İnci Ongun - İzmir yaz aylarında ‘orman yangını’ kabusunu ağır şekilde yaşadı. Yeşil alanların, yaban hayatının önemli zarar gördüğü yangının yaraları sarılmaya çalışılırken Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü’nün kararı, herkese şok yaşattı. Müdürlük, yaban hayatın korunmasına yönelik sözlerine rağmen Seferihisar’daki yangından etkilenen alanda “av izni” verdi.
İzmir, bu yaz tarihinin en ağır orman yangınlarını yaşadı. Günlerce devam eden yangınlar kentin önemli yaşam alanlarına büyük zararlar verdi. Yangınlar yaban hayatını da etkilendi; çok sayıda hayvan telef oldu.
Hayvanseverler, yangın sonrası doğal yaşam alanları küle dönen ormanlık alanlarda ulaşabildikleri canlıları kurtardı, beslenmelerine ve tedavilerine destek sağladı.
Yangınların izleri hala gözler önündeyken İzmir Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü’nden gelen karar bölgede şok etkisi yarattı. Müdürlük, Seferihisar’daki yanan bölgesinde “sürek avı izni” çıkardı.
Konuya tepki gösteren sivil toplum kuruluşları, koruma altına alınması gereken hayvanlara yönelik av izninin verilmesini Seferihisar’daki İzmir Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü önünde protesto etti. STK temsilcileri dövizler açarak ormanlara ve yaban hayatına yönelik tutumları kınadı.
Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) Başkanı Fevziye Kanat Özkan ise İzmir Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü Genel Müdürlüğü, yangınlardan etkilenen alanlarda 2025–2026 av dönemi boyunca avlanmanın kesinlikle yasaklanacağı sözü verdiğini hatırlattı. Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı’nın da katıldığı bir tv programında ‘Bu yıl avlar ile ilgili yasak getiriyoruz” sözlerini dile getirdiğini hatırlatan Özkan “Bugün duyurulan bu sürek avı, hem yangından kurtarılan canlılara yönelik ikinci bir felakettir, hem de bakanlığın koyduğu yasağa açıkça aykırıdır. Bizler bu hukuksuzluğa ve vicdansızlığa karşıyız. Yangın bölgelerinde kan değil, yaşam olmalıdır. Açıklanan yasağa aykırı bu vahşete derhal son verilmelidir. Kamuoyunu bu hukuksuzluğa karşı ses olmaya; yetkilileri bu yanlış karardan dönmeye ve hukuku uygulamaya çağırıyoruz.”
Fevziye Kanat Özkan, ormanlarda kan değil yaşam olsun dileklerini her platformda dile getireceklerini sözlerine ekledi.
Yenilenme yıllar sürüyor
Orman yangınların yaban hayatına etkisine ilişkin değerlendirmede bulunan Doğa Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erdem,
"Yangınlar hem olay yerinden kaçamayan hayvanların yaşamını kaybetmesi, yaralanması ve sakat kalmasına hem de yaşam alanlarının tahrip olması ve bunun sonucu olarak besin maddelerinin azalmasına yol açıyor." ifadesini kullandı.
Erdem şu görüşleri aktardı: “Yangından en fazla zarar gören hayvanlar, kısa zamanda uzak mesafeye gidemeyen yılanlar, kertenkeleler ve kaplumbağalar gibi sürüngenler, tavşanlar, fareler, kirpiler ve sincaplar gibi kemirgenler. Orman yangınlarının yaban hayatı üzerindeki diğer bir etkisi de yaşam alanlarının yok olmasıdır. Bozulan habitatın yeniden oluşması özellikle bazı canlılar için uzun yılların geçmesi gerekmektedir. Bu sırada hayvanlar besin, su, barınak ve eş bulma için başka yaşam alanları bulmak ve o habitatlarda yaşayan hayvanlarla rekabet etmek durumunda kalmaktadır. Üreme döneminde yaşanan yangınlarda, pek çok hayvanın eş tutma, çiftleşme ve yuva yapma stresi yaşadığı için o yıl üreme yapmadıkları görülmüştür."
