Eğitim, Türkiye'nin kalkınması için kritik öneme sahip bir faktör olarak öne çıkıyor. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, eğitimin sadece emek ve sermaye ile sınırlı kalmadığını, artık büyüme modellerinin bir parçası hâline geldiğini belirtti. Türeli, "Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, doğru bir eğitim politikası ile büyük bir avantaja dönüşebilir. Ancak, eğitimdeki yetersizlikler bu avantajı bir dezavantaja dönüştürüyor." dedi. Eğitimle sağlanan gelişmiş insan sermayesinin, ekonominin büyümesine doğrudan katkı sağladığını vurgulayan Türeli, eğitim-istihdam ilişkisine de değindi.
OECD karşısında Türkiye'nin eğitim durumu
OECD ülkeleriyle yapılan karşılaştırmalar, Türkiye'nin eğitimde önemli gerilikler yaşadığını gözler önüne seriyor. Türeli, OECD'nin 2024 Eğitim Raporu'na atıfta bulunarak, Türkiye'nin eğitim süresi, okul öncesi eğitim ve ilkokulda geride kaldığını belirtti. Ayrıca, öğretmen maaşlarındaki dengesizliklere de dikkat çeken Türeli, Türkiye'deki kıdemli öğretmenler ile yeni başlayan öğretmenler arasındaki maaş farkının OECD ülkelerine kıyasla çok daha düşük olduğunu ifade etti. "Türkiye'de öğretmen maaşlarındaki artış, zamanla kıdeme dayalı olarak yükselmesi gereken bir sistemle işlemiyor." dedi.
Eğitimin yatırımlar içindeki payı azalıyor!
AKP’li yıllarda kamu eğitim sisteminde ciddi bir çöküş olduğuna dikkat çeken Türeli “Kamu eğitim sisteminde eğitimde fırsat eşitliği çok önemli olmuştur. Yetenekli, zeki, çalışkan çocuklarımız, gençlerimiz azimleriyle en tepelere kadar çıkabilmiştir ama ne yazık ki son dönemlerde, özellikle AKP'li yıllarda kamu eğitim sisteminde ciddi bir çöküş var. Bakın, nüfusun devamlı arttığını düşündüğümüzde millî gelirden ayrılan kaynaklar azalıyor. Fiziki altyapıda yetersizlik, dershaneler, dersliklerin durumu ortadayken, en son temizlik ve beslenme sorunu gündeme geldi. Bunlar ciddi problemler, bunların aşılması gerekiyor. İki rakam vereyim: Mesela, kamu eğitim yatırımlarının kamu yatırımları içindeki payı 2002'de yüzde 12,3'müş, 2023'te yüzde 10,4'e gerilemiş. Kamu eğitim yatırımlarının millî gelir içindeki payı binde 5,9'muş, binde 3,8'e düşmüş. Hem düşmüş hem zaten çok düşük rakamlar bunlar çünkü eğitime özel olarak bir kaynak aktarılması gerekiyor. Eğitim lokomotif bir sektör; büyüme hızını artıracak, ülkede bütün dengeleri düzeltecek bir yapı, sektör. Kamuda düşmüş ama toplam açısından da bir baktım, acaba kamudaki düşüş özel kesim tarafından telafi ediliyor mu? Toplam eğitim yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payı da 2002'de yüzde 4'müş, 2023'te yüzde 3,1'e düşmüş yani eğitimin yatırımlar içindeki payı azalıyor" değerlendirmelerinde bulundu.
"Bugün 3 çocuğumuzdan 1’i okula aç gidiyor"
Türeli, konuşmasının devamında okullarda bir öğün ücretsiz beslenme yardımı yapılması gerektiğini vurguladı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı ile bugünü kıyaslayan Türeli “Millî Eğitim bütçesinin de millî gelir içindeki payı 2002'de yüzde 2,13'müş, 2023'te 2,17; neredeyse yerinde saymış. Biliyorsunuz, bugün sabah Bakanlık bütçesine başlarken çocuklarımıza okulda bir öğün ücretsiz beslenme yardımı yapılması konusunu konuştuk. Millî Eğitim Bakanlığının 1 trilyon 450 milyar liralık bir bütçesi var. Aldığınız fiyata göre değişir ama 70 lira üzerinden bir hesap yapsak 190 milyar liralık bir para tutar bu. Bu, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin sadece yüzde 11,6’sı. Bunu yapma zorunluluğumuz var, buna mecburuz; bugün okula giden her 3 çocuğumuzdan 1’i okula aç gidiyor. Böyle bir şeye nasıl izin verebiliriz? Her 5 çocuğumuzdan 1’i bütün gün okulda hiçbir şey yemeden eğitimine devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Atanamayan Öğretmenler sorunu
Öğretmen istihdamındaki yetersizlikler de gündemdeki önemli konulardan biri. Atanamayan öğretmenlerin sayısının 1 milyonu aştığını belirten Türeli, bu sorunun hızla çözülmesi gerektiğini ifade etti. "Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı artıyor. Yüksek eğitim almış bireylerin iş bulamaması, toplumda büyük bir hayal kırıklığına yol açıyor." diyerek, bu durumun eğitimdeki en büyük engellerden biri olduğunu vurguladı.
Beyin göçü ve eğitimdeki gelecek tehditleri
Türeli, beyin göçünün Türkiye için büyük bir tehdit haline geldiğine dikkat çekti. Yurt dışına giden gençlerin geri dönmemesinin, Türkiye'nin beyin gücünü kaybetmesine yol açtığını belirten Türeli, "Eğitimli gençler yurt dışına gitmekte, Türkiye beyin göçünü engelleyememektedir. Bugün yazılımcılar ve diğer nitelikli iş gücü yurt dışında iş bulmakta, Türkiye bu kayıpları telafi edememektedir." dedi.