Edebiyat dünyası, son zamanlarda yeniden “Türk edebiyatı mı, Türkçe edebiyat mı?” sorusunu tartışmaya başladı. Bu tartışma, birçok aydın ve edebiyatçıyı iki farklı cephede birleştirdi. Bir grup, Türk edebiyatı kavramının kullanılmasını savunurken, diğer grup ise Türkçe edebiyat ifadesinin daha doğru olduğuna inanıyor. Bu konuya dair son gelişme, 113 aydın tarafından yayımlanan bir bildiriydi. Bildiride, Türk edebiyatı kavramını savunan aydınlar, dil ve kültür üzerinden yapılan tartışmaların neoliberal ve woke ideolojilerinin bir yansıması olduğunu öne sürdüler.

“Çifte standart” ve terminolojik eleştiriler

Bildirinin hazırlayıcısı, şair Kaan Eminoğlu, yayınladığı metinde, tartışmanın dilsel ve ideolojik boyutlarına dikkat çekti. Şahin, bazı yazar ve şairlerin, diğer milletlerin edebiyatlarını ulusal kimlikleriyle sınıflandırırken, Türk edebiyatı söz konusu olduğunda farklı bir tutum sergilemelerini çifte standart olarak değerlendirdi. Bildiride, “Türk edebiyatı/Türk şiiri” gibi dünya genelinde kabul görmüş bilimsel terimlerin, ırkçılık karşıtlığı adı altında aşırı bir hassasiyetle sorgulanmasının yanlış olduğuna vurgu yapıldı. Bu tür bir yaklaşımın, Türk edebiyatı kavramını küçümseme ve Türkçe diline yönelik olumsuz bir bakış açısı oluşturma amacını taşıdığı iddia edildi.

Konuşan Resimler sergisi 10. yılında veda ediyor Konuşan Resimler sergisi 10. yılında veda ediyor

Neoliberal ve woke dayatmaları

Bildiriye imza atanlar, özellikle son yıllarda yükselen neoliberal ve woke akımlarının etkisiyle, Türk edebiyatı kavramının ırkçılıkla ilişkilendirilmeye çalışıldığını belirtti. Şahin ve arkadaşları, Türk edebiyatı teriminin yalnızca bir dilin değil, bir kültürün de yansıması olduğunu ifade ederek, dilsel ve ulusal kimliğin birbiriyle örtüşmesinin doğal bir durum olduğunu savundular. Bildirinin metninde, bu tür ideolojik dayatmaların, edebiyat dünyasında kavram kargaşasına yol açarak, Türk edebiyatını haksız yere küçümseme amacı taşıdığına dikkat çekildi.

Edebiyat dünyasında derinleşen bölünme

Bu bildirinin yayımlanması, edebiyat dünyasında ciddi bir bölünmeye yol açtı. Bir tarafta Türk edebiyatı kavramını savunan aydınlar, diğer tarafta ise Türkçe edebiyat ifadesinin doğru olduğunu iddia edenler yer alıyor. Tartışma, yalnızca terminolojik bir meselenin ötesine geçerek, kültür ve kimlik kavramlarını da sorgulayan bir boyut kazandı. Bu ayrılık, edebiyat çevrelerinde uzun süre gündemde kalacağa benziyor.

İmza atan aydınlar

Bildiriyi yayımlayan aydınlar arasında, ünlü akademisyenler, şairler ve yazarlar yer aldı. İmza listesinde bulunan bazı isimler şunlardır:

  • A. Uzay Karslı
  • Ahmet Tığlı
  • Ali Günvar
  • Ayfer Yurdakul
  • Bülent Güldal
  • Cevat Ok
  • İbrahim Tığ
  • Kaan Eminoğlu
  • Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ
  • Prof. Dr. Can Ceylan
  • Ramazan Çakıroğlu
  • Selma Aydın
  • Şaban Özdemir
  • Tarık Özyıldırım

Bu isimler, bildirinin altına imza atarak, Türk edebiyatının ulusal bir kimlik ve kültürle bağlantılı olduğuna dair görüşlerini ifade ettiler. İmzalanan bildiri, sadece bir terminoloji tartışmasını değil, aynı zamanda Türk kültürü ve edebiyatı üzerindeki ideolojik ve kültürel baskıları da gözler önüne serdi.

Kaynak: HABER MERKEZİ