İzmir Barosu, Alsancak'ta elektrik kaçağı sonucu meydana gelen trajik ölümlerle ilgili olarak dava açtıklarını duyurdu. Geçtiğimiz hafta yaşanan yoğun yağışların ardından, elektrik kaçağı nedeniyle iki vatandaşın hayatını kaybetmesi üzerine baro harekete geçti.

 İzmir'in Alsancak semtinde şiddetli yağışlar sırasında Kıbrıs Şehitler Caddesi'ni kesen bir sokakta Özge Ceren Deniz ve ona yardım etmek isteyen İnanç Öktemay adlı iki yurttaş elektrik akımına kapılarak yaşamlarını yitirdi. İzmir Barosu, bu olayın ardından hukuki süreci başlattı ve olayın takipçisi olacaklarını ifade etti. 

İzmir Barosu, devletin en temel görevi olan yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve ihmalin ötesinde ağır kusurların bulunduğunu vurguladı. Bu olay, İzmir'in en yoğun yaya trafiğine sahip bölgelerinden birinde meydana geldi ve güvenli yaşam hakkının ihlal edildiğini gösterdi. Baro, devletin özelleştirme politikalarının insan hayatını tehlikeye attığını belirterek, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesinin getirdiği risklere dikkat çekti​. 

Baronun açıklaması şöyle;

"

İzmir’de 12.07.2024 Cuma günü akşam saatlerinde yaşanan şiddetli yağış sırasında, Alsancak Kıbrıs Şehitler Caddesi’ni kesen bir sokakta Özge Ceren Deniz ve ona yardım etmek isteyen İnanç Öktemay adlı iki yurttaşımız, elektrik akımına kapılarak yaşamlarını yitirmişlerdir.

Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin oluşturduğu teknik heyetin olaya ilişkin ilk tespitleri ile olayın gerçekleştiği sokakta trafo merkezlerinden dağıtım panosuna giden kablolarda izolasyon hatası olduğu belirlenmiş, elektrik şebekesinde su taşkınlarına karşı alınması gereken önlemlerin ihmal edildiği anlaşılmıştır.

Devlet, en temel hak olan yaşam hakkını korumakla yükümlü iken, bugün geldiğimiz noktada ihmalin ötesinde ağır kusuruyla iki yurttaşımızın ölümüne sebep olmuş, yüzlerce kişinin yaşamını da tehlikeye atmıştır. İzmir’in en yoğun yaya hareketliliğinin olduğu bu bölgesinde yaşanan bu olayla, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkımızın elimizden alındığı, artık hiçbirimiz için güvenli bir alanın kalmadığı açıkça ortaya çıkmıştır.

Devlet, birincil yükümlülüğü olan yaşam hakkı ile doğrudan bağlantılı olan kamu kurumlarını ve kamu hizmetlerini özelleştirerek, insan yaşamını, doğayı kar amacı güden şirketlerin eline bırakmaktadır.

Yaşanan rant ve talan düzeninde:

Kömür işletmelerini özelleştirirseniz, Soma’da, Ermenek’de, Amasra’da yüzlerce maden işçisinin ölümü kaçınılmazdır.

Elektrik üretimini özelleştirirseniz, İkizdere’de, Akbelen’de binlerce ağacın kesilmesi gerçeği ile yüzleşirsiniz.

Elektrik dağıtım işini özelleştirirseniz, yaşanan olayda olduğu gibi canlarımızın ölümüne sebep olursunuz.

Elektrik dağıtım işi bir kamu hizmeti olup bu hizmetin yürütülmesi özel dağıtım şirketlerine bırakılmıştır. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi, şirketlerin daha fazla kar elde edebilmek adına düşük nitelikli hizmet vermeleri ve gerekli önlemleri alacak yatırımları yapmamakta ısrar etmeleri, her biri kaza değil cinayet olan bu faciaların yaşanmasına sebep olmaktadır.

Devletin bu şekilde yükümlülüğünden kurtulması ise mümkün değildir. Söz konusu şirketlerin devlet eliyle sürekli olarak denetlenmesi gerekmekteyken defalarca yapılan uyarılar ve şikayetler dahi göz ardı edilmiştir.

Elektrik dağıtım işindeki özelleştirmelerin bir an önce iptal edilmesi, denetimlerin acilen yapılması ve bir an önce gerekli önlemlerin alınması zorunludur.

Yaşamlarını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, sabır ve dayanma gücü diliyoruz.

İzmir Barosu olarak sorumlular hakkında yapacağımız suç duyurusunun ardından, tüm meslektaşlarımızı ve yurttaşlarımızı, 16.07.2024 Salı günü saat 18.30’da cinayet mahallinde, olayın gerçekleştiği yer olan Alsancak Enver Dündar Başar Sokak`da buluşarak,  yaşam hakkımızı hiçe sayanlara karşı, birlikte sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz.

Tüm sorumluların ortaya çıkarılması, yargılanmaları ve en ağır cezaları almaları için soruşturma ve dava sürecinin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.

Saygılarımızla."

Kaynak: HABER MERKEZİ