İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün eğitimcilerin mesleki ve kişisel gelişimine katkı sunmak amacıyla hayata geçirdiği Öğretmen Akademileri projesi, kentin kültürel dokusuyla bütünleşen etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Tarihi İzmir Cumhuriyet Müzesi'nin büyüleyici atmosferinde gerçekleştirilen "Felsefe Akademisi" programı, öğretmenleri düşünce tarihinin derinliklerinde bir yolculuğa çıkardı. Think House ve Art At Work platformlarının kurucusu Fırat Devecioğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı etkinlik, hem akademik derinliği hem de güncel yaşama dair sunduğu perspektiflerle dikkat çekti.

Müze Müdürü Erol Keklik ve akademi koordinatörlerinin yanı sıra çok sayıda öğretmenin yoğun ilgi gösterdiği buluşmada, felsefenin sadece teorik bir disiplin olmadığı, aksine yaşamın tam merkezinde yer alan bir rehber olduğu vurgusu yapıldı. Tarihi mekanın ruhuyla bütünleşen bu entelektüel toplantı, öğretmenlere sınıflarının ötesinde, zihin dünyalarını genişletecekleri özel bir alan açtı.

Mutluluk ve başarının filozofça analizi

Programın odak noktasını Fırat Devecioğlu’nun gerçekleştirdiği "Öğretmen Filozoflar: Freud, Schopenhauer ve Bertrand Russell" başlıklı sunum oluşturdu. Devecioğlu, konuşmasında bu üç dev ismin düşünce sistemlerini sadece akademik bir dille değil, günümüzün eğitim, kültür ve mutluluk anlayışları üzerindeki yansımalarıyla ele aldı. Özellikle modern insanın en büyük açmazlarından biri olan "başarı ve mutluluk" dengesi, Bertrand Russell’ın öğretileri üzerinden masaya yatırıldı.

Devecioğlu, Russell’ın mutluluk tanımından yola çıkarak, başarının tek başına mutluluğu getirmediğini, asıl meselenin bireyin iç dünyasında huzuru yakalaması olduğunu belirtti. Yardımlaşma olgusunun evrensel bir değer olduğunu hatırlatan konuşmacı, meslek seçimlerinde sadece maddi kaygıların değil, "sevecen bir duygudan ilham alma" ilkesinin de belirleyici olması gerektiğinin altını çizdi. Bu yaklaşım, öğrencilerine rehberlik eden öğretmenler için yeni bir bakış açısı sundu.

Neşe yetenekle buluştuğunda ortaya çıkar

İnsanın ruhsal yapısını ve duygusal dünyasını analiz eden Devecioğlu, "neşe" kavramına da ayrı bir parantez açtı. Neşenin rastgele bir duygu durumu olmadığını ifade eden Devecioğlu, bir bireyin yetenekleri ile değerlerinin örtüştüğü alanlarda gerçek neşenin filizlendiğini savundu. Bu tespit, özellikle yetenek keşfinin ve yönlendirmenin hayati önem taşıdığı eğitim camiası için kritik bir not olarak kayıtlara geçti.

Ege Üniversitesi'nde yeni dönem: Prof. Dr. Musa Alcı rektörlük koltuğuna oturdu
Ege Üniversitesi'nde yeni dönem: Prof. Dr. Musa Alcı rektörlük koltuğuna oturdu
İçeriği Görüntüle

Sunumun ilerleyen bölümlerinde, Freud'un bastırılmış duyguların ifade edilmesine yönelik devrim niteliğindeki görüşleri ile Jung’un ergenlik dönemine dair derinlikli analizleri de katılımcılarla paylaşıldı. Devecioğlu, Russell’ın rutinler üzerine olan düşüncelerini aktarırken, insan zihninin alışkanlıklar ve yenilikler arasındaki dengesini irdeledi. Her bir filozofun farklı pencerelerden baksa da ortak bir paydada buluştuğu belirtildi.

Şüphe duymak gelişimin anahtarıdır

Etkinliğin en çarpıcı bölümlerinden biri, ele alınan üç büyük düşünürün "şüphe" kavramı üzerindeki birleşimiydi. Devecioğlu, Freud, Schopenhauer ve Russell’ın ortak noktasının, kabul edilmiş doğruları sorgulamak ve şüphe etmek olduğunu vurguladı. Bireyin zihinsel gelişiminin ancak ve ancak sorgulama ile mümkün olabileceğine dikkat çekilen konuşmada, eleştirel düşüncenin eğitimdeki yeri ve önemi bir kez daha hatırlatıldı.

Program, katılımcıların soruları ve karşılıklı fikir alışverişleriyle interaktif bir havada geçti. Etkinliğin finalinde, paylaştığı değerli bilgiler ve sunduğu vizyon nedeniyle Fırat Devecioğlu’na günün anısına plaket ve çiçek takdim edildi. Cumhuriyet Müzesi’nin merdivenlerinde çekilen toplu hatıra fotoğrafı ile sona eren buluşma, öğretmenlerin hafızasında felsefi bir tat bıraktı.

Kaynak: DHA