Tahran’da hedef alınan toplantı: İsrail, güvenlik zirvesine doğrudan saldırdı
İran’ın başkenti Tahran’da gerçekleştirilen Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi toplantısı, İsrail tarafından düzenlenen hedefli saldırının merkezi oldu. İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı’nın geçtiği habere göre, saldırı sırasında Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan dahil üst düzey yetkililer binada bulunuyordu. Patlamaların ardından Pezeşkiyan ve bazı yetkililerin bacaklarından hafif yaralandığı açıklandı.
Patlama binanın alt katlarında gerçekleşti, kaçış planı hayat kurtardı
Habere göre saldırı, 16 Haziran sabahının erken saatlerinde Tahran’ın batısındaki çok katlı bir binanın alt katlarına yönelik düzenlendi. İsrail’in füze saldırısının doğrudan toplantının yapıldığı katlara değil, bina giriş çıkışlarına yönelik planlandığı öğrenildi. Bu detay, saldırının yalnızca bir bombardıman değil, yüksek profilli hedeflerin kaçış yollarını da kesmeye yönelik özel olarak kurgulanmış bir eylem olduğunu gösteriyor.
Saldırıda elektrik kesintileri yaşandı; ancak yetkililerin daha önce belirlenen acil çıkış rotalarını kullanarak binayı terk etmeyi başardıkları bildirildi. Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan da dahil olmak üzere bazı katılımcılar çıkış sırasında hafif şekilde yaralandı.
Saldırı, Nasrallah suikastına benzetildi
Fars Haber Ajansı'nın analizinde dikkat çeken bir diğer unsur ise, saldırının geçen yıl Beyrut'ta öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a yönelik saldırıya benzer şekilde planlandığı yönündeki vurguydu. O saldırıda olduğu gibi, bu kez de bina çevresi çok sayıda füze ile çevrilerek içerideki isimlerin kaçmasının önüne geçilmeye çalışıldığı belirtildi.
Saldırının başarısız olmasına rağmen, hedef alınan yapının hassasiyeti ve saldırganların eriştiği detaylı istihbarat bilgileri, içeriden bilgi sızdırıldığı ihtimalini güçlendirdi. İran güvenlik birimleri olayla ilgili kapsamlı soruşturma başlattı.
Pezeşkiyan saldırıdan önce İsrail’i uyarmıştı
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın, saldırıdan kısa süre önce Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajda, “İsrail’in bizi doğrudan hedef alma hazırlığında olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullanmış olması dikkat çekiyor. Bu açıklamadan yalnızca birkaç gün sonra, konsey toplantısının hedef alınması, İranlı yetkililer tarafından önceden bilinen bir tehdit olarak yorumlandı.
İran’ın eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rızai de devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, binaya altı ayrı füzenin isabet ettiğini, ancak can kaybı yaşanmadığını ifade etmişti.
İsrail’in saldırıları can almaya devam ediyor
13 Haziran'dan bu yana İsrail’in İran’a yönelik askeri operasyonları hız kesmeden sürüyor. İsrail ordusu, İran’ın çeşitli kentlerinde nükleer tesisler, askeri üsler ve sivil yerleşim yerlerini hedef aldı. Saldırılarda şimdiye kadar aralarında üst düzey komutanlar ve nükleer bilim insanlarının da bulunduğu çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Resmi verilere göre, bu saldırılarda 1.100 kişi yaşamını yitirdi, ölenlerin 126’sı kadın, 41’i çocuk. Ayrıca 5 binden fazla kişi de yaralandı. İran yönetimi bu rakamların daha da artabileceğini belirtiyor.
İran’ın misillemeleri İsrail’e ağır kayıplar verdirdi
İran, saldırılara karşılık olarak İsrail’in çeşitli askeri noktalarına balistik füze ve drone saldırıları düzenledi. İsrail yetkililerine göre İran’ın karşı hamlelerinde 28 kişi öldü, 1.272 kişi yaralandı. Özellikle Tel Aviv çevresindeki altyapı tesislerinin hedef alınması, İsrail kamuoyunda tedirginliği artırdı.
ABD de sahaya indi: Nükleer tesisler hedefte
Gerilim yalnızca İran ve İsrail arasında sınırlı kalmadı. İsrail'e açık destek veren ABD, 22 Haziran’da İran’ın Natanz, Fordo ve İsfahan’daki nükleer tesislerine doğrudan saldırı düzenledi. Bu adım, uluslararası diplomasi çevrelerinde “çatışmanın bölgeselleşmesi” olarak yorumlandı.
ABD’nin saldırısına İran’ın cevabı gecikmedi. 23 Haziran’da İran ordusu, ABD’nin Katar’daki El-Udeyd Hava Üssü’nü hedef aldı. Üste maddi hasar meydana geldiği belirtilirken, ölü ya da yaralı sayısına ilişkin net bilgi verilmedi.
Trump’tan ateşkes açıklaması: Nükleer masaya dönüş sinyali
Çatışmaların 10. gününde, ABD Başkanı Donald Trump devreye girerek 24 Haziran’da İran ve İsrail arasında ateşkes sağlandığını duyurdu. Trump, bu açıklamayla birlikte nükleer müzakerelere yeniden başlanması gerektiğini vurguladı. ABD'nin hedefinin, İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durduracak bir anlaşma olduğu belirtildi.
Trump’ın bu açıklamaları İran içinde temkinli karşılanırken, İran liderliği Washington’a güven duymadığını sık sık dile getiriyor. Özellikle son saldırıların ardından, İran kamuoyunda “yeniden güven tesisinin” oldukça zor olacağı yönünde yorumlar yapılıyor.
Bölgesel kriz tırmanırken, İran iç siyasetinde tansiyon yükseliyor
İran’daki saldırı ve yaralanma haberlerinin ardından Pezeşkiyan’ın sağlık durumu ülkede yakından takip ediliyor. Halkın bir kısmı, saldırının ardından Cumhurbaşkanı’nın kamuoyuna daha güçlü ve açıklayıcı bir mesaj vermesi gerektiğini savunurken, diğer bir kesim saldırının devletin iç güvenliğinde zafiyet olduğunu düşünüyor.
Ulusal Güvenlik Konseyi’nin vurulduğu bir ortamda, İran yönetiminin iç istihbarat ve koruma protokollerini yeniden değerlendirmesi bekleniyor. Aynı zamanda İsrail’in böylesine hassas bir hedefe ulaşması, İran’da yeni bir iç temizlik operasyonunun kapısını aralayabilir.