Dokuz Eylül Gazetesi'nden Mert Yasin Alpdündar'ın haberine göre; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayındaki enflasyon rakamlarını açıkladı. Kurumun açıkladığı verilere göre; ekim ayında TÜFE yüzde 3,43 artarken, yıllık TÜFE oranı yüzde 61,36’ya çıktı. Aylık bazda 13,73 ile giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Giyim ve ayakkabı grubunu ise sırasıyla yüzde 7,54 ile konut, yüzde 3,51 ile lokanta ve oteller, yüzde 3,20 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 3,08 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 2,67 ile haberleşme, yüzde 2,64 ile sağlık, yüzde 2,60 ile ev eşyası, yüzde 2,26 ile eğlence ve kültür izledi. Yıllık bazda ise en çok artış yüzde 94,12 lokanta ve oteller grubunda görülürken, yüzde 81,30 ile sağlık ikinci sırada, yüzde 80,83 eğitim ise üçüncü sırada yer aldı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde ise yıllık TÜFE artışı yüzde 71,99 oldu. Enflasyonun yükselmeye devam etmesiyle birlikte hayat şartlarındaki zorluklarda giderek artmaya başladı. Vatandaşların alım gücü her geçen gün düştü. Dokuz Eylül Gazetesi’ne konu hakkında açıklamalarda bulunan ekonomistler ise gelecek süreç için daha karanlık bir tablo çizdi. Ekonomist Uğur Gürses, enflasyonun düşmesiyle hayat pahalılığına çözüm gelmeyeceğini söylerken, ekonomide olumlu bir çizgiye dönebilmek için siyasetin demokratikleşmesi gerektiğini vurguladı. Ekonomist Uğur Civelek ise ekonomide bugünleri arayacağımızı ve herkesin tedbirini alması gerektiğini söyledi.
‘ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ DURULMA YAPAY’
Üretici fiyatlarındaki artıştaki durulmanın yapay olduğunu söyleyen Ekonomist Uğur Civelek, “Neden? Döviz kurlarına bakmanız lazım. Bu ayrı bir mesele. Dalgalı kur şeklen öyle. Sürekli kamu tarafından arz arttırılarak kur artışı sınırlandırılmaya çalışılıyor. Muhtemelen yerel seçimlere kadar oy kaybını asgari tutmak için de bu çizgide devam edecekler” ifadelerini kullandı.
‘ENFLASYONLA MÜCADELE GÖLGEDE KALDI’
Civelek, “Ben yerel seçimlerin, siyasi konuların öncelikli olduğunu düşünüyorum. Enflasyonla mücadelenin gölgede kaldığını düşünüyorum. Yerel seçimler sonrasında ne olacağını bilmiyorum. Masallar iyimser yönlendirme lehine ama gerçeğin ne olacağını bilmiyoruz. Küresel konjonktürde daha olumsuzları olabilir sinyalleri veriyor. Bunu bir kenara geçiyorum. Eğer kur kontrollü olmasaydı enflasyon çok daha yukarılarda olurdu. Başta üretici olmak üzere şu an baskılanıyor. Daha ne kadar baskılanacağımızı bilmiyoruz. Onun için enflasyon, bu baskılama ile devam ederseniz biraz geri kademeli artış hızı durulur. Önümüzdeki yıl da gerileyebilir, hedefe yaklaşabilir. Ancak kuru baskılayacak enerjimiz artık yok” diye konuştu.
‘TÜRKİYE HIZLA YOKSULLAŞIYOR’
“Hesapladığımız enflasyonda zorunlu ihtiyaç maddelerinin tartısı düşük ama bu gerçeği yansıtmıyor” diyerek sözlerine devam eden Civelek, “Türkiye hızla yoksullaşıyor. Zorunlu ihtiyaç maddelerinin fiyat artışları, özellikle gıda, bu açıklanan rakamlardan çok yüksek. O nedenle ben Türkiye'deki şu an yaşanan fiili enflasyonun özellikle gıda maddelerinde devam edeceğini, yoksullaşmayı hızlandıracağını, açıklanan enflasyon rakamlar ile yaratılmaya çalışılan olumlu beklentilerin maya tutmayacağını düşünüyorum ve kuru da bu seviyelerde tutmamız çok zor” diye vurguladı.
‘ENFLASYON ÖNÜNE ÇIKANI EZER GEÇER’
Gelecekteki ekonomik koşullar hakkında iyimser ve kötümser olmak üzere iki ayrı senaryo çizen Uğur Civelek, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
İlk senaryo; Gazze'deki belirsizlik büyümüyor. Dünyada borçlanmayı olumsuz etkileyen hiçbir şey yaşanmıyor. Her şey normalleşiyor. Türkiye borç bulabiliyor. Kur artışı sınırlı. En iyimser varsayım ile enflasyonun ivmesini kaybetmeye başladığını söyleyebilirsiniz. Bunun gerçekleşme olasılığı yüzde beş, ondan fazla değil. Ama diğer senaryo. Gazze'deki olup bitenler büyür, Ortadoğu'da gerginlik artar. Petrol fiyatları 150 dolara doğru koşarsa dünyada da enflasyon artar, dünyada da riskten kaçınma hızlanır. Bizde de kur artışını kimse kontrol edemez. O zaman enflasyon gittikçe canavarlaşır. Önüne çıkanı ezer geçer.”
‘BUGÜNLERİ ARAYACAĞIZ’
Ekonomik koşullar anlamında bugünlerin aranacağını sözlerine ekleyen Civelek, “Bizim son 20 yıldaki kılavuzumuz ortada. Bunun bedelini halk ödeyecek. Yani bugünleri arayacağız. Çok arayacağız. Herkesin ona göre hesabını, kitabını, tedbirini almaya çalışması lazım. Alabiliyorsa eğer” diye belirtti.
‘TEK BAŞINA PARA POLİTİKASI YETERLİ DEĞİL’
Enflasyonun düşmesiyle hayat pahalılığına çözüm gelmeyeceğini söyleyen Ekonomist Uğur Gürses ise “Satın alma gücünü kaybettikten sonra yerine koyması uzun zaman alır. Bunun düzelmesi için tek başına para politikası yeterli değil” diye konuştu.
Türkiye’de ekonomik olarak düzlüğe çıkabilmek için yapılması gerekenleri söyleyen Gürses, “ Siyasetin normalleşmesi gerekir. Siyasetin demokratik bir çizgiye gelmesi gerekir. Demokratik değerlere dönüş, hukukun üstünlüğüne dönüş, temel hak ve özgürlüklerin özgürce kullanılabilmesi gerekir. Türkiye’de ekonominin iyi diyebileceğimiz bir çizgiye gelebilmesi için siyasetin normalleşmesi gerekiyor. Ekonomi politikasında yapılanlar veyahut faizlerin yükseltilmesi ile hiçbir şey düzelemez” dedi.