İngiltere'de geçtiğimiz hafta yaşanan şiddet olayları, ırkçı ve faşist grupların göçmenlere yönelik terör estirmesiyle başladı. Faşist grupların çeşitli şehirlerde gerçekleştirdiği eylemler, ülke genelinde büyük bir toplumsal gerilime yol açtı. Antifaşist gruplar ise, faşist saldırılara karşı aktif bir şekilde direnerek birçok yerde göçmenlere yapılan saldırıları engelledi.

  • Faşist Eylemler: Faşist gruplar, yaklaşık 30 kent ve kasabada camilere ve göçmen işyerlerine saldırılar düzenledi. Liverpool, Hull ve Manchester gibi şehirlerde göçmen işyerleri ateşe verilmeye çalışıldı, bazı bölgelerde ise arabalar durdurularak göçmenlere yönelik şiddet uygulandı. Sunderland'de bir polis karakolu da ateşe verildi. Faşist gruplar, gösteriler sırasında polisle çatıştı ve en az iki polis aracı yakıldı.

  • Antifaşist Müdahale: Antifaşist gruplar, faşist eylemleri engellemek amacıyla sokağa çıkarak birçok bölgede büyük kalabalıklar oluşturdu. Bristol’da göçmenlerin yaşadığı bir oteli hedef alan faşistlere karşı binlerce kişi otel önünde toplandı. Leeds’de, birkaç yüz faşiste karşı binden fazla antifaşist toplandı. Liverpool ve Manchester’da ise antifaşistler, "Nazi artıkları sokaklarımızdan defolun" ve "Göçmenler ülkemize hoş geldi" sloganlarıyla gösteriler düzenledi. Leicester’da 50 kadar faşiste karşı 300 antifaşist karşılık verdi.

HÜKÜMET VE SENDİKA TEPKİLERİ

Yeni Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper, aşırı sağcı saldırganlığa karşı kesin bir duruş sergileyerek, polisin her tür önlemi alması için hükümetin tam destek vereceğini açıkladılar.

  • Sendika ve Kampanya Duyarlılığı: Demir Yolu İşçileri Sendikası (RMT) Genel Sekreteri Mick Lynch, faşistlerin toplum ve işçi sınıfını bölmelerine izin vermeyeceklerini ifade etti. "Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk" kampanyası, ırkçı ve faşistlerin İngiltere sokaklarından atılması çağrısı yaparken, DAY-MER ve diğer göçmen örgütleri de antifaşistlerin harekete geçmesini teşvik etti. İşçi Partisi eski lideri Jeremy Corbyn, hükümetin aşırı sağa karşı daha etkili önlemler almasını talep etti.

29 Temmuz’da Southport kasabasında bir yaz okulunda bıçaklı bir saldırganın gerçekleştirdiği saldırıda 3 çocuk hayatını kaybetti, 10 kişi yaralandı. Saldırganın Müslüman olduğu iddiaları, faşist grupların göçmen karşıtı eylemlerini artırdı. Aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage’ın sosyal medyada yaptığı açıklamalar, olayların yayılmasına katkıda bulundu.

Saldırganın adı Axel Muganwa Rudakubana olarak açıklandı. Galler’in Cardiff kentinde doğup büyüyen Rudakubana’nın ailesinin Ruanda’dan göç ettiği ve kendisinin Hristiyan olduğu belirtildi. Bu bilgiler, faşist grupların yaydığı Müslüman iddialarını sorgulamakta önemli bir etken oldu.

İngiltere'deki faşist kalkışma, toplumsal huzuru tehdit ederken, antifaşist grupların direnişi ve hükümetin tepkileri, ülkenin sosyal dinamiklerini etkileyecek gibi görünüyor. Gelecek günlerde, bu olayların toplumsal ve politik etkileri daha belirgin hale gelecektir.

Kaynak: Haber Merkezi