Ankara'dan gelen son dakika haberi, Türkiye ekonomi gündemini derinden sarsacak nitelikte. Ekonomiye ilişkin bir dizi kritik düzenlemeyi barındıran ve kamuoyunda "torba yasa" olarak bilinen "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun", Cumhurbaşkanı'nın onayının ardından Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu yeni yasal çerçeve, döviz hareketlerinden vergi sistemine, yatırım teşviklerinden sektörel düzenlemelere kadar geniş bir yelpazede önemli değişiklikler içeriyor ve piyasaların işleyişini yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Özellikle Türk Lirası'nın değerinin korunması amacıyla atılan adımlar, yönetimin ekonomi üzerindeki kontrolünü artıracak yeni mekanizmaları devreye sokuyor.
Piyasaların kontrolü artık Cumhurbaşkanı'nda
Yeni yasanın en çok tartışılan ve dikkat çeken maddelerinin başında, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikler geliyor. Bu düzenleme ile Cumhurbaşkanı'na, ekonomik istikrarın sağlanması ve sermaye hareketlerinin kontrolü amacıyla olağanüstü yetkiler veriliyor. Artık kambiyo işlemleri, yani döviz alım satımı, nakit akışları, hisse senedi ve tahvil gibi menkul kıymetlerin ticareti gibi temel finansal aktiviteler doğrudan Cumhurbaşkanı kararlarıyla düzenlenebilecek veya sınırlandırılabilecek. Yetki alanı sadece finansal piyasalarla da sınırlı kalmıyor. Altın, gümüş gibi kıymetli maden ve elmas gibi değerli taşların ithalatı ve ihracatına yönelik kuralların belirlenmesi de bu yetki kapsamına alınıyor.
Bu yetkilere paralel olarak, kurallara uymayanlar için caydırıcılığı yüksek cezai yaptırımlar da getirildi. Buna göre, yurda izinsiz olarak kıymetli maden, döviz veya sermaye piyasası aracı sokan ya da yurt dışına çıkaran kişilere, eylemleri Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamına girmiyorsa, söz konusu eşyanın piyasa değerinin yarısından başlayıp iki katına kadar varan idari para cezası kesilecek. Eğer bu eylem sadece teşebbüs aşamasında kalırsa, ceza yarı oranında düşürülecek. Ayrıca, gerekli izin belgesi olmadan yetkili müessese gibi döviz alım satımı yapan işletmelere 50 bin liradan 250 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak ve bu iş yerlerinin faaliyetleri bir ay süreyle tamamen durdurulacak. Suçun beş yıl içinde tekrarlanması durumunda ise cezanın üst sınırdan uygulanması ve iş yerinin faaliyetlerinin kalıcı olarak sonlandırılması gündeme gelebilecek.
Otomobil alacaklar dikkat: ÖTV'de deprem etkisi
Paketin vatandaşın cebini en doğrudan etkileyecek kısmı ise otomotiv sektörüne yönelik vergi düzenlemeleri oldu. Bazı fosil yakıtlı ve özellikle hibrit otomobillerin Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrah ve oranları baştan aşağı yeniden belirlendi. Yapılan değişiklikle, motor silindir hacmi ve elektrik motor gücü gibi kriterlere bağlı olarak yeni ÖTV oranları yüzde 80 ile yüzde 220 arasında değişen geniş bir skalaya yayıldı. Bu durum, özellikle yüksek motor hacmine sahip veya ithal hibrit araçların fiyatlarında ciddi artışlar yaşanabileceği beklentisini doğurdu.
Düzenleme, son dönemde popüler olan ve arazi taşıtı sınıfında yer alan kamyonetler için de özel bir hüküm içeriyor. Azami yüklü kütlesi 3.500 kilogramı geçmeyen bu tür araçlar için ÖTV oranı yüzde 50 olarak sabitlendi. Ancak yasanın en kritik noktalarından biri, Cumhurbaşkanı'na tanınan geniş yetki oldu. Yeni düzenlemeye göre Cumhurbaşkanı, araçların motor silindir hacmi, elektrikli araçlar için batarya kapasitesi ve menzil gibi teknik özelliklerini dikkate alarak farklı ÖTV oranları belirleyebilecek. Mevcut oranları üç katına kadar artırma veya tamamen sıfırlama yetkisine sahip olması, gelecekte otomobil fiyatlarının idari kararlarla anlık olarak değişebileceğinin sinyalini veriyor.
Vergi sisteminde köklü revizyon
Yasa paketi, sadece ÖTV ile sınırlı kalmayıp vergi mevzuatının genelinde de önemli değişiklikler içeriyor. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) taşra teşkilatında görev yapan ve yoğun bir tempoda çalışan personel için fazla mesai ücretlerinde önemli bir iyileştirme yapıldı. Saatlik fazla mesai ücreti hesabında kullanılan gösterge rakamı 160'tan 300'e çıkarılırken, bir personelin aylık 50 saatlik fazla mesai sınırı korundu. Bu iyileştirmeden yararlanabilecek personel oranı ise kurumdaki toplam kadronun yüzde 20'sinden yüzde 40'ına yükseltildi.
Vergi istisnaları ve muafiyetler alanında da yeni adımlar atıldı. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı gibi kritik kurumların milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için alacağı bazı ticari araçlar Katma Değer Vergisi (KDV)'nden muaf tutulacak. Benzer şekilde, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait taşınmazların satışı da KDV istisnası kapsamına alındı. Buna karşılık, organize sanayi bölgelerine tanınan genel vergi muafiyeti daraltıldı. Artık bu muafiyet, banka ve sigorta muameleleri vergisini (BSMV) kapsamayacak. Akaryakıt ve doğal gaz ithalatında uygulanan ve teminata bağlanan ÖTV'nin artık KDV matrahına dahil edilecek olması da enerji maliyetlerini etkileyebilecek bir diğer önemli değişiklik olarak öne çıkıyor.
Yatırımcıya hem teşvik hem yeni kurallar
Ekonomi paketinin bir diğer ayağını ise yatırımları özendirmeyi hedefleyen düzenlemeler oluşturuyor. Verimli ve stratejik yatırımların önünü açmak amacıyla Kurumlar Vergisi Kanunu'nda ciddi değişikliklere gidildi. Yatırım teşvik belgesi sahibi firmalar için uygulanan indirimli kurumlar vergisi, artık indirimin kullanılabileceği ilk dönemden itibaren en fazla 10 hesap dönemi boyunca ve yüzde 60 oranında uygulanacak. Yatırımın tamamlanması koşuluyla, geçmiş yıllarda kullanılamayan yatırıma katkı tutarları, gelecek yıllarda yeniden değerleme oranında artırılarak yatırımcının lehine olacak şekilde dikkate alınacak.
Yine Cumhurbaşkanı'na, illeri ve ilçeleri sosyoekonomik gelişmişlik seviyelerine göre gruplandırma ve bu bölgelerde yapılacak yatırımlar için yüzde 50'yi aşmayacak şekilde özel bir yatırıma katkı oranı belirleme yetkisi verildi. Bu, az gelişmiş bölgelere daha fazla yatırım çekmeyi amaçlayan stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, toplam yatırıma katkı tutarının yüzde 50'sini geçmemesi şartıyla, yatırımcının teşvikli yatırımı dışındaki diğer ticari faaliyetlerinden elde ettiği kazançlara da indirimli kurumlar vergisi uygulanmasının önü açıldı.
Teknoloji ve inovasyon odaklı faaliyetler de unutulmadı. AR-GE ve tasarım merkezleri ile teknoloji geliştirme bölgelerinde çalışan personelin ücretlerine yönelik vergi istisnaları yeniden yapılandırıldı. Doktora derecesine sahip olanlar için gelir vergisi kesintisinde yüzde 95, yüksek lisanslılar için yüzde 90 ve diğer çalışanlar için yüzde 80 oranında bir vergi indirimi (terkin) sistemi getirildi. Bu kademeli teşvik modeliyle, nitelikli personelin bu merkezlerde istihdam edilmesi hedefleniyor.
Enerjiden uzaya uzanan düzenlemeler
Pakette çeşitli sektörlere yönelik başka düzenlemeler de yer alıyor. LPG piyasasında rekabeti ve dağıtım kanallarını düzenleyen yeni bir kural getirildi. Buna göre, bir dağıtıcı şirket, başka bir dağıtıcıdan toptan LPG alabilecek ancak bunu üçüncü bir dağıtıcıya satamayacak. Bu kurala uymayanlara önce idari para cezası, iki yıl içinde tekrarı halinde ise lisans iptali gibi ağır bir yaptırım uygulanacak. Vergi denetim süreçlerini dijitalleştiren bir adımla, Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişiklikle, elektronik ortamda koordinat ve fotoğraf bilgisiyle düzenlenen yoklama fişlerinde artık polis, jandarma veya muhtar imzasının aranmasına gerek kalmayacak. Son olarak, Türkiye'nin uzay programına yönelik bir kaynak aktarımı yetkisi de yasalaştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Türkiye Uzay Ajansı bütçesinden Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na 31 Aralık 2025'e kadar ödeme yapma yetkisine sahip olacak.