Aile hekimleri, Bilimsel yeterliliğine ispatlanmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını gündeme alan ve sağlık hizmetlerini ücretli hale getireceği belirtilen “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği”nin iptalini ve mecliste sunulan yasa taslağının geri çekilmesi talebiyle 2-6 Aralık tarihleri arasında iş bıraktı.
Konak’taki Sağlık İl Müdürlüğü önünde Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Ahmet Kandemir sağlık çalışanları adına açıklama yaptı. Kandemir, Resmi Gazetede yayımlanan “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin” halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştireceğini ilgililere ilettiklerini ve taleplerini kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.
Yönetmeliğin geri çekilmesini beklerken, 25 Kasım 2024 günü Aile Hekimliği Kanununda değişiklikler öngören bir kanun teklifi sunulduğunu belirten Kandemir şöyle devam etti:
“Bu değişiklikler TBMM’de yasalaşacak olursa birinci basamak sağlık hizmetleri piyasa dinamiklerine tam olarak teslim edilecektir. Teklife göre, etkili ve güvenilir olduklarına ilişkin henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamaları aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak gerçekleştirilebilecek. Yüksek maliyetli sağlık hizmetine erişimi olmayan hasta grubunun, etkisi belirsiz bu yöntemlere kamu eliyle yönlendirilmeleri, toplum sağlığına zarar verebilecek bu uygulamalara duyulan güveni yersiz bir biçimde artıracaktır.”
Ücretli raporlar, doktor ile hastayı karşı karşıya getirecek
Halkın sağlığı için birinci basamakta koruyucu tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizen Kandemir, aynı yasa taslağının, aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporları ücretli hale getirdiğine de vurgu yaparak “Bu, aile hekimi arkadaşlarımızı ‘parasıyla değil mi? Raporumu vermek zorundasın’ diyen hastalarla karşı karşıya getirecektir. Bir arkadaşımız haksız rapor isteyen hasta tarafından darp edildi. Ayrıca teklifte, katılım payı artırılmakta, halk cebinden daha fazla ödeme yapmaya zorlanmaktadır. Hasta eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Ancak “Eziyet Yönetmeliği”, sevklerden dolayı aile hekimini gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Bunu kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” diye konuştu.
Sağlık sisteminin sorun yumağına dönüştüğünü ve bunun performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak yönetmelikler ile düzeltilemeyeceğini ifade eden Kandemir, şu talepleri aktardı:
“Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir.
Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.”