Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, kentin çok sayıda doğal afet riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. "İzmir'in afetlere karşı artık hazırlıklı olması şart" diyen Önalan, yalnızca toplantılar ve çalıştaylarla vakit geçirmenin yeterli olmayacağını belirtti.
"Gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor" ifadelerini kullanan Önalan, İzmir’in birinci derece deprem kuşağında yer aldığını ve kent genelinde 17 aktif fay hattının bulunduğunu hatırlattı. Ancak deprem, şehrin tek riski değil. Tsunami, sel ve kuraklık gibi tehditlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen uzman, "İzmir’in altyapısı ve mevcut şehir düzeni bu riskleri kaldıracak durumda değil" uyarısında bulundu.
Mikro bölgeleme çalışmaları neden tamamlanmıyor?
Önalan, 2020 İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması’ndan bu yana geçen 5 yılda somut adımlar atılmadığını öne sürdü. Mikro bölgeleme çalışmalarının yalnızca Bayraklı ve Bornova ilçeleri için yapıldığını, ancak İzmir’in diğer 30 ilçesi için halen bir çalışma yürütülmediğini belirtti.
"İnşaat Mühendisleri Odası, yapı stokunun %35’inin riskli olduğunu açıkladı" diyen Önalan, olası bir depremde bu binaların ciddi hasar alacağını ve büyük can ve mal kayıplarına yol açacağını ifade etti.
Su krizi kapıda
Önalan, İzmir’in yalnızca deprem riskiyle değil, aynı zamanda su kriziyle de karşı karşıya olduğunu söyledi. Kentin en önemli su kaynaklarından Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin %12’ye kadar düştüğünü belirterek, bu durumun önümüzdeki dönemde büyük bir su sıkıntısına neden olabileceğini vurguladı.
Ayrıca, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Master Planı çalıştayının sonuç bildirgesinin kamuoyuyla paylaşılmadığını belirten Önalan, benzer şekilde afet çalıştayından da henüz somut bir sonuç çıkmadığını söyledi.
"Somut adımlar atılmalı" çağrısı
Alsancak bölgesindeki eski yapıların olası bir depremde büyük risk taşıdığını belirten Önalan, bu konuda önlem almak isteyenlerin "felaket tellallığı" ile suçlandığını dile getirdi. Ancak, şehirdeki ciddi risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen uzman, "Bu kent artık sadece toplantılarla vakit kaybedemez. Somut ve net adımlar atılmalı" ifadelerini kullandı.
Merkezi yönetim ve yerel yönetimler birlikte hareket etmeli
Önalan, yalnızca yerel yönetimlerin değil, merkezi hükümetin de bu süreçte sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Depremlerin siyasi ayrım gözetmediğini ve herkesin bu konuda birlik olması gerektiğini vurgulayan Önalan, tüm ilgili kurumların el ele vermesi gerektiğinin altını çizdi.