Çernobil faciasının yıldönümünde basın açıklaması yapan Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), ülkemizin deprem kuşağında yer aldığına dikkat çekerek, herhangi bir depremde nükleer santral projeleri nedeniyle karşı karşıya kalınabilecek felaketler nedeniyle uyarıda bulundu. EGEÇEP Eş Sözcüleri Süleyman Eryılmaz ve Seval Ekşici’nin yaptığı açıklamada; “Depremlere, tüm uyarılara rağmen hazırlıksız yakalanan ülkemiz, yeterli önlem almayan, yeterli ve etkili denetim yapmayan yöneticiler yüzünden kaotik bir ortam yaşanıyor. Hal böyleyken toplum, Türkiye’nin ilk nükleer santralinin inşa edildiği Akkuyu için derin bir endişe taşıyor. Bu endişenin nedeni, Kahramanmaraş depremleri, 200- 300 km uzaklıkta bile büyük yıkımlar yaratmışken, Akkuyu yakınlarında oluşabilecek deprem veya depremlerle Nükleer Santralin nasıl etkileneceği, yüzlerce kilometre uzaklara kadar radyasyon yayılabileceği kısaca, çok daha büyük yıkımların oluşabileceğidir. Çünkü bu depremler bize, deprem kuşağındaki ülkemiz için nükleer santral yapımının ne kadar tehlikeli olabileceğini de göstermiştir” denildi.

ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE KARDIR

EGEÇEP Eş Sözcülerinden yapılan açıklamanın devamında şu noktalara değinildi:

“Her ne kadar Nükleer santrali inşa eden şirket, son depremlerden etkilenmediklerini açıklasa da ve 9 büyüklüğündeki bir depreme bile dayanacak şekilde yapıldığını iddia etse de bunun herhangi bir garantisinin olmadığı biliniyor. Üstelik, sadece santral binasının sağlamlığı, depremde santralin güvenli olacağı garantisini veremiyor. Çünkü, bina depremde zarar görmese bile enerji ve su tesisatlarındaki küçük bir arıza, santralin patlamasına yetebilecektir. Bunun örneği, Fukuşima’da çok acı bir şekilde yaşandı. 250 km uzaklıktaki depremin, nükleer santral soğutma sisteminde oluşturduğu bir arıza, Fukuşima faciasının yaşanmasına neden oldu. Benzeri bir olayın Akkuyu’da da yaşanması çok da uzak bir olasılık değildir.

Bilimsel araştırmalar, bu bölgede çok büyük depremler oluşturma potansiyeline sahip fayların varlığını ortaya koymuştur. Bunlar, Nurdağı’ndan başlayıp Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden geçerek Antalya Körfezi’ne kadar uzanan bindirme kuşağı,Hatay’dan geçerek Ölüdeniz’e (Lut Gölü) ve Basra Körfezine kadar uzanan Ölü Deniz Fayı bir diğeri ise Orta Anadolu’dan başlayarak Anamur’a kadar devam eden Ecemiş fay sistemidir. Bu veriler, Akkuyu NGS’nin yapıldığı bölgenin deprem riskinin ne kadar yüksek olduğunu açıkça göstermektedir. Geçmişte, tüm bu fay hatlarının çok büyük depremler ve tsunamiler ürettiği tarihsel kayıtlarda yer almaktadır. Aşağıdaki haritada, belirlenebilen depremlerin tarihleri ve çok tehlikeli depremler üreteme potansiyeline sahip bindirme fayları görülmektedir

Yalnız bunlar değil, DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından Kıbrıs- Anamur arasında gerçekleştirilen deniz sismiği çalışmalarında, Anamur kıyılarına yakın bir alanda, denizin altında Kıbrıs Bindirme Faylarına benzer başka bir fayın varlığını da ortaya koymuştur. Yani, Akkuyu’ya çok daha yakın bir fay daha bulunmaktadır.

Sadece son üç yıl içinde Kıbrıs’ın batısında, 11 Ocak 2022’de Akkuyu’ya 160 km uzaklıkta 6,6 büyüklüğünde, 10 Haziran 2022’de Kıbrıs’ın doğusunda Magosa açıklarında 4,6 büyüklüğünde, 15.04.2020’de Samandağ Kıbrıs arasında Ölü Deniz Fay Hattı paralelinde 4,8 büyüklüğünde deprem gerçekleşmiştir.

Bu depremler, bölgenin ne kadar hareketli olduğunun da bir göstergesidir. Burada, çok büyük deprem ve tsunami olasılığı bulunmaktadır. Akkuyu Nükleer Santralinin soğutma suyunu denizden sağlayacağı biliniyor. Bu bölgede oluşabilecek bir büyük deprem ve tsunamide bu sistemin zarar görme olasılığı çok yüksektir. Bu da bize, depremde soğutma suyundaki arıza nedeniyle oluşan Fukuşima Nükleer Santrali kazasını çağrıştırmaktadır. Çernobil’de, bir deprem olmadı ama insan kaynaklı küçük bir hata, etkisi hala süren ve yüzlerce yıl daha sürecek olan o büyük kazayı oluşturdu.

Çernobil’in yıldönümünde yetkililere sesleniyoruz: Bir depremle çok büyük felaketlere yol açabilecek, milyonlarca insanın yaşamını etkileyebilecek olan Akkuyu Nükleer Santral projesini derhal durdurun. Zararın neresinden dönülse kardır, milyonları riske atmayın.”