Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da düzenlenen Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumunda yaptığı konuşmada Türkiye’nin aile yapısı, kültürel dönüşüm ve nüfus politikalarına ilişkin önemli mesajlar verdi. Etkinliğin hem Aile Bakanlığı hem de kültür-sanat kurumları açısından ufuk açıcı çalışmalar içerdiğini belirten Erdoğan, tartışmalardan somut sonuçlar çıkmasının önemine vurgu yaptı.
Erdoğan, aileyi “bir okul” olarak tanımlayarak, bu kurumu güçlendirmenin milletin geleceği açısından hayati olduğunu söyledi. Aile yapısındaki zayıflamanın, toplumun tüm katmanlarına zarar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı, aileyi hem kültürel hem de sosyal açıdan korunması gereken temel bir yapı olarak tanımladı.
“Huzurlu aile güçlü millet demektir”
Erdoğan, konuşmasının devamında aileyi merkeze alan klasik söylemini yineleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Aile bir okul hükmündedir. Aileye baktığımızda milleti görüyoruz. Aile güçlenmeden millet-devlet yaşamaz.”
Türkiye’nin büyük medeniyetinin temelinde güçlü aile yapısı olduğunu savunan Erdoğan, toplumun refahının aile içindeki bilinç, ahlak ve dayanışmadan beslendiğini ifade etti.
LGBT karşıtı mesajlar: “En küçük tavize izin vermiyoruz”
Konuşmanın en dikkat çeken bölümlerinden biri ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın LGBT+ karşıtı söylemleri oldu. Erdoğan, “Cinsiyetsizleştirme dayatmaları ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli önlemleri alıyoruz” diyerek hükümetin bu alanda tavizsiz bir politika yürüttüğünü söyledi.
Bu ifadeler, Erdoğan’ın son yıllarda sık sık dile getirdiği toplumsal ve kültürel dönüşüme ilişkin muhafazakâr yaklaşımının devamı niteliğini taşıdı.
Doğurganlık uyarısı: “Bir felaketi yaşıyoruz”
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan en çarpıcı başlık, Türkiye’nin düşen doğurganlık hızı üzerine yaptığı değerlendirmeler oldu. TÜİK’in son verilerine göre doğurganlık hızının 1,48’e kadar gerilemesini “felaket” olarak nitelendiren Erdoğan, sert bir uyarıda bulundu:
“Geleceğimiz açısından alarm zilleri çok yüksek sesle çalıyor.”
Nüfusun artmasına rağmen artış hızının azalmasının ciddi bir risk olduğunu belirten Erdoğan, özellikle genç nüfus oranının düşmesinin uzun vadede ekonomiden sosyal politikalara kadar birçok alanı olumsuz etkileyeceğini söyledi.
“Kadınlar yalnızlaşıyor, yük onların omuzunda”
Erdoğan, değişen çalışma hayatının aile içi roller üzerinde etkiler yarattığını da kaydetti. Kadınların şehir yaşamında giderek daha fazla yalnızlaştığını belirten Cumhurbaşkanı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kadınlar çocuk yetiştirme konusunda eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bölümü kadınların omuzlarında.”
Bu açıklama, Türkiye’de aile içi iş bölümüne dair süregelen tartışmaların bir kez daha gündeme taşınmasına neden oldu. Kadınların hem iş hayatı hem de ev içi sorumluluklar arasında sıkıştığına dikkat çeken Erdoğan, çözüm olarak destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.