9 EYLÜL - 9 Eylül Gazetesi'nden Murat Ervin'in haberine göre, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kanuna göre, vatandaşlara ait olup üst üste 2 yıl ekilmeyen tarlaları devlet başkalarına kiralayacak. Devlet tarafından belirlenecek kira bedeli ise tarla sahibine verilecek. Kiralayanların yetiştirebilecekleri ürün veya ürün grupları ise Bakanlık tarafından belirlenecek. Tarım Yazarı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, mülkiyet hakkının Anayasa güvencesi altında olduğunu ve bu yasanın mülkiyet hakkına aykırılık oluşturacağını kaydetti. Kaymakçı, “Boş kalan tarlayı başka kişilere, şirketlere kiralayacaklarına bu tarlalar neden ekilmiyor diye araştırmak lazım. Neden çiftçi üretimden kaçıyor deyip gereken önlemleri almaksızın bu tür yasaların çıkarılmasını doğru bulmuyorum” diye konuştu.

'ACİLEN DEĞİŞMELİ'

Türkiye'de çiftçilerin yüzde 23'ünün üretimi terk ettiğini aktaran Kaymakçı şunları söyledi: “Üretmenin maliyeti çok yüksek olduğundan köylü para kazanamıyor. Diğer bir neden ise üretici ile tüketici arasındaki pazarlama kanalının düzgün çalışmaması. Dolayısıyla ürünler tarlatan tüketiciye gelene kadar bir kaç el değiştirip zamlanıyor. Tarlada 2.5 TL olan limonın pazarda 15 TL'den satılmasının nedeni aradaki aracıların para kazanıyor olmasından. Acilen tarım politikaları yeniden düzenlenip küçük ve orta büyüklükteki tarım işletmelerinin desteklenmesi şart.”

'DOMATESİ, BİBERİ BİLE'

Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin vahim sonuçlara neden olacağını söyleyen Çiftçi Sen Genel Sekreteri Adnan Çobanoğlu, bu kanunla hangi tarlada hangi ürünün yetiştirileceğine devletin ve büyük arazi sahiplerinin karar vereceğini kaydetti. Çobanoğlu, “Yani yazın kendi tarlanda domates, patlıcan, biber, patates yetiştiremeyeceğiz. Sanki kaçakçı gibi gizli, saklı şekilde domatesimizi, patlıcanımızı yetiştirmek zorunda kalacağız. Eğer onların dediği ürünü yetiştirmezsen cezalarla karşı karşıya kalınacak. Bu cezalar 2 yıl boyunca tarlaya el koymaya kadar gidebilecek” dedi.

'MARKETLERE YARAYACAK'

Diğer bir sorunun da sulama konusunda yaşandığını kaydeden Çobanoğlu, “Üretici Birlikleri Yasası ile suyun ne zaman kullanılacağına büyük arazileri olan tarla sahipleri karar verir hale geldi. Örneğin bir ilçede silajlık mısır üretimi yapılmasına karar verildiyse o ürünün periyoduna uygun olarak arazilere su veriliyor. Başka bir üretim yapanların o suyu kullanma imkanları oldukça azalıyor” diye konuştu. Yasaya göre arazisi büyük olanın oy hakkının daha fazla olduğuna dikkat çeken Adnan Çobanoğlu, “Böyle olunca da, örneğin 100 dönüm tarlası olan söz sahibi oluyor ve ürün desenini onlar belirliyor. Zincir marketler ve endüstriyel üretim yapanlar çok büyük arazilere sahip olduğu için kendileri için hangi ürün lazımsa onun yetiştirilmesine karar veriyor; 5-10 dönüm tarlaya sahip küçük üretici ise buna uymak zorunda bırakılıyor. O nedenle yasanın uygulanmasıyla ilçelerde, kentlerde tarımsal ürün desenleri yok olacak” ifadelerini kullandı. 

SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?

Hazırlanacak uygulama ile üreticiler sahip oldukları tarlanın bilgilerini sisteme girecek. Çiftçi Kayıt Sistemi'nde kayıtlı olan arazilerin de olacağı sistemde söz konusu tarlada ne yetiştirebileceğine dair bilgiler yer alacak. Örneğin ülkenin ihtiyacı doğrultusunda yeterince arpa üretimi için başvuru olmuşsa üretici bir alt satırdaki ürüne yönlendirecek. Eğer uygulamaya bilgiler girilmezse desteklerden yararlanılamayacak. Şayet tarla sistemde 2 yıl boş görünürse söz konusu bölgedeki kira bedeli üzerinden isteklilere kiralanacak. Kira bedeli ise tarla sahibine ödenecek.

YASA NE DİYOR?

Bakanlık; mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilere ait olup, hisselilik, mülkiyet ihtilafı, parçalılık, tarımsal faaliyete son verilmesi, göç veya başka bir sebeple üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerini tespit ederek, ekonomiye kazandırılması ve kamu yararına kullanılması için bu arazileri kira geliri arazi maliklerine ait olmak üzere ve arazinin vasfının değiştirilmemesi şartıyla sezonluk olarak rayiç bedelden aşağı olmamak üzere kiraya verir. Kiralama öncelikli olarak kiraya verilecek arazinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere ya da sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapılır.