Haber/ Gökçe ADAR
İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Musa Bakan, İzmir'de 30 ilçede 330 kontrol görevlisi ile 2018 yılında 75 bin, 2019 yılının ilk 11 ayında ise 45 bin işletmeye 66 bin denetim yapıldığını açıklamıştı. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, İzmir'de gıda firmalarına yapılan denetimlerin yetersiz olduğunu belirterek, gıda firmalarının gıda mühendisi sayısını arttırması gerektiğini söyledi. Toprak, “2018 yılı içerisinde, İzmir'de 75 bin denetimin yapıldığını görüyoruz. Ortalamaya vurduğunuz zaman bu rakam, firmaların yılda sadece bir kez denetlenmiş olduğunu gösteriyor. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, 45 bin işletmeye 66 bin denetimin yapıldığı söylüyor. Bu da demek oluyor ki bir işletmeye denetim amaçlı yılda bir buçuk kez gidilmiş. Öte yandan, 330 kontrolcü ile bu işin yapıldığı görülüyor. Kontrol görevlisi arkadaşlarımız bu işi özveri ile yapıyorlar. Ancak özveri ile yapılmış olsa da bu sayı yeterli değil” ifadelerini kullandı.
Mühendisler denetlemeli
Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamanın eksik olduğunun altını çizen Toprak, kendilerinin de bilgilendirilmediğini söyledi. Toprak, “Açıklamada, üç konuya değinilmediği görülmektedir. Uygunsuz bulunan işletme sayısı, savcılığa suç duyurusunda bulunulan işletme sayısı, kesilen ceza miktarı; açıklamadaki eksik bilgilerdir. Bu konuyla alakalı hem biz hem de kamuoyu bilgilendirilmeli. Ayrıca, bu denetimlerden 2 bin 500 tane numunenin alındığı açıklandı. Bu numunelerinin kaçının olumsuz çıktığı bu firmalara ne gibi cezaların verileceği de paylaşılmalı” diye konuştu. Okul kantinlerinin ve pazar yerlerinin yanlış kişiler tarafından denetlendiğini de ifade eden Toprak, şöyle devam etti: “Açıklanan bu rakamlarda kantin ve pazar yeri denetimlerinin olduğunu düşünmüyoruz. MEB bir protokol imzaladı ve bu protokol ile birlikte, kantin denetimlerinin öğretmenler tarafından yapılacağı kararlaştırıldı. Ancak, bu denetimlerin öğretmenler tarafından değil, gıda mühendisleri tarafından yapılması gerekiyor. Pazar yerlerinin denetlenmesi konusunda da pek çok soru işareti bulunuyor. Pazarların da zabıtalar tarafından değil, gıda mühendisleri tarafından denetlenmesi daha doğru olacaktır.”
Organik mi, doğal mı?
Doğal ve organik ürünler arasında fark olduğunu ancak pek çok tüketicinin bunu anlamadığını söyleyen Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir ürünün organik olması için pestisit kullanılmaması gerekiyor. Ürünlerin toplanacağı tarlada egzoz gazının olmaması gerekiyor. Organik üretimin yapılabilmesi için, çevresindeki tarlaların da organik üretim yapması lazım. Organik tarım yapmayan tarlalardan, organik ürünlerin üzerine tarım ilaçları rüzgarla yayılabilir. Yani organik ürünün yetişebilmesi için katı kurallar var. Ayrıca gıdanın ambalajı üzerinde organik logosu olması gerekiyor. Bu kuralları yerine getirebilecek firma sayısı oldukça az.”
JES'ler planlanmalı
İzmir Valiliği'nin kararıyla ilçelere yapılması planlanan jeotermal santrallerin tarım arazileri içerisinde yapılmaması gerektiğini vurgulayan Uğur Toprak, “Biz, tarım arazilerinin ranta peşkeş çekilemeyecek kadar değerli olduğunu düşünüyoruz. Daha önce Aydın'da yapılan jeotermal santralde gördüğümüz gibi, JES'ler insan sağlığını tehdit ediyor. Aydın'da yer altındaki suyun, deşarj edilmemesi, havaya sülfür gazlarının çıkması, ürünlerin kuruyamaması, sülfür gazı ile birlikte insan sağlığınını ciddi boyutta etkileyecek olması pek çok olumsuzluğa yol açıyor. Aydın'daki sorunların çözülmesi ve İzmir'de de yapılması planlanan santrallerin aynı sıkıntılara yol açmayacak şekilde planlanması gerekiyor” diye konuştu.