Yaz aylarında kavurucu sıcakların etkisiyle su tüketiminin tavan yaptığı İzmir, güncel baraj doluluk oranları ile karşı karşıya olduğu su krizini bir kez daha gündeme taşıdı. İZSU’nun 17 Temmuz 2025 itibarıyla açıkladığı baraj verileri, kentin ana kaynaklarındahem kritik düşüşü hem de sürdürülebilirlik endişesini ortaya koydu. Kentin başlıca su kaynaklarını oluşturan altı büyük barajda doluluk oranları dramatik seviyelere gerilerken, kuraklık ve artan talep tabloyu daha da vahimleştiriyor.
Şehir genelinde özellikle Gördes, Tahtalı ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarında suyun dibe vurduğu görülüyor. Uzmanlar, vatandaşları ve sanayi kuruluşlarını suyun her damlasına sahip çıkmaya çağırırken, acil tasarruf önlemlerinin hayati olduğuna vurgu yapıyor.
Gördes barajında su bitti: Doluluk binde bire düştü
İzmir’in umut bağladığı Gördes Barajı, neredeyse kurumuş halde. Aktif doluluk oranı sadece %0,08’e inmiş durumda. Barajda kullanılabilir su hacmi 360 bin metreküpe kadar gerilerken, geçtiğimiz yıl aynı tarihte bu miktar tam 39 milyon 20 bin metreküptü. Su seviyesi tehlikeli eşiğe dayanmış Gördes, şehrin su arzı dengesinin bozulmasında en kritik halkayı oluşturuyor.
Bu dramatik tablo, baraj politikalarında ve kaynak yönetiminde acil eylem çağrısı yapmayı gerektiriyor. Kuraklık verileriyle birleştiğinde Gördes Barajı’nda tam bir su krizi yaşanıyor. Uzmanlar, bu barajın sağlaması gereken katkının neredeyse sıfırlandığını, kısa vadede ciddi eylem planları oluşturulmazsa kentin susuzluk tehlikesiyle açıkça karşı karşıya kalacağını vurguluyor.
Tahtalı Barajı kritik eşiğin üzerinde kalamadı
Tahtalı Barajı, İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan en büyük rezervlerden biri. Ancak son verilere göre, doluluk oranı %10,13’e kadar geriledi. Barajın toplam kullanılabilir su hacmi şimdilik 29 milyon 73 bin metreküp olsa da, bu miktar yaz mevsiminde artacak tüketimi karşılamaya yetersiz görünüyor.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde doluluk oranı %24,85 iken bu yıl yaklaşık üçte bir seviyesine inmiş durumda. Göl seviyesinin minimum sınırının hemen üzerinde olması, Tahtalı’da da alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. Özellikle yaz sıcaklarında kent geneline su dağıtımında aksaklık yaşanmaması için, tüketimin asgari düzeye çekilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Balçova, Alaçatı ve Ürkmez barajlarında keskin düşüş
Ürkmez Barajı ve Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı, bir diğer endişe verici tabloyu ortaya koyuyor. Ürkmez’de doluluk oranı %15,15, Alaçatı’da ise yalnızca %5,60 olarak kaydedildi. Balçova Barajı’nda ise durum biraz daha iyi olmakla birlikte, %37,47 doluluk oranı hâlâ sürdürülebilir su hizmeti için riskli sınırda.
Alaçatı Kutlu Aktaş’ın kullanılabilir su hacmi 896 bin metreküpe, Ürkmez’in ise 1 milyon 250 bin metreküpe kadar düştü. Bu barajlarda geçen yılın aynı dönemine göre doluluk oranı yarıdan fazla azalmış durumda. Son bir yıl içinde alınan yağış miktarının yetersizliği ve kış aylarında artmayan stoklar, yaz başında bu kadar düşük seviyelere neden oldu. Mevsim normallerinin altında seyreden yağmur ve azalan yeraltı suyu rezervleri, tüm barajlarda ortak sorun olarak dikkat çekiyor.
Güzelhisar Barajı son kale gibi duruyor
Kuraklık ve yoğun su kullanımı altında bile Güzelhisar Barajı İzmir’de adeta son kale olmayı başardı. Aktif doluluk oranı yüzde 59,60 ile en güvenli durumda olan baraj konumunda. Toplam kullanılabilir su hacmi 85 milyon 465 bin metreküp olarak ölçülürken, geçen yılda da en yüksek doluluk seviyeleri burada kayıtlara geçmişti.
Yine de Güzelhisar’ın da geçen yıla oranla kayıplar verdiği ve sürdürülebilirliğin tehdit altında olduğu unutulmamalı. Uzmanlar, bu barajın etkin yönetimi sağlanmazsa kentin kısa sürede daha da büyük bir su kriziyle karşılaşabileceği görüşünde birleşiyor.
Geçen yılın çok altında: rakamlar ürkütüyor
2024-2025 karşılaştırmasına bakıldığında, İzmir’in tamamındaki barajlarda istisnasız çok keskin düşüşler göze çarpıyor. Örneğin, Gördes Barajı geçtiğimiz yıl aynı dönemde %8,97’lik doluluk oranına sahipken bugün binde 1 seviyesinin altına geriledi. Balçova, Tahtalı, Ürkmez ve Alaçatı barajlarında da toplam su hacimleri, kapasitenin dörtte birine kadar düştü.
İklim uzmanları, bu yıl görülen düşük doluluk oranlarını olağanüstü kuraklık ve kış yağışlarının azlığı ile açıklıyor. Ayrıca artan nüfus, yazlıkçı hareketleri ve tarımsal sulama ihtiyaçları da krizi tetikleyen diğer faktörler arasında.
İzmir’i ne bekliyor: Azaltım ve bilinçli tüketim şart
İzmir’de yaşanan bu su sıkıntısı, yalnızca yağış azlığına değil, aynı zamanda yüksek yaz nüfusu ve artan tüketim oranına da bağlı. Yetkililer, yerel yönetimlerin acil şekilde su tasarrufu kampanyaları başlatması, sanayi ve tarımsal sulamada daha verimli yöntemlerin devreye alınması gerektiğini vurguluyor. Kısa vadede ise bireysel kullanıcıların duş sürelerini kısaltması, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam dolu çalıştırması gibi basit önlemler dahi önemli bir fark yaratabilir.
Böylesine kritik bir dönemde, İZSU'nun ve ilgili kurumların düzenli olarak baraj doluluk verilerini güncellemesi, İzmirli yurttaşların gelişmeleri yakından takip ederek tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmesi büyük önem taşıyor. Uzmanlara göre sürdürülebilir bir gelecek için bugün atılacak adımlar, kentte milyonların kaderini belirleyecek.