MERT YASİN ALPDÜNDAR - Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), ‘9 Mayıs Avrupa Günü’ kapsamında Global İlişkiler Forumu (GİF) İcra Komitesi Başkanı, emekli Büyükelçi Selim Yenel’i ağırladı. ESİAD Dernek Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda “Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri” konulu bir konferans veren Yenel, Türkiye’nin son dönemlerdeki gelişmelerle birlikte artık Avrupa Birliği (AB) üyeliği beklememesi gerektiğini söyledi. Yenel, AB yapılarının nüfusa dayalı olduğu bilgisini verirken, “Türkiye’yi almayacaklar, çünkü nüfusu çok büyük. Almanya ve Fransa kadar söz sahibi olacağız. Bunu istemiyorlar. Koşullar bize göre farklı. Mümkün olduğu kadar bizi mesafede tutmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise, "AB sürecini ve AB’ye uyumu ülkemizin her alanda gelişmesi bakımından önemli bir çıpa olarak görüyoruz" dedi. 

‘YUNANİSTAN İLE BİRLİKTE BAŞVURMALIYDIK’

AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerinde 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın sonrasındaki yapılan hatanın çok kritik olduğunu söyleyen Yenel, , “Soğuk Savaş döneminde, 1974 yılı sonrasında büyük hatalar yapıldı. Ve o hatanın sonucunu hala yaşıyoruz. Bu dönemde Yunanistan AB üyeliği başvurusunda bulundu. Soğuk Savaş ortamında Yunanistan gibi biz de başvuruda bulunmuş olsaydık, o savaş ortamında farklı bir sonuçla karşılaşırdık. Aklımız sonradan başımıza geldi” ifadelerini kullandı

*GİF İcra Komitesi Başkanı, emekli Büyükelçi Selim Yenel

‘İLİŞKİLER GİDEREK KÖTÜLEŞTİ’

Türkiye ve AB ilişkilerinin düzelmemekle birlikte daha da kötüleştiğini söyleyen Yenel, “Adalet, hukuk, demokrasi konusunda haklı eleştirileri var. Ama başka birçok boyut da var. Türkiye- AB makası neredeyse kopmak üzere. AB herkes gibi seçim sonuçlarını bekliyor. Eğer hükümet değişikliği olursa, hukukun üstünlüğü gelir ve demokrasiye kavuşursak ilerleme olabilir. Ama bu ilerleme sınırlı olacaktır. Üyelik gibi bir beklentiye girmemeliyiz. Türkiye’nin kültürel, tarihi, dini boyutu var tabii ama en önemlisi nüfus boyutu var. AB’deki yapılar nüfusa bağlıdır. Türkiye’yi almayacaklar, çünkü nüfusu çok büyük. Almanya ve Fransa kadar söz sahibi olacağız. Bunu istemiyorlar. Koşullar bize göre farklı. Mümkün olduğu kadar bizi mesafede tutmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Türkiye’nin AB’ye ancak AB’nin, üyelik sisteminin ve yapılarının değişmesi sonucunda üye olabileceğini aktaran Yenel, “AB de bir çıkış yolu arıyor hem Ukrayna hem Türkiye hem de İngiltere’yi nasıl bağlayacağız diye. Üyelik hedefinden vazgeçmeyelim ama beklemeyelim de” diye söyledi.

‘EŞİT BİR İLİŞKİ İÇERİSİNDE OLUNMALI

’Yenel, “Hukuk, adalet ve demokrasi anlamında Türkiye’de değişiklik olursa olumlu bir hava olacaktır. Vize muafiyetinde adım atmamız lazım. 6 kriter kaldı. İş burada bitmiyor tabii. Biz vazifemizi yapsak bile komisyon yeşil ışık yakmalı, üye ülkeler de onaylamalı ardından oy çokluğu sağlanmalı. AB Parlamentosunun da onayı gerekiyor. 3 aşamalı bir yoldan geçeceğiz. Türkiye demokrasiye gerçekten dönerse AB Parlamentosunun bakışı değişebilir. Bunun ardından Gümrük Birliğinin modernleşmesi geliyor. Yeşil dönüşüm, dijital ekonomi bunların içinde yer alıyor. Yeni bir yol haritası çizilmeli. Gümrük Birliğinin modernleşmesi zaman alacak. Ve diyalog çok önemli. Bizim aramızda işbirliği yok. AB’nin de adım atması gerekiyor. Biz Batıya yönelik bir tercih yaptık ama Batı bizi anlamadı. Türkiye’nin dönüşümünü anlayamadı. Bizi sadece ihtiyaç olduğu için tolere etmişler. Ama ihtiyaç kalktıktan sonra ne uzakta ne yakında tutuyorlar. Türkiye’de hangi iktidar başta olursa olsun üyelik bir yana AB ile düzgün ilişkiler içine girilmesi lazım. AB’den yaralanacağımız çok unsur var. Eşit bir ilişki içinde olmamız lazım. Ama şu an eşitlik yok” diye vurguladı.

'AB UYUMU ÜLKEMİZİN GELİŞMESİ İÇİN BİR ÇIPA'

ESİAD olarak kuruldukları günden  bu yana AB üyeliğini ve her alanda AB normlarına uyumu Türkiye’nin vazgeçilmez hedefi olarak gördükleri ifade eden ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise “Türkiye-AB ilişkileri uzun ve köklü bir geçmişe sahip. AB ile ortaklık ilişkisinin kurulması 60 yıl, gümrük birliğinin oluşturulması 28 yıl, üyelik müzakerelerinin başlaması ise 18 yıl öncesine dayanıyor. Katılım süreci bakımından Türkiye’yi, “the most senior candidate country” olarak tanımlamak son derece uygun. Bu ifade aslında hem bir sitem içeriyor, hem de her iki tarafın vazgeçilemez ortaklığını anlatıyor. AB sürecini ve AB’ye uyumu ülkemizin her alanda gelişmesi bakımından önemli bir çıpa olarak görüyoruz.” diye belirtti.

AB ile ilişkilerin en somut göstergesinin Türkiye’nin dış ticareti olduğunu vurgulayan Zorlu, “AB ile ilişkilerimizin belki de en güçlü ve somut göstergesi ise, dış ticaretimiz. 2022 yılında toplam ihracatımızın yüzde 40,6’sını AB ülkeleriyle gerçekleştirdik.  AB, 2022 yılında Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin yüzde 31,8'ini temsil eden önemli dış ticaret ortaklarından biri oldu. 2022 yılında Türkiye'nin toplam ihracatında AB'nin payı yüzde 40,6 iken, ithalatın payı ise yüzde 25,6 oldu. 2013'ten 2022'ye yıllar itibariyle AB'nin Türkiye ihracatındaki payı yüzde 36,1'den yüzde 40,6'ya yükseldi. Esas itibarıyla, sadece ekonomik ve ticari ilişkiler bakımından değil, AB ile, dış politikadan, enerji arzı ve güvenliğine, sınır yönetiminden istihdam ve göç politikalarına kadar birçok alanda ortak paydaya sahip olduğumuzu söylemek gerekir.” dedi.

*ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu

‘TÜRKİYE’NİN JEOSTRATEJİK ÖNEMİ ANLAŞILDI’

“Ülkemizde ve dünyada çok yoğun ve hızla değişen bir gündemle karşı karşıyayız” diyerek sözlerine devam eden Zorlu, “ Günümüzde jeopolitik, ekonomik ve ticari konular birbirinden bağımsız değil. Son 10 yıldır, gerek yakın coğrafyamızda, gerek küresel anlamda krizler ve sınamalar ile karşı karşıya kaldık. Türkiye küresel düzeyde oynanan güç oyunlarının tam ortasında, özellikle son dönemde hiç gevşemeyen bir düğümün içinde yer alıyor.  Ülkemizi yakından ilgilendiren Suriye Savaşının sonuçları AB ile ilişkilerimize de yansıdı. Mülteci krizi AB’nin korkulu rüyası, Türkiye ise çare bulucu olarak kabul edildi.  Covid-19 krizi tam atlatılamadan, Avrupa kıtası Soğuk Savaş döneminden sonra en ciddi gerginliğe şahit oldu. Yakın coğrafyamızda Rusya-Ukrayna Savaşı yaşandı. Bu süreçte Türkiye’nin jeostratejik konumunun önemi bir kez daha anlaşıldı.” sözlerine yer verdi.

‘AB İLE TUTARLI ADIMLAR ATILMASINI ÜMİT EDİYORUZ’

Zorlu, “Öte yandan, tüm dünyayı ilgilendiren ve etkileri giderek artacak olan iklim değişikliği krizi ile karşı karşıyayız. Bu krizin insan hareketliliğine sebep olacağı artık aşikar. Avrupa Birliği 2050 iklim nötr ilk kıta olma hedefini koyarak Avrupa Yeşil Mutabakatını açıkladı. ESİAD olarak bu konuyu son derece önemsiyoruz. Türkiye ile AB arasında yeşil dönüşüm konusunda her türlü işbirliğinin öncelikle kıtamıza ve doğal olarak gezegenimize fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Gümrük birliğinin yeşil dönüşümü de içerecek şekilde güncellenmesinin tarafların yararına olacağına inanıyoruz. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok yönlü olması, bizi daima bir arada tutmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde, mevzuat uyum çalışmalarına geri dönülmesini, AB ile aramızda somut, yapıcı ve tutarlı adımlar atılmasını ümit ediyoruz. Özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı değerleri üzerine kurulu Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin güçlendirilerek sürdürülmesini ülkemiz için stratejik bir hedef olarak görüyoruz.” dedi.

Editör: Mert Alpdündar