İzmir Barosu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) 38. Genel Kurulu Divanı'na sunduğu bildirgeyle, ülkedeki hukuk devleti ve demokrasi prensiplerinin işleyişine ilişkin ciddi eleştirilerde bulundu. Anayasa'nın güvence altına aldığı temel hak ve özgürlüklerin korunması gerektiğini vurgulayan baro, mevcut durumun kaygı verici olduğunu belirtti. Baronun sunduğu genel kurul sonuç bildirgesi talebinin metni şu şekilde:

İzmir Barosu Delegelerimizce TBB 38. Genel Kurul Divanına Sunulan Genel Kurul Sonuç Bildirgesi Talebimiz

Anayasasında laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletine vurgu yapılan bir ülkenin hakikat peşindeki avukatlarıyız.

Biz demokrasiyi yalnızca 5 yılda bir önümüze konulan sandıklardan değil, sandıktan çıkan sonuca saygıdan, seçilenin haklarının korunuyor olmasından, azınlık olana çoğunluğa erişebilme hakkının tanınmasından biliriz.

Hukuk devletinden; mahkemeleri talimatla çalışmayan, yurttaşların bağımsız yargıya ulaşabildikleri, çekinmeden konuşabildikleri, kanuna saygının esas olduğu, hakimlerin kararlarının sonuçlarından endişe duymadığı, yargıdan önce idarenin konuşmadığı, mahkemelerin iktidarın tedip sopası olarak kullanılmadığı, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulandığı, B planlarının, C planlarının yargının önüne geçmediği devleti anlarız.

Sosyal devlet deyince, insanlarının yoksullukta değil varsıllıkta eşitlendiği, kurduyla kuşuyla tüm doğanın yaşam hakkına saygı gösterilen, insanlarının cinsiyetleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle gadre uğramadığı, öteki olmadığı, ezilmediği, öldürülmediği devleti ararız.

Biz anayasasında laik, sosyal, hukuk devleti yazan bir cumhuriyetin hakikati arayan avukatlarıyız.

Tüm ülkede yaşanan derin yoksulluktan payını alan, saldırıya uğrayan, duruşma salonlarında gözaltına alınan, baskı ve gözdağı ile susturulmaya çalışılan, çoklu baro yasası ile iktidara tabi kılınmak istenen avukatlarız.

Farkındayız seçim sandıklarına emanet ettiğimiz oyların yağmalandığının ve irademizin gasp edildiğinin, vekillerimizin hala cezaevlerinde olduğunun, bize hizmet etsin diye seçtiğimiz belediye başkanlarının düzmece iddialarla görevden alınıp cezaevlerine atıldığının ve yerlerine kerameti atayanlarca menkul kayyımların atandığının.

Farkındayız AİHM kararlarının uygulanmadığının, AYM kararlarının yani Anayasa'nın yok sayıldığının, istenmeyen kararları veren mahkemeler üzerinden bütün yargı camiasının tehdit edildiğinin, yargı bağımsızlığının zerresinden dahi söz etmenin imkanı kalmadığının.

Mermer ocağı göleti iki kardeşe mezar oldu Mermer ocağı göleti iki kardeşe mezar oldu

Farkındayız, üç beş şirketin kârlılığı için doğanın talan edildiğinin, toplu hayvan katliamları için yasalar çıkarıldığının, etki ajanlığı denilerek bütün bir toplumun diline kilit vurulmak istendiğinin, ülkenin bir açık cezaevine döndürüldüğünün.

Farkındayız, cezaevindeki avukatların, hak savunucularının, gazetecilerin ve tüm muhaliflerin ve yine farkındayız cezasızlık politikaları yüzünden bir gün bile cezaevine girmeyen katillerin, uyuşturucu baronlarının, kolluk görevlilerinin, kamu çalışanlarının.

Bu karanlık böyle sürsün, kimse isyan etmesin diye söylenen yalanların ve sallanan sopanın da farkındayız elbette.

Bu karanlığı yaratan ve sürdürmeye çalışanlara inat, biz Türkiye'nin avukatları tüm yurttaşlarımıza söz veriyoruz:

Hakikat, adalet ve vicdan arayışında tüm baskılara rağmen susmayacak, "Kral Çıplak" demeye devam edeceğiz. Dikensiz gül bahçesi arayanların karanlığını yırtacak gülümüzün dikenleri.

Kaygılanmayın, hak ve özgürlükleriniz için, vicdan ve adalet için, hakikat için mücadele eden avukatlar ve barolar var ve hep var olacak.

Genel Kurul Sonuç Bildirgesi

Kaynak: HABER MERKEZİ