Üniversiteye yerleştirme sonuçlarının ardından ortaya çıkan veriler, yükseköğretimde bazı temel alanlarda yaşanan kanayan yarayı gözler önüne serdi. Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı (ÜniAr) tarafından yapılan ve devlet üniversitelerindeki doluluk oranlarını mercek altına alan çalışmaya göre, bu yıl en büyük hezimeti yaşayan bölüm Fen Bilgisi Öğretmenliği oldu. Devlet üniversitelerinde toplam kontenjanı 400'ün üzerinde olan programlar arasında, %29,5'lik doluluk oranıyla son sırada yer alan bu bölüm, adeta öğrenciler tarafından terk edildi. Aralarında Aksaray, Alanya Alâeddin Keykubat, Bayburt, Düzce ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi gibi köklü kurumların da bulunduğu 25'ten fazla üniversitede, Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümlerinin kontenjan hanesine tek bir öğrenci bile yazılamadı. Geleceğin bilim insanlarını yetiştirecek olan öğretmenlerin yetiştiği bu programların bu denli gözden düşmesi, eğitim sisteminin geleceği adına ciddi bir alarm zili olarak yorumlanıyor.
Aksaray'da trajikomik manzara: 3 öğrenciye 1 profesör düşüyor
Fen Bilgisi Öğretmenliği programlarında yaşanan çöküşün en çarpıcı ve trajikomik örneği ise Aksaray Üniversitesi'nde yaşandı. Geçtiğimiz yıl 40 olarak belirlenen kontenjanına sadece 2 öğrencinin yerleşmesi üzerine, bu yıl kontenjan sayısı 10'a düşürülen bölüm, bu sene tek bir tercih bile almayarak tamamen boş kaldı. Asıl dikkat çeken detay ise fakültenin akademik kadrosunda gizli. Bölümün 3. ve 4. sınıflarında eğitimine devam eden 67 öğrenciye karşılık, fakültede 4'ü profesör unvanlı olmak üzere tam 17 akademisyen görev yapıyor. Bu durum, her 3 öğrenciye neredeyse 1 akademisyenin düştüğü, büyük bir kaynak ve emek israfını ortaya koyan bir tablo çiziyor. Yüksek nitelikli akademik kadroların, ders verecek öğrenci bulamaması, sıfır yerleştirme yapılan diğer onlarca üniversitede de benzer bir durumun yaşandığı gerçeğini akıllara getiriyor. Bu durum, öğretmenlik mesleğinin cazibesini yitirmesi ve gençlerin gelecek kaygıları nedeniyle bu alanlardan uzaklaşmasının en somut kanıtı olarak değerlendiriliyor.
İklim krizi kapıda, çevre mühendisi yok
Tercih edilmeyen bölümler listesindeki bir diğer şaşırtıcı başlık ise Çevre Mühendisliği oldu. Tüm dünyanın en büyük gündem maddesi olan iklim krizi, ekolojik felaketler ve sürdürülebilirlik tartışmalarının gölgesinde, bu alanda uzmanlaşacak mühendislere olan ihtiyacın zirve yaptığı bir dönemde, bölümün öğrenciler tarafından rağbet görmemesi bir tezat oluşturuyor. Açıklanan verilere göre, 517 kontenjanı bulunan Çevre Mühendisliği programlarında 129 kontenjan boş kaldı ve doluluk oranı ancak %75'e ulaşabildi. Benzer bir durum, kentsel dönüşüm ve altyapı projelerinin temelini oluşturan Harita Mühendisliği için de geçerli. Bu bölümde de 405 kontenjanın 63'ü boş kalarak, doluluk oranı %84,4'te kaldı. Uzmanlar, bu alanlardaki istihdam olanaklarının belirsizliği ve mezunların özel sektörde ve kamuda yeterli karşılığı bulamamasının, öğrencileri bu kritik mühendislik dallarından uzaklaştırdığını belirtiyor. Bu iki önemli bölümü ise sırasıyla Arkeoloji, Rekreasyon Yönetimi ve Gıda Mühendisliği gibi yine geleceğin ve yaşamın temelini oluşturan diğer programlar izliyor.
Gözler ek tercihlerde: son bir umut var mı?
Üniversitelerde binlerce sıranın boş kalmasıyla birlikte, şimdi tüm gözler ek tercih dönemine çevrildi. İlk yerleştirmelerde herhangi bir programa yerleşemeyen veya daha iyi bir seçenek arayan öğrenciler için son bir şans olan ek yerleştirme tercihleri, 30 Eylül tarihine kadar devam edecek. Bu süreçte, sıfır çeken veya doluluk oranları çok düşük kalan bölümlerin bir nebze de olsa dolup dolmayacağı merak konusu. Ancak uzmanlar, sorunun sadece bir yerleştirme problemi olmadığını, altta yatan nedenlerin (mesleki itibar, istihdam kaygısı, maaş politikaları) masaya yatırılmadığı sürece, gelecek yıllarda da benzer tablolarla karşılaşmanın kaçınılmaz olacağı uyarısında bulunuyor. Bomboş kalan amfiler ve ders verecek öğrenci bulamayan profesörler, Türkiye'nin yükseköğretim planlamasında köklü bir yeniden değerlendirme yapılması gerektiğini acı bir şekilde ortaya koyuyor.