İzmir'in Narlıdere ilçesinde, bir neslin ömrüne yayılan ve Türkiye'deki mülkiyet hukuku çıkmazlarının adeta bir özeti haline gelen 38 yıllık hukuk mücadelesinde yeni ve sarsıcı bir gelişme yaşandı. Yüzlerce insanın hayatını doğrudan etkileyen, mahkeme koridorlarında geçen onlarca yılın ardından Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi için bir kez daha iflas kararı verildi. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin arsa sahibi İrfan Sağlam tarafından açılan dava sonucunda aldığı bu karar, 1987 yılında bir ev sahibi olma umuduyla yola çıkan 140 ailenin geleceğini bir kez daha belirsizliğe sürükledi.

Image-665

Daha önce de verilen benzer bir iflas kararının itirazlar sonucu kaldırılmış olması, sakinlerin umudunu diri tutsa da, Anayasa Mahkemesi'nde devam eden bireysel davalar ve son gelen bu iflas kararı, davanın ne denli karmaşık ve kritik bir aşamada olduğunu gözler önüne seriyor.

64C0D062470A9B2Bc0A33Be5

Bir ev hayaliyle başlayıp kabusa dönen 38 yıl

Her şey, takvim yapraklarının 1987 yılını gösterdiği bir dönemde başladı. İzmir'in o yıllarda gelişmekte olan ve bugün en değerli bölgelerinden biri haline gelen Narlıdere ilçesinde, bir grup memur ve emekli, sıcak bir yuva kurma hayaliyle bir araya gelerek Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi'ni kurdu. Kooperatif, aynı yıl arsa sahibi İrfan Sağlam ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladı. Anlaşmaya göre, Sağlam'a ait geniş arazi üzerine 5 bloktan oluşan, 6 katlı ve toplam 140 dairelik bir site inşa edilecekti. İnşaat tamamlandığında ise, yapılan anlaşma gereği bu dairelerden 42'si arsa sahibine verilecekti. İnşaat büyük bir heyecanla başladı ve kısa sürede tamamlandı. Ancak ne olduysa, tam da hayallerin gerçeğe dönüştüğü o son adımda oldu. Kooperatif yönetimi, anlaşma uyarınca arsa sahibine düşen 42 daireyi teslim etmek istediğinde, beklemedik bir yanıtla karşılaştı. Arsa sahibi İrfan Sağlam, inşaatta hatalar ve eksiklikler olduğu iddiasıyla daireleri teslim almayı reddetti. İşte bu ret, 140 ailenin hayatını altüst edecek, nesilden nesile devreden ve adeta bir kangrene dönüşecek 38 yıllık hukuk mücadelesinin fitilini ateşleyen ilk kıvılcım oldu.

64C0D062470A9B2Cc879991A

Türk Telekom'da Yiğit Bulut'un yerine İskender Pala atandı
Türk Telekom'da Yiğit Bulut'un yerine İskender Pala atandı
İçeriği Görüntüle

Mahkeme koridorlarında geçen bir ömür

Taraflar arasındaki anlaşmazlık, kısa sürede mahkeme salonlarına taşındı. Basit bir "ayıplı mal" davası gibi başlayan süreç, yıllar içinde içinden çıkılmaz bir hukuk labirentine dönüştü. Dava defalarca farklı mahkemeler arasında gidip geldi. İzmir'deki asliye hukuk, ticaret ve idare mahkemeleri, birbirinden farklı ve zaman zaman birbiriyle çelişen onlarca karara imza attı. Kararlar temyiz edildi, Yargıtay'a gitti, bozuldu, yeniden yerel mahkemelere döndü. Bu süreçte, kooperatif üyeleri evlerinde oturmaya devam etse de, tapularını alamamanın ve her an kapılarına bir mahkeme celbi gelebilecek olmasının stresiyle yaşadılar. Hukuki belirsizlik, ailelerin hayatını her alanda etkiledi. Çocuklar bu evlerde doğdu, büyüdü, evlendi; hatta bazı ilk kurucu üyeler, davanın sonucunu göremeden hayatını kaybetti. Yıllar içinde Yargıtay, özellikle ülkede imar barışı sürecinin devam etmesini gerekçe göstererek bazı kararları iade etti ve tarafları bir kez daha yerel mahkemelerin insafına bıraktı.

64C0D062470A9B29F4616Cc6

İmar barışı umudu da mahkeme kararıyla söndü

Türkiye'de binlerce benzer durumdaki yapı için bir kurtuluş reçetesi olarak sunulan "imar barışı" düzenlemesi, Özmavikent sakinleri için de yeni bir umut kapısı araladı. Kooperatif üyeleri, yıllardır süren bu hukuki kaostan kurtulmak için bu fırsata sarıldı. Aralarında para toplayarak tam 1 milyon 350 bin Türk Lirası gibi önemli bir meblağı devlete ödediler ve binaları için yapı kayıt belgesi aldılar. Artık bu belgeyle evlerinin yasal statü kazandığını ve tapu yolunun açıldığını düşünüyorlardı. Ancak bu umut da kısa sürdü. Arsa sahibi İrfan Sağlam, "Kooperatif üçüncü şahıstır, imar barışından faydalanma hakkı yoktur" iddiasıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na itirazda bulundu. Bakanlık bu itirazı reddetse de, Sağlam pes etmedi ve konuyu bu kez İzmir 4. İdare Mahkemesi'ne taşıdı. İdare Mahkemesi, arsa sahibini haklı bularak, 140 ailenin büyük umutlarla ve ciddi bir maliyetle aldığı yapı kayıt belgelerinin tamamını iptal etti. Bu karar, sakinler için büyük bir şok ve hayal kırıklığı oldu.

64C0D062470A9B29F4616Ccb

Kendi evlerinde "haksız işgalci" oldular

Yapı kayıt belgelerinin iptali, davada dengeleri tamamen arsa sahibi lehine değiştiren bir domino etkisine yol açtı. Bu kararın hemen ardından, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, davayı esastan görüşerek belki de en yıkıcı kararlardan birini verdi: Kooperatif ile arsa sahibi arasındaki 1987 tarihli sözleşmenin "geriye etkili olarak feshine" hükmetti. Hukuken bu karar, sözleşmenin hiç yapılmamış sayılması anlamına geliyordu. Bu durum, kooperatifin ve dolayısıyla üyelerinin arazi üzerindeki tüm yasal haklarını kaybetmesi demekti. Artık ellerinde hiçbir yasal dayanakları kalmayan kooperatif üyeleri, kendi paralarıyla yaptırdıkları ve yıllardır oturdukları evlerde hukuken "haksız işgalci" konumuna düşmüşlerdi. Bu kararı koz olarak kullanan arsa sahibi, hiç vakit kaybetmeden tek tek bütün üyelere karşı "el atmanın önlenmesi", yani tahliye davası açmaya başladı. İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen ilk davalarda, 4 aile hakkında tahliye kararı verildi. Mahkeme, bu ailelerin ayrıca yaklaşık 243 bin liralık avukatlık ücreti ve harçları da ödemesine hükmetti. Bu kararla birlikte 140 hanenin tamamı için tahliye riski somut bir hale geldi. Aileler, son çare olarak mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle davayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Kooperatif için yeniden çalan iflas çanları

Anayasa Mahkemesi'ndeki bireysel başvuru süreci devam ederken, 21 Temmuz 2025 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden gelen haber, sakinlerin üzerine adeta bir karabasan gibi çöktü. Mahkeme, arsa sahibinin talebi üzerine, Sınırlı Sorumlu Özmavikent Konut Yapı Kooperatifi'nin iflasına karar verdi. Mahkeme kararında, iflas talebine itiraz etmek veya davaya müdahil olmak isteyenlerin, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde tüm belgeleriyle mahkemeye başvurabilecekleri belirtildi. Bu karar, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi ve mal varlığının tasfiye edilmesi sürecini başlatma potansiyeli taşıyor. Kooperatifin tek mal varlığının ise üzerinde 140 ailenin yaşadığı binalar olduğu düşünüldüğünde, kararın ne kadar kritik olduğu daha net anlaşılıyor. Aileler ve avukatları şimdi, 15 günlük yasal süre içinde karara itiraz etmeye hazırlanırken, 38 yıllık bu trajedinin nasıl sonuçlanacağı merakla ve endişeyle bekleniyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ