'YÜZDE 4,5 BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ'
Erdoğan, depremin sebep olduğu ekonomik tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyüme ile istihdamı artırmak ve enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmenin öncelikleri olduğunu ifade ederek, "Bu 3 yıllık dönemde enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Dönem sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız. İnşallah Hindistan'da yapılacak olan G-20 toplantısı işte bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız" dedi.
'ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTECEĞİZ'
Erdoğan, mali disiplinle dezenflasyon sürecinin güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamını iyileştireceğini, ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacağını ifade ederek, "Orta vadede bir taraftan tek haneli enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası izlerken diğer taraftan vatandaşlarımızın özellikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2 milyon 700 bin kişi artmasını ve işsizlik oranının program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikalarımızın merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduk. Bu şekilde ürün ve hizmetlerimizi teknolojik kompozisyonlu iyileştirmeyi hedefliyoruz. İhracatımızı 300 milyar doların, turizm gelirlerimizi ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız. Temel ithalat kalemimiz olan enerjide doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik attığımız hızlı adımların katkısını daha fazla göreceğiz" diye konuştu.
Erdoğan, Ataşehir'deki İstanbul Finans Merkezi'ne değinerek, "Burada doğal gazda, bütün madenlerde; bunların değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl bir çok konuda Londra Borsası varsa, Hamburg Borsası varsa işte bizim finans merkezimin içinde aynı zamanda enerji; ama enerji derken aklımıza elektrik gelmesin. Burada doğal gaz da olacak, maden de olacak, aklımıza enerjinin bütün ürünleri nelerse, bütün bunların pazarlamasının yapıldığı bir yer burası olacak. Yani bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer haline gelecek. Bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bunun çalışmalarını yaparak süratle bu adımı atacağız" dedi.
'İLERİDE CARİ İŞLEMLER FAZLASINA DA ULAŞACAĞIZ'
Erdoğan, 3 yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzden 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngördüklerini bildirerek şöyle konuştu:
"Programdaki iyileşmenin devamı ile ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesi ile ileride cari işlemler fazlasına da Allah’ın izniyle ulaşacağız. Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepeti ile enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek üretim planlaması yapacağız. Yaz sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz. Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan evet; 500 bin ton domates biz sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından bu çok çok önemli." (DHA)