Egemen ALTAY/Türkiye İstatistik Kurumu  (TÜİK) genç nüfus grubunu 15-24 yaş arası olarak kabul ediyor. 2023'te genç nüfus 12 milyon 872 bin 39’a ulaştı. Türkiye’nin 85 milyon 372 bin 377 kişilik nüfusunun yüzde 15.09'u gençlerden oluşuyor.  Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan Almanya’da bu oran yüzde 10’lar seviyesinde. Küresel Gençlik Refah Endeksi Raporu 2021 sonuçlarına göre Türkiye, yüzde 72’lik oran ile gençlerin en stresli olduğu ülke konumunda. Next Generation Türkiye tarafından yapılan araştırmada gençlerin yüzde 55’i ekonomik özgürlüğe sahip olamamaktan, yüzde 47’si ise sesini duyurma fırsatı bulamamaktan endişe duyuyor.

Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Buz

İŞ GARANTİSİ İÇİN KPSS

Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Buz ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğretim Görevlisi İbrahim Yücel’in yaptığı bilimsel çalışma, ‘Gençler gelecek kaygısı yaşıyor mu?’ sorusuna yanıt arıyor. ‘Gençlerin Gelecek Beklentilerinin Belirleyicileri’ başlığı altında yapılan çalışmada, gençlerin gelecek planlarının genel itibariyle mesleki kariyer planlamalarıyla ilişkili olduğu tespit edilmiş. Eğitimini aldıkları alanla ilgili ve iyi bir maddi kazanç sahibi olabilecekleri bir işe sahip olmanın gençlerin gelecek planları içerisinde ağırlıkta olduğu belirlenirken, gençlerin KPSS’yi gelecek planları içerisinde konumlandırdığı ve bu bağlamda iş sahibi olabilmenin yollarından biri olarak KPSS’yi gördükleri ortaya çıkıyor. Çalışmada bu durumun sebebinin gençlerin ağırlıklı olarak kamu sektöründe çalışmanın iş garantisi sağladığıyla ilişkili olduğu ifade ediliyor. 

TOPLUMA FAYDALI OLMA ÜLKÜSÜ

Gençlerin gelecek planlarında “topluma faydalı olma” ülküsü taşımaları ise araştırmada ortaya çıkan bir diğer sonuç olarak göze çarpıyor. Bu bağlamda gençlerin topluma faydalı olmayı bir tür ahde vefa olarak gördükleri ve bu yönde sorumluluk taşıdıkları ortaya çıkıyor. 

Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Dr. Öğretim Görevlisi İbrahim Yücel

KAYGININ TEMEL SEBEBİ İŞ BULMA ZORLUĞU

Yaptıkları uzun soluklu çalışmada, gençlerin birçok konuda gelecek kaygısı yaşadığı sonucuna ulaştıklarını belirten Dr. Yücel ve Prof. Dr. Buz, şu konulara dikkat çekti; “Bu kaygının temel belirleyicilerinin ülkedeki iş bulma zorluğu ve gençlerin önündeki belirsizlikler olduğu görüldü. Gençler, geleceğe yönelik olarak ciddi boyutta işsiz kalabilecekleri korkusu yaşıyor. Aldıkları eğitimin kendilerine ne gibi imkanlar sağlayabileceğini ön göremiyorlar. Gelecek kaygısı yaşama durumu, bazı gençleri psikososyal açıdan da olumsuz etkiliyor. Gelecek kaygısı yaşama konusunda bazı gençler ise kaderci bir anlayış benimsemiş durumda. Gençleri geleceğe yönelik umutlu kılan konular ise bireysel anlamda kendi kapasitelerine ve niteliklerine güvenmeleri. toplumsal anlamda ise gelişen teknolojik imkanlarla ilgili. İyi bir eğitim aldığına ve sosyal sermayesinin güçlü olduğuna inanan gençler, geleceğe daha umutlu bakıyor. Gelişen teknolojik imkanların insan hayatını kolaylaştıracağına inanan gençler de geleceğe dair daha umutlu.”

KRİZ VE SAVAŞLAR UMUTSUZLUĞA SÜRÜKLÜYOR 

Dr. Yücel ve Prof. Dr. Buz, gençlerin geleceğe yönelik umutsuz olduğu konuların genel itibariyle toplumsal konular olduğu belirlerek, “Ulusal ve küresel ekonomik krizler, bölgesel ve küresel savaşlar gençlerin geleceğe yönelik umutsuzluklarında dile getirdikleri temel gerekçeler konumunda. Bunun yanında gelişen teknolojiyi de bir olumsuzluk unsuru olarak gören bazı gençler, gelişen teknolojinin insanlığın sonunu getirebileceği ve insanları daha da yalnızlaştırabileceği gibi kaygılar taşıyor. Bu kaygılar da gelecek beklentilerini umutsuz bir noktaya taşıyor” dedi. 

PEKİ NE YAPMALI?

Çalışmalarında gençlerin içinde bulundukları psikososyal durumdan çıkmaları, hayata daha emin adımlarla katılmalarının sağlanması için çözüm önerilerini de sıralayan Dr. Yücel ve Prof. Dr. Buz, bu konuda şu önerilerde bulundu, “Eğitim, istihdam, sağlık ve katılım gibi alanlar gençlerin gelecek beklentileriyle ilişkili alanlar olmakla birlikte, aynı zamanda sosyal hizmet mesleğinin etkin çalışma yürüttüğü alanlardır. Sosyal hizmet, bireylerin potansiyeli ortaya çıkarma, kendilerini gerçekleştirmelerini sağlama ve yaşadıkları sorunların tespiti/çözümü gibi konularda sorumluluk üstlenir. Bu yönüyle, gençlerin ilgili alanlara dair yaşadıkları sorunların çözümünde önemli bir misyona sahiptir. Sosyal hizmet disiplini, gençlik refahı alanında gençlerle ve gençler için güçlendirme ve refah artırıcı çalışmalar yürütür. Sosyal çalışmacılar, ayrıca gençlik hizmetlerinin ve gençlik politikalarının geliştirilmesi yönünde savunuculuk yapar. Bu doğrultuda gençlerin mevcut sorunlarının çözümünde ve geleceğe bakış açılarını olumsuz etkileyen faktörleri azaltmada diğer disiplinler ile iş birliği içerisinde çözümler üretilmelidir.”

EKONOMİK DESTEK VE DANIŞMANLIK

Sorunların çözümünde atılacak ilk adımın, gençlerin katılımı sağlanarak tasarlanan politika ve hizmetler olması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, sözlerini şöyle sürdürdü; “Gençlerin sorunlarını en iyi kendilerinin ifade edebildiği kabulüne dayanan bir anlayışla hareket edilmesi, mevcut politikaların ve hizmetlerin geliştirilmesini sağlayacak, bununla beraber gençlerin ileriye dönük olumlu beklentilerini de artıracaktır. Gençlerin asgari de olsa ekonomik bir güce sahip olması yapabilirliklerini geliştirme ve sosyal işlevselliklerini artırma açısından önem arz etmektedir. Bu bağlamda gereksinim duyan gençlere sunulacak düzenli ekonomik destek ve danışmanlık hizmeti, gençlerin mevcut refahını artıracağı gibi gelecek beklentilerini de olumlu yönde etkileyecektir” 

ARAŞTIRMAYA KATILAN GENÇLER NE DİYOR? 

MADDİ VE MANEVİ ÇÖKÜNTÜ

Gelecek kaygısını sadece ben değil hepimiz yaşıyoruz. Hem maddi hem de manevi açıdan. Maddi açıdan baktığınız zaman o seni fiziksel olarak da çökertiyor. Kendim üzerinden değil de buradaki gençler üzerinden gideyim. Yukarıda 18 yaşında bir kız öğrenci var, sınava çalışıyor. Bir ara konuşmuştuk işte sınavın nasıl gidiyor, diye. O da diyordu, ben ders çalışmak istemiyorum. Bir an önce Türkiye'den çıkıp yurt dışına gitmek istiyorum. Çocuk bakıcısı, temizlikçi olmaya bile razıydı. Yani o kızın artık Türkiye'den, gelecekten bir beklentisi olmaz. (30 yaş, erkek) 

“NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM”

Ya o kadar belirsiz ki durum. Geleceğe dair hiç net bir şey göremiyorum. Özel hayat ve meslek başta olmak üzere, hiçbir anlamda ne yapacağımı bilmiyorum? Bir ay sonrasını bile düşünüyorum. Mezun olduktan sonra ne olacak? Ben sınava da girdim çıktım. Öğrenci desen, değilsin. Bir mesleğin yok. Hani nesin? Yani çok belirsiz. Kendimi nerede görüyorum, ne yapıyorum hiç bilmiyorum. Yani hayalim tabii ki hemen atanmak. Aileme maddi anlamda destek olmayı çok istiyorum. (22 yaş, kadın)

YA ATANAMAZSAM!

Gelecek kaygısını inanilmaz deredece yaşıyorum. Çünkü ya atanamazsam? Yani sadece atanmaya odaklanmak çok büyük bir hayal kırıklığı. Ya atanamazsam bu sefer ne olacağım? O boşluğu nasıl dolduracağım bilmiyorum. Gelecek kaygısı taşıyorum. (22 yaş, kadın, öğrenci)

“UMUT DOLU BİR TÜRKİYE İSTİYORUM”

Lise öğrencisi Seren Selviye Yılmaz ise duygularını şöyle ifade ediyor; “Geleceğe bakarken, endişelerimizin ve umutlarımızın yan yana var olabileceğini görebiliriz. Endişelerimiz, belirsizlikler ve olası zorluklarla ilgili kaygılarımızı yansıtırken, umutlarımız ise daha iyi bir yarın için içimizdeki ışığı canlı tutar. Önemli olan, endişelerimizi yönetmek ve umutlarımızı besleyerek geleceğe doğru kararlı adımlar atmaktır. Gelecek, fırsatlarla dolu olabilir ancak bu fırsatları yakalamak için cesaret, azim ve özveri gerekebilir. Her zorluk, bir öğrenme fırsatıyla birlikte gelir ve bu da bizi daha güçlü kılar. Bu nedenle, geleceğe bakarken, endişelerimizi kabul etmeli ve umutlarımızı korumalıyız. Çünkü her iki duygu da bizi şekillendirir ve ilerletir. Benim gelecekteki tek dileğim daha güvenilir, daha umut dolu ve mutlu bir Türkiye'dir” 

GENÇLER NEDEN HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYOR?

İzmir Demokrasi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi  Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Arif Bağbaşlıoğlu, başlıktaki soruya şu cevabı veriyor; “Son yıllarda gençlerimizin hayallerine ulaşmak için donanımlarını ve yeteneklerini geliştirme gayretlerini artırdıklarını gözlemlemek beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Gençler hedefleri doğrultusunda nitelik ve becerilerini artıracak eğitimler alıyor, gündemi ve gelişmeleri takip ediyor. Bu çok önemli çünkü, ulaşmak istedikleri hedefler için gerekli donanıma sahip değillerse, sonuç maalesef hayal kırıklığı oluyor. Girişimcilik ve sosyal sorumluluk duygusunu bu şekilde artırmaları, ülkemizin gelişimine ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlaması açısından da çok anlamlı. Hedefe giden her yolculuğun bireysel olduğunu ve her gencin kendi yetenekleri çerçevesinde bir yol çizmesi gerektiğine inansam da hayallerini gerçekleştirmek için en önemli tavsiyem iyi bir eğitim almaları yönünde olacak. İyi bir eğitim, hayata yönelik farkındalığı artıracağı gibi hedeflerine ulaşmada en büyük yardımcıları olur.” 

EN AZ BİR YABANCI DİL ŞART

Gençlere kariyer planları açısından önemli mesajlar veren Bağbaşlıoğlu,Küreselleşme zamanın ve mekânın önemini yitirdiği ve küresel ölçekte bir bilincin oluştuğu bir sürece işaret eder. Değişimin temel veri olduğu günümüz dünyasında gençlere en önemli tavsiyem ise çalışmak istedikleri alanla ilgili yeni eğilimleri ve teknolojik gelişmeleri takip etmeleridir. İletişim becerilerini geliştirmeleri ise onlara başarıya giden yolda önemli bir avantaj sağlayacaktır. En az bir yabancı dili en etkin şekilde kullanabilmeleri, çalıştıkları alanın literatürüne hâkim olmaları ve gelişmeleri takip etmeleri de bilgi birikimlerini artıracaktır.” diye konuştu.

ÖZGÜN ARAŞTIRMA YAPMA YETENEĞİ

Bölüm olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Bağbaşlıoğlu, şunları söyledi;Dinamik ve donanımlı bir akademik kadroya sahibiz. Uluslararası ilişkiler alanında uluslararası tanınırlığa sahip, özgün araştırma yapma yeteneğini geliştiren, mesleki alanda yabancı dile hakimiyet kazandıran ve bu özellikleriyle öncelikle tercih edilen bir bölüm olmayı hedefliyoruz. Bölüm derslerinin tamamının İngilizce olması sayesinde; ulusal ve uluslararası eğitim programlarıyla kolaylıkla koordinasyon sağlıyoruz. Böylece özellikle AB ülkelerinin üniversiteleriyle ortaklaşa yürütülen öğrenci değişim programlarına öğrencilerimiz de dahil oluyor. Ders programımızda öğrencilerimize sosyal bilimlerin geneline ilişkin bir çerçeve sunulduğu gibi özelde uluslararası ilişkiler disiplininin siyasi tarih, uluslararası hukuk, uluslararası politika alanları da ayrıntılı olarak öğretiliyor. Bu çerçevede eğitim programımızda; uluslararası politik ekonomi, uluslararası güvenlik, Türk Dış Politikası, Orta Doğu Politikası, Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri, küreselleşme ve demokratikleşme konularına öncelikli olarak ağırlık veriyoruz. Başta Rektörümüz Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper olmak üzere, üniversitemizin yönetiminin hem öğrencilerimizin hem de akademik kadronun ihtiyaçlarına çok duyarlı olması da kısa sürede başarılı olmamızı sağlayan en önemli hususlardan biri.”

KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE KARİYER YAPMA FIRSATI

Doç. Dr. Arif Bağbaşlıoğlu, uluslararası ilişkiler bölümü mezunlarının aldıkları eğitim aracılığıyla hem kamuda hem de özel sektörde kariyer imkanına sahip olduklarına dikkat çekerek, şunları söylüyor; “Kamuda başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere birçok bakanlığın ilgili birimlerinde çalışabildikleri gibi uluslararası organizasyonlarda, sivil toplum kuruluşlarında ve çokuluslu şirketlerde de çalışabiliyorlar. Öğrencilerimizin aldıkları eğitim vasıtasıyla hem kamu hem de özel sektörün ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip olmasını amaçlıyoruz. Bu bağlamda derslerin dışında, öğrencilerin, konferanslara, panellere katılmalarını, uluslararası literatürü takip etmelerini ve yaz dönemlerinde de alanlarına ilişkin yerlerde staj yapmalarını teşvik ediyoruz. Yüzde 100 İngilizce eğitim veren bölümümüz, ilk defa bu yıl mezun verecek. Bu durumun heyecanı ile yeni öğrencilerimizi de bekliyoruz.”

Muhabir: Egemen Altay