Özge UYANIK- Yeni yılla birlikte iğneden ipliğe zam gelirken, muayene ücretlerine de zam yapıldı. Resmî Gazete’de yayımlanan karar ile şehir ve eğitim araştırma hastanelerindeki muayene ücretlerine yüzde 542 oranında zam yapılarak, ücret 7 TL’den 45 TL’ye yükseltildi.
Eğitim ve Araştırma Hastaneleri muayene ücreti 7 TL'den 45 TL'ye yükseldi. Özel hastanelerin muayene ücretleri ise 15 TL’den 50 TL’ye yükseldi. Böylece muayene katılım paylarına genel hizmet veren devlet hastanelerinde yüzde 233.3, eğitim ve araştırma hastanelerinde yüzde 542.2, üniversite hastanelerinde yüzde 462.5, özel hastanelerde ise yüzde 200 zam yapılmış oldu.
"Üç bin lira istediler, iğne yaptırmadım"
Alsancak Devlet Hastanesi’nde muayene olan hastalar, zamların yükünü sırtlamakta zorlandıklarını dile getirdi.
Emekli Sibel Çelik, uzun süredir gereken bir tedaviyi masraflar nedeniyle yaptıramadığını anlatarak şöyle konuştu:
"Bana bacağında sıvı kaybı var dediler, iğne için istedikleri ücret 3 bin lira. Yaptıramadım. Eve giren maaş 20 bin lira, zaten yarısı da kiraya gidiyor. Normalde 6 ayda bir iğneyi yaptırmam gerek. Üstünden 1 sene geçti hala yaptıramadım. Ağrılarım durulacak gibi değil ancak ovalaya ovalaya geçmesini bekliyorum. Ağrı kesicilerle idare ediyorum. Ağrı kesiciyi de önceden aile hekimine yazdırırım artık onlar da yazmıyor. Bir ağrı kesici bile 150 lira oldu. Bir de üstüne muayene ücretlerine zam gelmiş. Bu zamlar ufak görünse de bizim gibi devamlı hastane yolunu tutan emekliler için çok büyük zorluk."
Hatice Karakoç, sağlık harcamalarının giderek artan bir yük haline geldiğini ifade ederek, "Yaş ilerledikçe hastaneye gitmemiz gerekiyor, bu da sürekli bir masraf yaratıyor. Şu an mesela ağrılarım için eczaneye gittim, ilaç 1000 lira tuttu. Sürekli kullanmam gereken bir ilaç, bu paraları her ay çıkarmak gerçekten zor. Özel hastanelere gitmek zaten bizim için imkansız, o kadar yüksek ücretleri nasıl ödeyebiliriz? Asgari ücretle geçinen biri için bu zamlar gerçekten büyük bir yük, biz emekliler de çok zorlanıyoruz." dedi.
"Devlet hastanelerinde ücret alınmasın"
Devlet hastanelerinde muayenenin ücretsiz olması gerektiğini ifade eden Gülsüm Çetin yılda bir yaptırması gereken bir iğnenin pahalılığına dert yanarak şöyle konuştu:
"Bizi biraz düşünmeleri gerek. Geçindirmemiz gereken bir ailemiz var. Özel hastanelere gidenler zaten masrafı göze alıyor. Bari devlet hastanelerinden ücret alınmasa. Bir ilacımızın parasını devlet karşılasa, üçünü biz veriyoruz. Diz kapağı arasına yapan bir iğnem var. Yılda bir yaptırmam gerek. Ücreti 4 bin lira... Yeni yıl gelince zaten her şeye zam geldi. Bakalım seneye bu iğnenin fiyatı ne kadar olacak? Devletin en azından ilaçları karşılıyor olması lazım ki biz de elimize geçen maaşla gıdamızı, kiramızı ödeyebilelim."
"Vatandaş ücret ödeceğini bizden öğrendi"
İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ücret tahsilinin eczanelere yüklendiğinden bahsederek yaşadıkları zorlukları anlattı:
"Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayan rakamlardan bahsediyoruz. Asgari ücrete %30, emekliye %11-15 arası zam yapılan bir ülkede, muayene ücretlerine %500’ü aşan oranlarda zam yapılıyor.
Bu, keyfi bir harcama değil. İnsanlar zorunda kaldığı için, sağlıklarına kavuşmak için hastanelere gidiyorlar. Hiç kimse hastaneye sosyal bir etkinlik olsun diye gitmez. Vatandaş, muayene ücreti ödemesi gerektiğini genellikle eczaneye gittiğinde öğreniyor. Türkiye’de garip bir sistem var; bu paralar, ilaç alırken eczanelerden tahsil ediliyor.
Burada eczacılar ciddi sıkıntılar yaşıyor. Tahsil edilen paralar eczacıya ait olmadığı için fiş ya da fatura kesilemiyor. Bu durum, eczacının belgesiz işlem yapması gibi bir sorunu doğuruyor. Ayrıca sosyal güvenlik kurumunun bu parayı nasıl topladığı ve nereye harcadığı konusunda da bir belirsizlik var."
"Yılda 500 milyon reçete yazılıyor"
Sağlık hizmetlerine erişimin vatandaş için her geçen gün zorlaşığını anlatan Sayılkan kronik hastalığı olanlara da dikkat çekerek "Eczanelerde kredi kartı ile tahsil edilen bu paralar, büyüyen rakamlar nedeniyle ek sorunlara yol açıyor. Çünkü kredi kartıyla yapılan tahsilat otomatik olarak belgelenmiş oluyor. Bu da eczacıları kendilerine ait olmayan bir para için vergi ve KDV ödemek zorunda bırakıyor.
Yılda 500 milyon reçete yazılıyor. Bunun yarısının devlet hastanelerine giden vatandaşlardan alındığını varsayarsak, bu vatandaşların her birinden ortalama 30-40 TL alınması demek. Bu rakam, özellikle emekliler ve kronik hastalığı olanlar için ciddi bir maddi yük. Eskiden ödenen 5-10 TL’lik muayene ücretleri bile birçok kişi için zorken, şimdi bu ücretlerin daha da artması sağlık hizmetine erişimi neredeyse imkânsız hale getiriyor. Özel hastanelere gitmek, maddi durumu iyi olmayan vatandaşlar için tamamen uzak bir ihtimal." diye konuştu.
TTB: Zamları geri çekin
Türk Tabipleri Birliği, yapılan zamlara tepki göstererek zamların geri çekilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
"Memur ve memur emeklilerine yüzde 11,54, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,75, asgari ücrete yüzde 30 zam yeterli görülürken muayene katılım paylarına yüzde 233,3 ile 542,8 arasında zam yapmak adaletsizliktir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun bile 2023 itibariyle nüfusun ylüzde 30,7'sinin yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olduğunu kabul ettiği, yaklaşık 5 milyon hanede yaşayan 20 milyona yakın yurttaşın sosyal yardımlarla hayatını sürdürmeye çalıştığı, insanlarımızın ciddi şekilde beslenme, barınma, geçim sorunları yaşadığı bugünlerde muayene katılım paylarına yapılan bu fahiş zamlar özellikle kronik hastalığı olan yaşlı ve yoksul hastalarımızın sağlık hizmetine ulaşmasına engel olacaktır.
Aralarında işçi, memur, esnaf, emekli temsilcilerinin de olduğu SGK Yönetim Kurulu’nu sağlık hizmetine erişimi güçleştiren bu zamları geri çekmeye çağırıyoruz."