CEYHAN DEMİR- ‘İzmir’in Aşk Asansörü’ yazımızın üçüncü ve son bölümüne geldik. Dünyada bir diğer örneği Lizbon’da bulunan Tarihi Asansör’ün kent için önemini, belediye başkanı olduğum dönemde bölgede ve asansörde yapılan çalışmaları anlattım. Bu bölümde de Dario Moreno’yu anıp Tarihi Asansör’ün turizme kazandırılması için önerilerimi sunacağım.
Asansörümüz 1901 tarihinde yapımına başlanıp 1903 yılında tamamlanan İzmir Saat Kulesi’nden sonra kentimizin ikinci önemli simgesi olup yerli ve yabancı ziyaretçilerin hayranlığını kazanıyor. Gelelim yazımızın başlığına. Neden bu asansöre aşk asansörü denildiğini sormayacak mısınız? Hidrolik sistemle çalıştığı yıllarda kırk dört metre yüksekliğe ancak sekiz dakikada çıkabilen asansörümüze kız arkadaşlarıyla binen delikanlılar, bu süre içinde kızları öpüp sıkıştırdıklarından halk arasında bir süre “Aşk Asansörü” olarak anılmış. Bu güzel eseri İzmir’e kazandıran Nesim Levi Bey ile belediyemize bağışlayan Ayla Ökmen Hanım’ı ve emeği geçen herkesi saygı ve rahmetle analım ve bir süre bu sokakta yaşayan Dario Moreno’nun Türkçe seslendirdiği şarkılarından birinin sözlerini birlikte anımsayalım.
DENİZ VE MEHTAP
Deniz ve mehtap sordular seni neredesin?
Nasıl derim terk etti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti.
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Mehtap dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Deniz güldü halime
Bir avuç su verdi elime
Biterse gözyaşın al dedi
Doldur tekrar yerine…
Rüzgâr ve martı sordular seni neredesin?
Nasıl derim terk etti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Martı dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Rüzgâr güldü halime
Dedi gidelim düş önüme
Gidemem dinle martıları
Bitmiyor alayları…
SİMGESEL SANTA JUSTA ASANSÖRÜ
Yüzyıllık demir kulesi, tepedeki Chiado semtine şehir merkezini bağlayan bir asansördür ve tepedeki bir yürüyüş yoluyla erişilir. Lizbon merkezinin en iyi manzaralarından bazılarını sunar, bu nedenle toplu taşıma için inşa edilmiş olmasına rağmen, artık çoğunlukla turistler tarafından kullanılmaktadır. 45 metre yüksekliğindedir (148 ft) ve Lizbon’un en çok fotoğraflanan simgelerinden biridir.
Seyir terası ile yukarıda bulunan sokağın bağlantısı En üstte, Chiado’daki Largo do Carmo’ya giden yürüyüş yolunun yanında, gözlem güvertesine çıkan dar bir spiral merdiven var. Baixa’nın, Rossio Meydanı’nın üstünden, kıyıdaki zafer takı tepesine kadar 360 derecelik bir manzara sunuyor. Gündüzleri güzel ama geceleri de ziyaret etmeye değer, aşağıda aydınlatılmış şehir var. Kasım ayından Nisan’a kadar saat 21:00’de, Mayıs’tan Eylül’e kadar ise sadece saat 23:00’te kapanıyor.
TEPEDEN KALENİN GÖRÜNÜMÜ
Yapının mimarisinin size Paris’teki Eyfel Kulesi’ni hatırlatmasının bir nedeni var:
Gustave Eiffel’in bir müridi olan Raul Mesnier de Pondard tarafından inşa edilmiştir. Ünlü Fransız simgesinden on beş yıl sonra, 190’de açılmıştır. Her iki anıt da demiri ustaca kullanmıştır ve asansör neo-gotik bir stile sahiptir. Başlangıçta buharla çalışan asansör, 1907’de elektriklendirilmiştir. 2002’de ulusal anıt olarak sınıflandırılmıştır. Tepesi yıkık Carmo Manastırı’na bağlıdır. Arkasında gün boyunca içeceklerin ve hafif yemeklerin servis edildiği geniş bir teras bulunurken, gotik anıtın içinde küçük bir arkeoloji müzesi ve 1755’teki yıkıcı depremin bir hatırlatıcısı olarak duran ürkütücü kalıntılar bulunmaktadır.
İŞ BİRLİĞİ TANINIRLIĞI ARTIRIR
İkiz kardeşe yakın benzerlikleri olan bu 2 asansör için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Lizbon Belediyesi arasında, ‘İzmir ve Lizbon’daki Tarihi Asansörler Kardeşliği’ adıyla iş birliği kurulmasını öneriyorum. 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 18. ve 74. maddeleri bu konuda, ilgili bakanlık izni alınarak, belediye meclisince karar alınmasını yeterli görmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyemiz bu amaçla girişimde bulunur ve Lizbon Belediyesi ile iş birliği sağladığı takdirde; her iki asansörün dünya genelindeki tanınırlığı artacaktır. Daha çok yerli ve yabancı turist İzmir ve Lizbon’a gelecek; üzerinde bu asansörleri simgeleyen biblolar, kitapçıklar, şapkalar, tişörtler, kazak, fular, boyun atkısı, kurşun kalem, tükenmez kalem, bloknot, tabak ve çakı bıçağı gibi satışlardan elde edilecek ek gelirle bakım onarımlarının düzenli olarak yapılması sağlanacak, daha da önemlisi, kentsel bir kültür varlığı olan bu asansörlerin gelecek kuşaklara sağlam ve çalışır olarak aktarılması garanti altına alınacaktır.
YENİ BİR PLAKET YAPTIRILMALI
Asansörün onarımı sırasında, bu asansörü 1983 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz bağışlayan Ayla Ökmen için bir plaket yaptırarak asansörün alt giriş duvarına astırmıştım. Bu plaket güneş ve diğer dış etkenlerle yıpranmış ise yeni bir plaket yaptırılmasını; 1907 yılında büyük bir öngörü ve cesaretle bu eseri İzmir’e kazandıran iş insanı Nesim Levi için de ayrı bir plaket yaptırılıp asılmasını öneriyorum. Böylelikle Nesim Levi ve Ayla Ökmen’e İzmir halkının sevgisiyle vefasını kanıtlamış olacağımıza inanıyorum.