Sinagoglar, Yahudi cemaatinin ibadet ettiği ve toplandığı kutsal mekanlardır. İzmir, tarihi boyunca önemli bir Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmış ve bu nedenle çeşitli sinagoglara sahip olmuştur. Bu sinagoglar, hem dini ibadetlerin yapıldığı yerler olarak hem de Yahudi toplumunun sosyal ve kültürel etkinliklerinin merkezleri olarak hizmet vermiştir. Peki, İzmir yahudi mahallesi nerede? İzmir Sinagog listesi

Bikur Holim Sinagogu

Bikur Holim Sinagogu

Portekiz asıllı bir Hollandalı olan Salomon de Ciaves, 1724 yılında İzmir'e göç ederek bir sinagog inşa etmiştir. Geniş avlulu evlerinden birini Yahudi cemaatine bağışlamış ve sinagog olarak kullanılmak üzere tahsis etmiştir. Ayrıca, sinagog için gerekli olan tüm dini kitap ve kutsal eşyaların alınmasını sağlamıştır. Gelir elde etmek amacıyla, bitişikteki bazı evleri ve dükkanları da hibe etmiştir.

Sinagogun "Bikur Holim" adını almasının sebebi, büyük olasılıkla İzmir'de geçmişte sıkça görülen veba veya kolera salgınları döneminde bodrumunun hastane olarak kullanılmasıyla ilgilidir.

Bu bahsedilen bodrumun aynı zamanda Yahudi cemaatinin hapishanesi olarak kullanıldığı da mümkündür. 1772 yılında yangın sonucu sinagog zarar görmüş, ancak aynı aileden Manuel de Ciaves tarafından 1800 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Ana ibadet salonu merkezi bir plana sahip olan sinagogda, görkemli bir dua okuma kürsüsü olan Teva bulunur. Tavan çiçek ve meyve desenleriyle süslenmiş, sütunlar ise yeşil ve sarı renkte boyanmıştır. Bu özellikleriyle İzmir'in en etkileyici ibadethanelerinden biridir.

Bet Hillel Sinagogu

Bet Hillel Sinagogu

Haham Hayim Palaçi (1788-1869) ve oğlu Haham Avraham Palaçi (1809-1899), 19. yüzyılda İzmir Yahudi cemaatinin önde gelen ilahiyatçıları olarak tanınmaktadır. İkisi de sadece İzmir ve Osmanlı İmparatorluğu'nda değil, aynı zamanda Avrupa ve Ortadoğu'daki Yahudi din adamlarının da dikkatini çekerek İzmir'e gelmelerine neden olmuşlardır.

Haham Hayim Palaçi, hayatı boyunca toplam 72 kitap yazmış ve bunlardan 26'sı yayınlanmıştır. 1861 yılında Sultan Abdülmecid tarafından "Adaletten Sorumlu İlahiyatçı" nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Önceden Haham Hayim Palaçi ve oğullarının eğitim aldığı bir Yeşiva olan bina, 1840 yılında Haham Avraham Palaçi tarafından bir ibadethaneye dönüştürülmüştür.

Bet Hillel Sinagogu ile Haham Hayim Palaçi'nin mezarının bulunduğu Gürçeşme Mezarlığı ve arınma havuzu Mikve, Palaçi'nin öğrencileri tarafından kutsal yerler olarak kabul edilmiş ve bu mekanlar topluluğu "Pırlanta Üçgeni" olarak anılmıştır.

Portekiz Sinagogu

Portekiz Sinagogu

İzmir'deki Portekiz Sinagogu, ismindeki kökeniyle bilinen tek sinagogdur. Kurucularının kökenini yansıttığı bu sinagog, Hahambaşı Jozef Eskapa döneminde, yani 1620'li yıllardan itibaren var olduğu bilinen altı sinagogdan biridir. O dönem için İzmir'in en büyük sinagogu olarak kabul edilir.

1. yüzyılda Sabetay Sevi'nin "mesih hareketi"nin odak noktası haline gelen bu sinagog, tarihsel olaylar serisine şahitlik etmiştir. Sabetay karşıtlarının sığındığı bir kale gibi kabul edilen Portekiz Sinagogu, hareketin yayılmasıyla birlikte kapılarını Sabatay Sevi'ye kapamıştır. Yıllar sonra Sabetay ve taraftarları, kapıları kırarak sinagogu işgal etmiş ve muhalif hahamları takip etmiştir.
Önceden kendisini "Yahudilerin Mesihi" ilan etmiş olan Sabatay Sevi, bu baskınla birlikte kurtuluş gününü ilan etmiş ve Portekiz Sinagogu, yeni katılımcılarla birlikte Sabetaycı hareketin merkezi haline gelmiştir.

1976 yılında yangınla tahrip olan Portekiz Sinagogu, 2018 yılında restore edilerek sosyal aktivite merkezi olarak hizmet vermeye başlamıştır.

Etz Hayim Sinagogu

Bu sinagog, tekrar tekrar yangın ve deprem tehlikelerinden kurtulmuştur. 1841 yangınında zarar görmüş ancak 1851'de Daniel de Sidi tarafından onarılmıştır.

Bu merkezi planlı sinagogun dua okuma kürsüsü olan Teva, 20. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa sinagog mimarisinden esinlenerek Ehal'in yanlarına taşınmıştır.

1688 yılında hayatını kaybeden Salomon Ben Ezra'ya ait bir belgede, İzmir'deki tek sinagogda Müslüman Türklerin namaz kıldığından bahsedilmektedir. Bu belge, İzmir'in Türklerin fethi dönemine denk geldiği ve şehirde cami bulunmadığı için bu sinagogda dua ettikleri anlamına gelmektedir.

Hevra (Talmud Tora) Sinagogu

Hevra (Talmud Tora) Sinagogu

Talmud Tora olarak bilinen Hevra Sinagogu'nun adı, eski metinlerde geçmektedir. Sinagog, 17. yüzyılda Haham Jozef Eskapa döneminde yangınlara maruz kalmış ve birkaç kez yeniden inşa edilmiştir. 1838 yılında meydana gelen bir yangın sonucunda Çelebi ve Menahem Hacez kardeşler tarafından yeniden yapılan bina, 1841 yangınında tekrar yanmış ve uzun bir süre harabe halinde kalmıştır.

Hevra Sinagogu, merkezi bir plana sahip olup, Teva adı verilen dua okuma kürsüsü, üçlü Ehal adı verilen Tevrat rulolarının saklandığı dolap ve Midraş adı verilen küçük bir ibadet salonu ile tipik bir İzmir sinagogudur. Sinagogda bulunan çok sayıda Tevrat rulosu, buraya prestijli bir statü kazandırmıştır.

1999 yılında çatısı çöken Hevra Sinagogu, 2020 yılında kurtarma çalışmaları tamamlanmış olmasına rağmen restorasyon çalışmaları henüz başlamamıştır.

Şalom Sinagogu

Şalom Sinagogu

Şalom Sinagogu, 1620 yılından itibaren Yahudi Cemaati'nin örgütlenmesini sağlayan ve 1648'den sonra lideri olan Hahambaşı Jozef Eskapa tarafından kurulan bir sinagogdur. Haham Eskapa, aynı zamanda genç Sabatay Sevi'ye din eğitimi vermiş, ancak Sevi kendini "Mesih" ilan ettiğinde onun İzmir'den kovulmasına da öncülük etmiştir.

Şalom Sinagogu, 1841 yangınında hasar görmeden kalmış tek sinagog olarak bilinir. İç mekanı, işlemeli tavanı ve duvar boyunca uzanan çiçek desenli minderli kanepeleriyle tipik bir Anadolu evini anımsatan özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sayesinde İzmir'in en otantik sinagogu olduğu söylenebilir.

Sinagog aslında merkezi bir plana sahip olmasına rağmen, 1939 yılında Teva (dua okuma kürsüsü), Ehal'in (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) karşısındaki duvarın önüne taşınmıştır.

Algazi Sinagogu

Algazi Sinagogu

Algazi Sinagogu, İshak Algazi tarafından 1724 yılında yaptırıldığı düşünülen kitabe nedeniyle tanınmaktadır. Ancak başka bir görüş, sinagogun en azından 17. yüzyılda var olduğunu ve 1666'da Sabatay Sevi tarafından kontrol edildiğini ileri sürmektedir.

Sinagogun bodrum katı, hem Midraş (küçük ibadet salonu) olarak kullanılan hem de Asara Batlanim'in (on yaşlı erkek) ülkenin ve halkın kurtuluşu için gün boyunca dua ettiği bir mekan olarak hizmet veriyordu. Ayrıca, kullanılmayan kutsal yazılar ve dini nesneler de Yahudi geleneğine uygun olarak gömülmeden önce burada saklanıyordu.

Algazi Ailesi'nin önde gelen hahamlar yetiştirdiği bilinen İshak Ben Salomon Algazi, bu sinagogla ilişkilendirilen bir kişidir. 1889 doğumlu olan İshak Algazi, Bet Hillel Yeşivası'nda eğitim gördü ve ataları gibi Algazi Sinagogu'nda Hazan (müezzin) olarak görev yaptı. İshak Algazi, dini, laik ve klasik Türk müziğinin en önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilir.

Forasteros Sinagogu

Forasteros Sinagogu

İzmir'in tarihi Kemeraltı Çarşısı'nın ve birinci Yahudi mahallesinin merkezinde bulunan bir sinagog, iki farklı isimle anılıyordu. "Orahim" (İbranice'de "yabancılar" anlamına gelir) ve "Forasteros" (İspanyolca'da "misafirler" anlamına gelir) isimleri, buranın İzmir'e yeni göç eden Yahudi topluluğuna hizmet verdiğini ifade etmektedir. Sinagog büyük olasılıkla 17. yüzyılda inşa edilmiş ve aktif bir şekilde kullanılmıştır, ta ki bir yangında yok olana kadar. Sinagog ağır hasar gördü ve işlevini yitirdiğinde, avlusu uzun yıllar boyunca Yahudiler için kutsal olan Yom Kippur'dan önce kefaret adaklarının yapıldığı kaşer (helal) kesimhane olarak kullanılmıştır.

Sinyora Sinagogu

Sinyora Sinagogu

17. yüzyılda birçok kez yangına maruz kalan bir bina, 1841 yangınında tamamen yıkıldı ve Moiz Bengiat Yeruşalmi'nin yardımlarıyla tekrar inşa edildi.
Sinagogun merkezi planından ikili Teva (dua okuma kürsüsü) uygulamasına dönüştürüldüğü zemin düzeni açıkça görülebilir. İzmir'e özgü üçlü kompozisyona uygun olarak Tevrat'tan alınan satırların yazılı olduğu kapıları ve Ehal (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) bulunmaktadır.

Bir hikayeye göre, bu sinagogun Portekiz kökenli Donna Gracia Nassi (1510-1569) adındaki bir hanımefendi tarafından bağışlarla yapıldığı söylenir.

Ancak güncel araştırmalar, 1664 yılında İzmir'den "kutsal topraklar"a göç etmeye karar veren Lea adlı bir hanımefendi tarafından İzmir Yahudi Cemaati'ne sinagog olarak kullanılması için bağışlandığını ortaya koymuştur.

Kaynak: HABER MERKEZİ