Son yıllarda hayata geçirilen Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli kapsamındaki projeler, sağladığı konforun yanı sıra tahsilat yöntemleriyle de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Devletin işlettiği karayollarında bir ihlal gerçekleştiğinde sistem vatandaşa esneklik tanıyıp, e-devlet üzerinden gecikmeli ödeme imkânı sunarken; özel teşebbüsün işlettiği köprü ve otoyollarda süreç çok daha acımasız işliyor. Sürücüler, HGS etiketlerinde o an için yeterli bakiye bulunmadığında, kendilerini bir anda hukuki bir sarmalın içinde bulabiliyor. Özellikle Gebze-İzmir otoyolu gibi yüksek maliyetli güzergahlarda, basit bir bakiye yetersizliği durumu, bilgilendirme eksikliğiyle birleşince binlerce liralık bir borç yüküne dönüştüğü iddia ediliyor.
İddia edilene göre, vatandaşlar, geçiş ihlali yaptıklarını dahi bilmeden, aylar sonra kapılarına gelen tebligatlarla hayatlarının şokunu yaşıyor.
Tek bir gişe geçişi binlerce liralık icra dosyasına dönüştüğü iddiası
Bu sistemsel acımasızlığın son kurbanı ise 12 Ağustos tarihinde söz konusu otoyolu kullanan Hasan isimli bir vatandaş oldu. Gişelerden geçiş yaptığı sırada sistemin "bakiye yetersiz" uyarısı verdiğini fark eden ancak o an ödeme yapamayan sürücü, daha sonra hesabına defalarca yükleme yapmasına rağmen ilgili tutarın tahsil edilmediğini belirtti. Devlet yollarındaki otomatik düşüm sistemine güvenen vatandaş, Otoyol A.Ş. tarafından işletilen bu hatta işlerin farklı yürüdüğünü acı bir tecrübeyle öğrendi. Aradan geçen süre zarfında kendisine ne bir SMS, ne bir e-posta ne de bir telefon araması yapıldı. Sessiz sedasız işleyen süreç, 25 Kasım tarihinde Kocaeli İcra Dairesi üzerinden başlatılan icra takibiyle son buldu. Tek bir geçiş ihlali için vatandaştan faizler ve dosya masraflarıyla birlikte tam 10 bin 600 TL tahsilat yapıldığı iddia edildi.
Telefondaki soğuk duş etkisi: uyarmak zorunda değiliz
Yaşadığı şoku atlatmaya çalışan ve durumu anlamlandırmak isteyen mağdur vatandaş, kurumun müşteri hizmetlerini aradığında ise duyduklarına inanamadı. Neden kendisine bir bilgilendirme yapılmadığını soran vatandaşa verilen yanıt, kurumsal nezaketten uzak ve oldukça sertti. Müşteri temsilcisinin, "Biz özel sektörüz, uyarmak, arayıp bilgi vermek, borcunuz var demek gibi bir zorunluluğumuz yok. Direkt icra takibi başlatmaya hakkımız var" şeklindeki küstah ve umursamaz tavrı, en az ödenen ceza kadar tepki topladı. Bu yanıt, özel otoyol işletmecilerinin vatandaşı bir müşteri gibi değil, adeta cezalandırılması gereken bir borçlu gibi gördüğünü ortaya koydu. Hukuki boşluklardan faydalanan işletmelerin, vatandaşın iyi niyetli ödeme çabalarını görmezden gelerek doğrudan en ağır yaptırım olan icra yoluna gitmesi, vicdanları yaralayan bir boyuta ulaştı.
Mağduriyetlerin bitmesi için acil denetim çağrısı
Olayın mağduru, haksız yere tahsil edildiğini düşündüğü 10.600 TL tutarındaki paranın iadesini talep ederken, yetkililere de önemli bir çağrıda bulundu. Bu tür fahiş cezaların önüne geçilmesi için vatandaşların uyarılmasına yönelik zorunlu bir bilgilendirme sisteminin kurulmasını isteyen vatandaş, müşteri temsilcilerinin de denetlenmesini istedi. "Uyarmak zorunda değiliz" gibi saygısız ifadelerin kurumsal bir şirketin diline yakışmadığını belirten mağdur, gerekli iç denetim mekanizmalarının işletilmesini ve yaptırımların uygulanmasını bekliyor. Bu olay, özel otoyol işletmeciliğindeki denetim eksikliğini ve vatandaşın şirketlerin inisiyatifine nasıl terk edildiğini bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne serdi. Şimdi gözler, benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için yetkili mercilerin atacağı adımlara çevrildi.