Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ve Zeytince Ekoloji Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğinde düzenlenen çalıştayda, “AB Horizon PSLifestyle Projesi” kapsamında bugüne kadar elde edilen sonuçlar iş dünyası temsilcileriyle paylaşıldı. AB Horizon PSLifestyle Projesi'nin yerel koordinatörü Doç. Dr. Meneviş Uzbay Pirili, şu ana kadar İzmir’de 13 bin kişinin karbon ayak izini ölçtüklerini belirterek, “İzmir’in yıllık ortalama karbon ayak izi 8.3 ton. Bu da Türkiye ortalaması olan 5.2 tonun üzerinde. Bu projeyle ciddi bir veri seti oluşturduk. Hangi alanlarda karbon ayak izimiz yüksek, hangi alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz gibi. Bu veri setini tüm paydaşlara özellikle de iş dünyasına açıyoruz” dedi.
GELECEĞİMİZ İÇİN SORUMLULUK ALMALIYIZ
Dernek merkezinde düzenlenen “Sürdürülebilir Yaşam Çalıştayı: İş İnsanları” çalıştayının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Başkanı Neşe Gök, “ESİAD’da sürdürülebilirlik özelinde birçok faaliyet yapıyoruz. Sekiz yuvarlak masamız var ve yıl boyunca bu masalar etrafında çeşitli projeler yürütüyoruz. WEPs imzacısıyız ve Global Compact ile de yakın iş birliği içerisindeyiz” dedi. Aynı zamanda Avrupa Birliği Bilgi Merkezi işlevini de üstlendiklerini belirten Gök, sürdürülebilirlik temalı webinarlar ve zirveler düzenlediklerini söyledi. Neşe Gök, ESİAD’ın sürdürülebilirlik çalışmalarının iş dünyası ve toplum için bir rehber niteliğinde olduğunu belirterek, iş dünyasına sürdürülebilir bir gelecek için daha büyük sorumluluk alma çağrısında bulundu.
İZMİR’DE 13 BİN KİŞİNİN KARBON AYAK İZİ ÖLÇÜLDÜ
İzmir'de yürütülen AB Horizon PSLifestyle Projesi'nin yerel koordinatörü Doç. Dr. Meneviş Uzbay Pirili de, 2.5 yılda yapılan çalışmaları ve elde edilen sonuçları paylaştı. Birçok paydaşla yürütülen projenin İzmir’in kampanyası haline geldiğini vurgulayan Pirili, “Bu, 8 ülkede ve o ülkelerin pilot kentlerinde yürütülen bir proje. Türkiye’den İzmir seçildi ve 2025 Eylül ayında tamamlanacak. Projenin adı, Karbon Ayak İzi Projesi. Bizler Zeytince Ekolojik Yaşam Derneği olarak bu projeyi temsil ediyoruz. Proje, iklim krizi ile mücadelede vatandaşları da çözüm ortağı yapmayı amaçlıyor. Günlük yaşamımızda önemli miktarda karbon salımı yapıyoruz; ulaşım, atık, enerji tüketimi gibi alanlarda emisyonlarımız var. Bu proje, küçük davranış değişiklikleri ile karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyor. Bir uygulamamız var; karbon ayak izini ölçüyor, önerilerde bulunuyor ve bireylere bir plan hazırlama fırsatı sunuyor. Şu ana kadar 300 bine yakın kişi karbon ayak izini test etti. Bu kişilerin 23 bini karbon ayak izini azaltmak için ipuçlarını seçti ve bunun sonucunda ciddi bir emisyon düşüşü yaşandı. İzmir’de bugüne kadar 13 bin kişiye ulaştık. Şehrin yıllık ortalama karbon ayak izi 8.3 ton, bu da Türkiye ortalaması olan 5.2 tonun üzerinde. Kanada’da ortalama bir kişi yılda 14 ton sera gazı emisyonuna neden olurken, Endonazya’da ortalama 2.2 emisyona yol açıyor. Dünyanın en zengin yüzde 1’lık kısmının karbon ayak izi yıllık 300 ton civarında. Yani gelir düzeyi arttıkça sera gazı emisyonu da yükseliyor.”
Pirili, proje kapsamında oluşturulan geniş veri setinin iş dünyası için de değerli bilgiler sunduğunu belirtti. İş dünyasının İzmir'deki tüketim desenleriyle ilgili önemli bilgiler edinebileceğini söyleyerek, projeye iş dünyasının aktif katılımını beklediklerini ifade etti. “Bu verileri tüm paydaşlarla paylaşarak farkındalık yaratmak ve projeyi şehrin ortak bir değeri haline getirmek istiyoruz” dedi.
KARBON KREDİSİ DÖNEMİ GELİYOR
SÜGEP Akademi Başkanı Umut Dilsiz de, “karbon çiftliği” projesiyle yakın gelecekte, dünya ticaretinin de değişeceğini söyledi. Dilsiz, şöyle devam etti:
"Karbon çiftliği projesi, uygun bitki deseniyle karbon emisyonunu havada yakalayıp toprağa hapsediyor ve bu karbonu ölçümleyip karbon kredisine dönüştürerek uluslararası piyasalarda ticaretini yapmanıza imkan tanıyor. Bu krediler, Avrupa Birliği ile yapılacak ticarette de kullanılabilir. Fabrikalarda emisyonu azaltmak her zaman mümkün değil; ancak karbon çiftliği ortaklığı ile elde edilen sertifikalar iş dünyasına fayda sağlayabilir. Bu sertifikalar, Avrupa Birliği ticaretinde kullanılabilir veya karbon borsasında menkul kıymet olarak alınıp satılabilir. Böylece hem kazanç sağlanır hem de sürdürülebilir bir finansman modeli oluşturulabilir. Karbon azaltımı yalnızca şirketlerin sorumluluğu olarak düşünülmemeli. Bu projeler, bireylerin de sorumluluğunu artırarak büyük bir veri havuzu oluşturuyor. Türkiye’de hazırlıkları yapılan iklim yasası ile bireysel karbon ayak izimizin hayatımızı nasıl etkileyeceğini göreceğiz. Yakında, kredi kartlarımızdaki alışverişlerde karbon ayak izi hesaplanacak; fişlerde de ‘Bu alışverişte şu kadar karbon ayak izi yarattınız’ bilgisi yer alacak. Üç bin ton gibi bir karbon ayak izi limiti belirlenebilir; bu limiti aşanlar, emisyonları düşürmek için karbon kredisi satın alarak alışverişlerine devam edebilecek. Bu fütüristik gibi görünse de çok yakında bankalar da bu sürece dahil olacak. Karbon ticareti, önümüzdeki on yılın temel ekonomik kaynaklarından biri olacak."
Rotary 2440. Bölge Guvernörü Mert Korur, çalıştayda yaptığı konuşmada, sürdürülebilirliğin tüm dünyanın öncelikli sorunu olduğuna değinerek “Sürdürülebilirlik, Rotary’nin kurucu değerleriyle örtüşen bir alan; bu nedenle iş dünyası da bireysel kariyerlerinde bu modellerle hareket etmeli” şeklinde konuştu. Naturel Rotary Dönem Başkanı Burcu Batur ise “Aslında en kıymetlimizi gelecek nesillere emanet etmeye çalışıyoruz. Umarım insanlık adına bir faydamız dokunur” dedi.
PROJE HAKKINDA BİLGİ
PSLifestyle projesi, Avrupa’nın 16 pilot kentiyle birlikte, İzmir’de 2022 yılından bu yana devam ediyor. Proje, vatandaşları iklim kriziyle mücadele sürecinde çözüm ortağı yapmayı amaçlıyor. Bu kapsamda geliştirilmiş olan “Yaşam Tarzı Uygulaması” ile vatandaşlar tüketimlerinin her boyutundaki karbon ayak izlerini ölçebiliyor ve aynı zamanda doğayla uyumlu yaşam tarzlarına yönelik öneriler elde ederek bireysel sürdürülebilirlik palanlarını yapabiliyor. Projeyle 2 yılda 13 binden fazla kent sakinine ulaşıldı ve İzmirlilerin tüketimlerinin çeşitli alanlarındaki –barınma, gıda, ulaşım, genel alışverişler – karbon ayak izlerine, sürdürülebilir tüketim tercihlerine, karşılaştıkları engellere/ beklentilerine kadar çok geniş bir veri seti elde edildi.