IMF, büyük merkez bankalarının para politikasındaki gevşemenin küresel finansal koşulları uyumlu hale getirdiğini vurgularken bu durumun gelişmekte olan piyasaların direncini artırdığını ve varlık fiyatlarındaki oynaklığın düşük seyrettiğini kaydetti ancak bu destekleyici ortamın aynı zamanda kırılganlıkların artmasına yol açtığı ifade edildi.
Belirsizlik ve Ani Şoklar Kapıda
Raporda ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin yükseldiği ve bu durumun finansal sistemde ani şoklara neden olabileceği uyarısında bulunuldu. Özellikle piyasa oynaklığı ile belirsizlik arasındaki kopukluk, ani varlık yeniden fiyatlandırmalarının ve oynaklık artışlarının daha olası hale geldiğini ortaya koydu. IMF, ağustos ayındaki piyasa çalkantılarını bu olasılığın bir işareti olarak değerlendirdi.
Yüksek Borçlar, Hala Küresel Bir Sorun
IMF, raporunda devletlerin yüksek borç seviyelerinin ve hızlı borçlanma artışlarının küresel bir zorluk olmaya devam ettiğini vurguladı. Özellikle ekonomik belirsizliğin artmasının küresel büyüme ve varlık fiyatları üzerinde olumsuz etkiler yaşatabileceği ve banka kredileri gibi alanlardaki riskleri artırabileceği belirtildi.
Gelişmekte Olan Piyasalar Üzerindeki Baskıyı Azaltabilir
IMF, gelişmiş ekonomilerdeki para politikası gevşemelerinin gelişmekte olan piyasalara yönelik baskıyı hafifletebileceğini öngörürken Çin’deki yavaşlayan büyüme ve ticaret politikalarındaki belirsizliğin bu piyasalarda finansal istikrarı korumayı zorlaştıracağına dikkat çekti. Özellikle ticari gayrimenkul sektöründeki baskıların devam ettiği belirtildi.
Yapay Zeka ve Finansal İstikrar
IMF, yapay zekanın sermaye piyasası faaliyetlerinde kullanımının banka dışı finansal kurumların büyümesini desteklediğini ancak bu teknolojinin getirdiği risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Politika Yapıcılara Çağrı
IMF, finansal kırılganlıkların artması karşısında politika yapıcıların bu riskleri sınırlamak için harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Merkez bankalarının belirsizliği azaltmak adına para politikalarına aşırı tepki vermekten kaçınmaları gerektiğini de vurgulayan raporda borçlanmanın devam eden birikimi karşısında makro ihtiyati politika çerçevesinin güçlendirilmesinin önemine işaret edildi.
