9 EYLÜL- Günler kala 99.’sunu kutlayacağımız cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılına merhaba demeye kısa bir süre kala İzmirli araştırmacı gazeteci Sinan Genç ‘İsyanla Başlayan Efsane Göztepe’ eserinde bugüne kadar hiç bilinmeyen, ya da unutulan tarihi bir olayı gün yüzüne çıkarttı.




İzmir’in adı gibi güzel semti Güzelyalı’nın Göztepe’nin cumhuriyetçi gençlerinin ayaklanması sonucunda bu ismi aldığını söyleyen Genç, “Semtin eski adının Reşadiye olduğunu biliyoruz ama nasıl ve kimler tarafından değiştiğini bilmiyorduk. Göztepe’nin isyancı gençleri bu harekatın başrolünü üstlendi. Onlara Göztepe’nin dönemin başkanı Muammer Akar ile Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt büyük destek verdi” dedi.

İŞTE GÜZELYALI HİKAYESİ
31 Mart olayından sonra gelişmeler sonucu 27 Nisan 1909 tarihinde Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilerek yerine kardeşi Reşad’ın, V. Mehmed adıyla geçmesi, şimdiki Güzelyalı olarak adlandırılan Kokaryalı’nın veya Mamuretülhamid’in Reşadiye’ye dönüştürülmesine neden olmuştu. Semtin adının değişmesi sonucunda iskele, vapur, tramvay güzergahındaki ve sokaklardaki levhalarda Reşadiye ismi yazıyordu. Günümüzde Göztepe Spor Kulübü binasının bulunduğu alanda yer alan bahçenin adı da Reşadiye Bira Bahçesi olarak anılırken, bölgede bulunan günümüzdeki 23. ve 90. sokaklar da Reşadiye sokağı adını almıştı. Emrivaki ile sırf padişaha yaranmak için konulan bu isim semt sakinlerince hiç hoş karşılanmamış, Reşadiye ismi bir türlü halk tarafından benimsenmemişti. Ancak ülke zor durumdaydı. Yunan işgali ve Kurtuluş Savaşı yılları semtin isminden çok vatanın bekaası mühim olandı.

GÖZTEPE BAŞKANI GÖZALTINA ALINDI
Savaşın şiddetinin doruğa ulaştığı, gözyaşlarının dinmediği, kanların oluk oluk aktığı, arş-ı âlâyı titreten feryâdın, istiklal ateşine dönüştüğü dönemlerde semtin adı yıllarca Reşadiye olarak kalmıştı. 19 Mayıs 1919’da başlayan Kurtuluş Savaşı 24 Temmuz 1923’te Türk Milleti’nin zaferiyle sona ermişti. Vatan toprakları düşmandan temizlenmişti temizlenmesine ancak Cumhuriyet kurulmasına rağmen semtin adı hala Reşadiye olarak kalmıştı. Bu durum semtte yaşayanları son derece rahatsız ediyor, zaman geçtikçe tepkilerin de dozajı artıyordu. Cumhuriyet’in onuncu yılına ulaştığı dönemde semtin gençlerinin de katıldığı önemli olaylar yaşandı.. Olayların başını ise henüz 7 yaşında olan Göztepe Kulübü’nün yöneticileri ve ona sımsıkı bağlı olan semtin gençleri çekiyordu. “Cumhuriyet şehri İzmir’de hâlâ padişah adını taşıyan bir semtin olması” düşüncesi olayların ana gerekçesiydi. 1932 Şubat ayındaki gerilim aylarca ‘Reşadiye olayları’ başlığıyla gazetelere manşet oldu. Dönemin Göztepe Kulübü Başkanı Muammer Bey (Akar), gençlerin tramvaylardan, iskelelerden, vapurlardan, sokak aralarından söktüğü Reşadiye tabelalarını yeniden takmaya gelen görevlilerle tartıştı. Göztepeli gençler, ‘Reşadiye’ levhalarını çıkarmış, yerlerine ‘Cumhuriyet Yalısı’ levhalarını asmıştı. Yetkililer de gençleri sert müdahale ile durdurmaya kalkınca ortalık karıştı. Bu kargaşa sırasında Göztepe Başkanı Muammer Bey de Müddeiumumi (Savcı) Asım Bey ile tartışmış ve bu tartışma büyüyünce ceza evine konulmuştu. Gerekçe Savcı Asım Bey’i tahkir etmek (onuruna dokunmak) ve darp etmekti.. Muammer Bey’i avukat olarak Ömer Fuat Ak, Ömer Cevdet ve sonradan Göztepe başkanlığı yapacak olan Murat Bey savundu. Göztepeli gençler ve semt ahalisi başkanlarının gözaltına alınmasına büyük tepki gösterdiler. Mahkeme uzunca süre sürdü. Muammer Bey bir süre ceza evinde yattıktan sonra 50 lira kefaletle serbest bırakıldı ama gerilim dinmedi.

GÖZTEPE’NİN FAHRİ BAŞKANI BOZKURT
Olayların yaşandığı dönemde Sabık Adliye Vekili (Eski Adalet Bakanı) ve İzmir Mebusu (Milletvekili) Mahmut Esat Bozkurt Göztepe yönetimini ve gençlerini bu mücadelede yalnız bırakmadı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Ekonomi ve Adalet Bakanlarından Mahmut Esat Bozkurt, Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok güvendiği devlet adamlarından birisiydi. Atatürk’ün Bozkurt soyadını verdiği Mahmut Esat Kurtuluş Savaşı sonrasında da yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli aktörlerinden birisi oldu. 1923’ten 1943’e kadar milletvekili olarak görev yapan Mahmut Esat, Adliye Vekilliği (Adalet Bakanlığı) döneminde, Türk hukukunun temellerini atan bir kişiydi. Onun döneminde 17 Şubat 1926’da Türk Medeni Kanunu, 1 Mart 1926’da Türk Ceza Kanunu, 19 Nisan 1926’da Kabotaj Kanunu, 22 Nisan 1926’da Türk Borçlar Kanunu, 29 Mayıs 1926’da Türk Ticaret Kanunu, 18 Haziran 1926’da Türk Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu gibi Türk hukuk sisteminin temel yasaları hazırlanarak yürürlüğe girdi.

REŞADİYE NASIL GÜZELYALI OLDU
Mahmut Esat Bozkurt, Göztepe’yi ve Cumhuriyetçi Göztepelileri çok seviyordu. Dönemin Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz ile gençleri toplayarak semtin yeni adının “Güzelyalı” olacağını açıklayınca olaylar biraz olsun dindi. Sorun İzmir Belediye Meclisi’nin 3 Şubat 1936 Pazartesi günkü toplantısında kesin karara bağlandı ve semtin adının Güzelyalı olması resmen kabul edildi. İsyanla kurulan Göztepe’nin genç isyankarları yine hedefine ulaşmıştı. O zamanlar İzmir’e bağlı olan Kuşadası’nın Milletvekili Mahmut Esat Göztepe’ye yaptığı desteklerden dolayı yönetimce ‘Fahri Başkan’ ilan edildi.

TİFO SALGININI ÖNLEYEN ADAM
Mahmut Esat Bozkurt’un Göztepe’ye ilgisi eşi Feheda Bozkurt ‘tan (1905- 1978) kaynaklanıyordu. Bozkurt’un 1905 yılında İzmir’de doğmuş olan eşi Feheda Hanım, İzmir’in köklü ailelerinden Menekşelizade Dr. Hüsnü Bey ile Katipoğullarından Beyza Hanım’ın kızıydı. 1899-1900 yıllarında Göztepe semti şiddetli bir tifo salgınına tutulmuştu. Birçok can kaybı yaşanıyordu. Hastalığın kente yayılmasından korkuluyordu. Feheda Hanım’ın babası Doktor Hüsnü Bey hastalıkla öylesine fedakarca ve öylesine başarılı bir şekilde savaşmıştı ki, bir ay içinde tifodan eser kalmamıştı. Kentin Türk ve yabancı gazeteleri bu genç ve zeki Türk doktorunu uzun süre manşetlerinde alkışlamışlardı. Göztepeliler Hüsnü Bey’i, Hüsnü Bey ve ailesi ise Göztepelileri çok seviyordu. Mahmut Esat da Feheda Hanım’dan bildiği Göztepe’ye özel sempati duyuyordu. Mahmut Esat, Cumhuriyet’in yılmaz bekçileri Göztepeli gençlerden çok etkilenmiş, kendisini Göztepe’nin mücadelesinin içinde bulmuştu.

CUMHURİYET MARŞIYLA KULÜBE GİTTİLER
Ertesi gün eski Adalet Bakanı, o zamanlar İzmir’e bağlı Kuşadası’ndan milletvekili olan Mahmut Esat Bey Anadolu Gazetesi’ndeki köşesinde aynen şunları yazıyordu: “İzmir gençliği saltanat ve hilafet hatıralarını yaşatan en küçük izlerin bile yok edilmesini istedi. Vapur iskelesindeki ve tramvaylardaki ‘Reşadiye’ yazısını indirdiler ve yerine ‘Cumhuriyet Yalısı’ tabelasını koydular. Vali Paşa’ya ve belediye Reisi’ne mektup göndererek kararlı olduklarını dile getirdiler. Gençler karakolda ifade verirken arkadaşları dışarıda Cumhuriyet Marşı’nı okudular. İşte inkılabın ruhundan fışkıran ak çağlayanlar gibi taşan bir hareketi ona Gazi Şef’in emanet ettiği genç Türk nesli ifade etti. İzmir’in öz Türk gençliğine çok yaraşan bu asil hareketi hürmetle selamlarım. Yaşasın İzmir gençliği… (Anadolu Gazetesi-Mahmut Esat) (27 Şubat 1932)

GÜZELYALI AYAĞA KALKTI
Yeni Asır Gazetesi’nde çıkan haberde ise şunlar yazıyordu: “İstihbaratımıza göre karakolda toplanan gençler serbestilerini aldıktan sonra topluca Cumhuriyet Marşı terennüm ederek Göztepe Spor Kulübü’ne gelmişlerdi. Gençler halk tarafından alkışlarla karşılanmıştır. Muammer Bey’in başkanlığını yaptığı Göztepe yönetimi ise Sabık Adliye Vekili (Eski Adalet Bakanı )ve İzmir Mebusu (Milletvekili) Mahmut Esat Bozkurt’u ‘Fahri Başkan’ olarak atadıklarını açıklamıştır…” (Yeni Asır 27 Ocak 1931) Büyük uğraşlar sonucunda Reşadiye ismi sokaklardan, tramvaylardan ve vapur iskelelerinden çıkarıldı, o dönem kanunlar gereği Cumhuriyet ismi semtlere sokaklara verilemediği için Kokaryalı olarak kaldı. 3 Şubat 1936’da ise semtin adı Güzelyalı olarak kayıtlara geçti. Gazetelerin yazdığı gibi Cumhuriyet’in yılmaz bekçileri taa o zamanlar Göztepe’nin sadece bir kulüpten ibaret olmadığını cümle aleme göstermişti…