Suat Toktaş, Kürşad Oğuz ve Barış Pehlivan isimli üç gazeteci, bilirkişiye cevap hakkı tanındığı gerekçesiyle başlatılan bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Savcılık, gazetecilerin tutuklanmalarını talep ederek, dosyayı sulh ceza hakimliğine sevk etti.

Gazetecilerin gözaltı süreci

Soruşturma kapsamında ilk olarak Barış Pehlivan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve Program Koordinatörü Kürşad Oğuz gözaltına alındı. Gazetecilerin savcılıktaki ifadeleri tamamlandıktan sonra, tutuklama talebiyle ilgili hukuki süreç başlatıldı. Savcılık, gazetecilerin "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" ile "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" suçlamaları nedeniyle tutuklanmalarını istedi.

Ece'nin ardından hayati çapraz bulaşma uyarısı! Ece'nin ardından hayati çapraz bulaşma uyarısı!

Soruşturmanın arka planı

Soruşturmanın temelinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği "Turpun Büyüğü" adlı basın toplantısı yer alıyor. İmamoğlu, bu toplantıda bilirkişi Satılmış B. ile ilgili çeşitli iddialarda bulunmuştu. İddiaların ardından, bilirkişi hakkında soruşturma başlatıldı. Daha sonra, Halk TV ve Barış Pehlivan'ın, söz konusu bilirkişiyle yapılan telefon görüşmesini izinsiz kayda alıp paylaştıkları gerekçesiyle soruşturma kapsamı genişletildi.

Halk TV'ye polis operasyonu

Soruşturma kapsamında, Halk TV binasına gelen polis ekipleri, Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş'ı ifade vermeleri için savcılığa götürdü. Gazetecilerin adliyede işlemleri devam ederken, tutuklama talepleriyle ilgili süreç de başlatıldı. Bu gelişmeler, medya çevrelerinde büyük yankı uyandırdı ve basın özgürlüğüne dair endişeleri artırdı.

Basın özgürlüğü tartışmaları

Gazetecilerin tutuklama talebiyle karşı karşıya kalması, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve gazetecilerin çalışma koşullarına dair tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Medya kuruluşları ve insan hakları örgütleri, gazetecilerin tutuklanmasının, haber alma özgürlüğünü engelleyebileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, bu tür soruşturmaların, gazeteciler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılabileceği endişeleri dile getirildi.

Gazetecilerin savunması

Gazetecilerin avukatları, müvekkillerinin mesleki faaliyetlerini yerine getirirken suçlanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Savunma ekibi, soruşturmanın hukuki dayanaklarının zayıf olduğunu ve gazetecilerin tutuklanmasının orantısız bir tedbir olduğunu vurguladı. Ayrıca, gazetecilerin tutukluluk süreçlerinin, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından tehlikeli bir emsal oluşturabileceği uyarısı yapıldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ