TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, İzmir Yaşam Alanları ve EGEÇEP, İzmir Gaziemir'de 2007 yılında tespit edilen radyoaktif ve tehlikeli atıkların bertaraf sürecinin şeffaf ve denetlenebilir olmasını talep ediyor.  

Dünya'nın Dönüşünü Mega Yapılar Yavaşlatıyor: Gelecekte Bizi Neler Bekliyor? Dünya'nın Dönüşünü Mega Yapılar Yavaşlatıyor: Gelecekte Bizi Neler Bekliyor?

İZMİR’İN 16 YILLIK NÜKLEER SORUNU 

Gaziemir’deki bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde bulunan radyoaktif ve tehlikeli atıkların bertarafına yönelik yapılan açıklamada, “Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile birlikte 17 yıldır devam etmektedir” diye konuşuldu. ,

TEMİZLİK KAMUOYUNA AÇIK OLMALI! 

Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay’ın desteği ve sivil toplum kuruluşların ortaklığında yapılan basın açıklamasında sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini vurgulandı. 

Yapılan açıklamanın devamında şu şekilde konuşuldu:  

“Alanda atıkların tespitinden sonra yalnız 260 ton radyoaktif atığın TAEK’e depolanmak üzere gönderildiği bilinmektedir. ‘Radyoaktivite Bulaşmış Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması, Sahanın Temizlenmesi ve Elde Edilen Kurşunun Geri Kazanımı Projesi’ için hazırlanan ÇED raporuna, eksikleri olmasına rağmen 10 Ağustos 2017 tarihinde ÇED Olumlu Kararı verilmiştir. Ancak geçen süre içinde atıkların bertarafı için herhangi bir çalışma yapılmadığı gibi hiçbir güvenlik önlemi alınmamış; İzmir halkı 17 yıl boyunca Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklarla yaşamaya devam etmek zorunda bırakılmıştır. Bugün yine bir kez daha; şeffaf ve denetlenebilir olmayan, yerel yönetimler ve uzman meslek odaları gibi paydaşlarla paylaşılmayan, 17 yıldır atıklarla iç içe yaşayan halkın bilgilendirilmeden yürütülmek istenen bir “temizlik” süreci başlatıldığına şahit oluyoruz. Temmuz ayı itibariyle alanda iş makineleri ile çalışmalara başlandığı görülmüştür. Aynı gün basında; alanda gömülü tehlikeli ve radyoaktif atıkların Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Denetleme Kurumu gözetiminde “konusunda uzman ekipler” tarafından bulunduğu yerden kaldırılacağına ve yapılacak çalışmaların finansmanının “araziyi satın alan firma” tarafından sağlanacağına ilişkin haberler yer almıştır. Alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için temizlik süreci ile ilgili yapılacak çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.” 

Basın açıklamasında sıralanan talepler ise şu şekilde:

  • “Yukarıdaki soruların tamamının eksiksiz olarak cevaplandırılması, çevresel iyileştirme planı, iş termin planı, analiz raporları ile birlikte konu ile ilgili belgelerin tamamının kamuoyuyla paylaşılması; 

  • Alandaki tüm çalışmaların, radyoaktif kirlilik yaşanan alanların temizlenmesi ve rehabilitasyonu konusunda uzman ve benzer iş deneyimine sahip uluslararası akredite kuruluşların denetiminde; ayrıca uzman meslek odaları ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile bağımsız uzman/akademisyenlerin katılımıyla kurulacak bir komisyonun gözetiminde gerçekleştirilmesi; 

  • Alandaki tüm kirleticilere (radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik sürekli izleme yapılarak ölçüm sonuçlarının paylaşılması ve alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli izlenebilir duruma getirilmesi; 

  • İlk 3 maddedeki koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların durdurulması.” 

Kaynak: Haber Merkezi