELALLEŞİP ÖLÜMÜ BEKLEDİK'
Son ana kadar İzmir Büyükşehir belediyesi ve Çiğli Belediyesi itfaiye ekipleriyle beraber alevlerin köye inmesini durdurmaya çalışan Nisan bir noktadan sonra bina yüksekliğindeki alevlerin adeta dans eder gibi etraflarını sardığını söyledi. Artık kurtulamayacaklarını düşünmeye başladıklarını belirten çaresiz Muhtar, korku dolu anları şu ifadelerle anlattı:
Saat 8:30 oldu, helikopter gelene kadar yangın çok büyüdü. İki helikopter vardı alanda, hiç uçak yoktu. Orman Genel Müdürlüğü şefi bana "Kaçın, canınızı kurtarın, yangın dağıldı" dedi. Herkes gitti. Yalnızca 9 kişi kaldık. Altı katlı bina büyüklüğünde alevler dans ediyordu. Helallik istemek ne demek? Ağlamak ne demek? Çaresizlik. Ben sizin yüzünüzü görmeyebilirdim. Gerçekten cehennem ateşini yaşadık. Helalliklerimizi verdik. Çok üzüldüm, çok ağladım. Telefonumdan sadece şunu söyledim: "Açtım ses kaydı attım mahalle grubuna, köyü boşaltın, yangın geliyor." Belki de birbirimize sarılıp, can verecektik. Aşağıya indiğimiz zaman birbirimize yine sarıldık. Bu sefer ise kurtulduğumuz için.“
Bundan sonrası için de oldukça karamsar düşünen Doğançay Muhtarı, yetkililer ne bekliyorsunuz sorusuna ise umutsuz bir başka soruyla cevap verdi. Nisan, “Doğançay’ı tekrar yeşil olarak görebilecek miyiz?” dedi.
Kaynak: HABER MERKEZİ