Aşırı sıcağa bağlı sıvı kaybı nedeniyle iki genç asker yaşamını yitirdi, yedi asker ise hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından yapılan açıklamalar, göz göre göre gelen bir faciayı ortaya koydu.

Market sahibine palalı saldırı kamerada
Market sahibine palalı saldırı kamerada
İçeriği Görüntüle

Askeri sağlık sistemi kapatılmasaydı, ölümler belki de önlenebilirdi


Emekli Hava Tabip Yarbay Dr. Semih Dikkatli, olayla ilgili yaptığı değerlendirmede, iki askerin ölümünün ardında yalnızca sıcak havanın değil, askeri sağlık sisteminin yok edilmesinin de bulunduğunu vurguladı. Dikkatli’ye göre, eğer revirde görevli bir askeri hekim bulunsaydı, komutanları eğitimin durdurulması için uyarır, müdahaleler gecikmezdi.

Sistemli bir müdahale ile serum takviyesi sağlanabilir, asker hastanelerinde acil ekipler hazır bekletilebilirdi. Ancak bu mekanizmanın çökmesi, Mehmetçiklerin yaşamına mal oldu.

Aileler günlerdir uyarıyordu: “Çocuklarımız güneşin altında perişan”


Olay sonrası konuşan bazı asker yakınları ve koğuş arkadaşları, yemin töreni hazırlıkları için uzun süredir güneş altında eğitim yapıldığını ve birçok askerin halsizlik, mide bulantısı gibi şikâyetlerle revirde tedavi gördüğünü söyledi. Koğuş arkadaşları, “Geceyi revirde geçiren askerler vardı. Biz defalarca uyardık, ama kimse dinlemedi” dedi.

MSB’den açıklama: Müdahale edildi ama kurtarılamadılar


Milli Savunma Bakanlığı, olayın ardından yaptığı yazılı açıklamada, yedi askerin hastaneye sevk edildiğini, ancak tüm müdahalelere rağmen Muhafız Er Hayrullah Halit Karaman ve İkmal Er Semih Erdoğan’ın yaşamını yitirdiğini duyurdu. Otopsi sonuçlarına göre, ölümlerin temel nedeni aşırı sıvı kaybına bağlı olarak gelişen çoklu organ yetmezliği oldu.

Otopsi raporu gerçeği ortaya koydu: Kandaki sodyum düzeyi ölüm sınırındaydı


Uzmanların incelediği otopsi raporunda, askerin kanındaki sodyum seviyesinin düşmesiyle birlikte vücudun temel organlarının işlevini yitirdiği tespit edildi. Bu durumun, aşırı sıvı kaybına işaret ettiğini belirten sağlık kaynakları, hızlı ve yeterli tıbbi müdahale ile bu durumun geri çevrilebileceğini ifade etti.

Semih Dikkatli, olayda sıcak çarpmasının yanında gıda zehirlenmesi ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti. “Ancak burada önemli olan, sebep ne olursa olsun, askerin korunması ve belirtilerin ciddiye alınarak hızla müdahale edilmesidir” dedi.

Eğitim düzenlemesi yapılmalıydı: Revir hekimi olsaydı risk görülürdü


Dikkatli’ye göre, askeri sağlık sisteminde revir hekimi yalnızca tedavi uygulamaz, aynı zamanda risk analizini yaparak komutanlıkları uyarır. Aşırı sıcaklarda eğitim saatlerini sabahın erken saatlerine kaydırmak, öğlen saatlerinde faaliyetleri durdurmak gibi kararlar alınabilir ve bu durumlar ölümcül sonuçlar doğurmazdı. Ancak sivil sistemde bu reflekslerin yerini doldurmak mümkün olmadı.


2016 sonrası kapatılan asker hastaneleri, sadece bir kurum değil, bir zihniyetin, bir refleksin yok edilmesi anlamına geliyordu. Askeri hekimlik yalnızca klinik müdahale değil; askerin eğitimi, koşullara göre değerlendirilmesi ve tüm birliklerin sağlık açısından denetlenmesi gibi çok yönlü bir sistemi barındırıyordu. Bu sistem ortadan kalkınca, asker revirleri pasifleştirildi, acil durumlara müdahale süresi uzadı.

Gölge bile çare olmuyor: Güneş çarpması gölgede de vuruyor


Uzmanlar, özellikle Hatay gibi aşırı sıcak bölgelerde sadece güneşte kalmanın değil, gölgede bile vücudun yüksek ısıya maruz kaldığını hatırlatıyor. Sıvı takviyesi yapılmayan, serinletici önlemler alınmayan koşullarda güneş çarpması, hayati risk doğuruyor. Bu durum, askeri birliklerde daha da hassas hale geliyor çünkü eğitim disiplini, dinlenme süresini sınırlayabiliyor.


Hatay’daki iki genç askerin ölümü, bir kez daha gösterdi ki, kurumsal refleksler ve sistemli sağlık yönetimi olmadan ordu içindeki en temel görev olan "askeri korumak" ihmal ediliyor. Eğitim ve disiplin elbette ordunun vazgeçilmezi, ancak bu yapı insan hayatını önceleyen bir dengeyle yürütülmediği sürece acılar kaçınılmaz oluyor. Geriye ise sessizlik ve acı kalıyor.

Kaynak: cumhuriyet.com