12 bin yıllık tarihi ve Orta Çağ'dan bugüne kesintisiz gelen yaşam döngüsüyle insanlık tarihinin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan ilçedeki Hasankeyf Kalesi'nde arkeolojik kazılar devam ediyor. Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal'ın başkanlığında gerçekleştirilen kazılarda 800 yıl önce kullanıldığı tahmin edilen, üzerinde tılsım, mühür ve ayetlerin yer aldığı şifa tası ile okçuların kullandığı akik ve kemikten yapılmış iki zihgir bulundu.
Kazı başkanı Doç. Dr. Erdal, AA muhabirine üçüncü dönem kazı çalışmalarının sürdüğünü ve önemli buluntular ortaya çıkarıldığını söyledi. Orta Çağ İslam dünyasında halk hekimliği noktasında kullanılmış bir şifa tasını gün yüzüne çıkardıklarını anlatan Erdal, tasın bronz malzemeden imal edildiğini aktardı.
Erdal, "Şifa tasının aslında Hasankeyf ile bir yönüyle bağlantısı var. Hasankeyf'teki yerel halk inancına göre orta kapıda bir akrep ve yılan kabartması vardır. Bu inanışa göre Hasankeyflileri veya kaleye çıkan insanları akrep veya yılanın sokmadığı kabul edilir" dedi.
Tasın üzerinde tılsım, mühür, ayetler ile çift başlı ejder, köpek, yılan ve akrep motiflerinin yer aldığını, iki yönden koruma sağladığına inanıldığını dile getiren Erdal, "Şifa tasından su içilmesinin kişiyi köpek ısırmasına, yılan ve akrep sokmasına karşı koruduğuna inanılmakta. Köpek ısırması, yılan ve akrep sokmasına maruz kalan kişilerin şifa bulması yönünde kullanılan bir malzeme" diye konuştu.
"Hasankeyf'te bulduğumuz eserle birlikte 23. oldu"
Literatür çalışması çerçevesinde dünya genelindeki müzeler ve koleksiyonlarda 22 şifa tasının bulunduğunu tespit ettikleri ifade eden Erdal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hasankeyf'te bulduğumuz eserle birlikte 23. oldu. Topkapı Sarayı Müzesi'nde, Kayseri Müzesi'nde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müzesi'nde benzer örnekleri görmek mümkün. Aslında halk hekimliği noktasında tası değerlendirmek lazım. Neticede büyü, muska, tılsım gibi uygulamalar var. Yine şifa tası üzerinde bu tarz tılsım, büyü uygulamaları yapılarak bir nevi hayvanların zararlarından korunma amaçlanmıştır."
"Zihgirler, akik ve kemikten imal edilmiş"
Çalışmalar sırasında, önceki dönem kazılarda benzer örneklerine rastlamadıkları iki zihgir buldukları bilgisini veren Erdal, şunları kaydetti:
"Zihgirlerin biri, bir türbede yapılan kazıda bulundu. Bundan da türbede yatanın önemli bir kişi olduğu anlaşılmaktadır ancak kimliği tespit edilememiştir. Zihgirler, akik ve kemikten imal edilmiş. Zihgir, Orta Çağ'da İslam dünyasında ve Türk-İslam sanatlarında özellikle okçuluk alanında kullanılan en önemli unsurlardan biri. Okçuluk esnasında kirişin parmağa zarar vermemesi için parmağa takılan yüzük şeklinde bir alet."
Doç. Dr. Erdal, kayıt ve belgelendirmeleri yapıldıktan sonra Hasankeyf Müze Müdürlüğü'ne teslim edilen eserlerin burada muhafaza edildiğini belirtti.